Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Bülent Koşmaz Hizmet Binası’nda Manisa İş Dünyası temsilcileri ile bir araya geldi. Bakan Müezzinoğlu, Manisa Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen ‘İş ve Çalışma Hayatında Karşılaştığımız Sorunlar’ konulu toplantıya katıldı, işadamlarından gelen soruları cevaplandırdı.
Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Bülent Koşmaz Hizmet Binası Konferans Salonu’nda düzenlenen toplantıya Bakan Müezzinoğlu’nun yanı sıra Manisa Valisi Mustafa Hakan Güvençer, AK Parti MKYK Üyesi ve Manisa Milletvekili Murat Baybatur, AK Parti Manisa Milletvekilleri Selçuk Özdağ ve İsmail Bilen, Yunusemre Belediye Başkanı Mehmet Çerçi, Ak Parti İl Başkanı Berk Mersinli, Manisa TSO Başkanı Adnan Erbil, Manisa TSO Meclis Başkanı Hayati Dolman, Manisa Ticaret Borsası Başkanı Sadık Özkasap, Manisa Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birlik Başkanı Hasan Geriter, Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyeleri, işadamları, kamu kuruluşlarını müdürleri ve çok sayıda davetli katıldı.Toplantının açılışında konuşan Manisa TSO Başkanı Adnan Erbil, işadamlarının karşılaştıkları sorunları Bakan Müezzinoğlu’na anlattı. Konuşmasına Manisa ile ilgili rakamlar vererek başlayan Erbil, ‘Türkiye’nin İlk 5 Ticaret ve Sanayi Odası arasında yer alan, 10 Binin üzerinde üyesi bulunan, Manisa’nın reel sektörünün tüm kesimlerinin en üst çatı örgütü olan Manisa Ticaret ve Sanayi Odasında Sizleri ağırlamaktan büyük onur duyuyoruz. Bizlerin İş ve Çalışma Hayatında karşılaştığı sorunların konuşulacağı toplantımıza teşriflerinden dolayı, Sayın Bakanımıza huzurlarınızda Şükranlarımı arz ediyorum. Ve Sizleri Şahsım ve Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu adına saygılarımla selamlıyor hoşgeldiniz diyorum. Sayın Bakanım Öncelikle Size ve değerli konuklarımıza Manisa’mız ile ilgili bir takım bilgiler arz etmek istiyorum. Manisa’mız üretim yapan, ihracat yapan ihracata dayalı Sanayi ve Tarım yatırımlarını bünyesinde barındıran, hem göç alan hem de göç veren bir şehir. 2016 yılında toplam ihracatımız 3 Milyar 772 Milyon Dolar. 2015 yılına göre bu rakamda ufak bir düşme olmasına rağmen Türkiye genelinde 7. Sıradaki yerimizi koruduk. 2016 yılında en çok ihracat yaptığımız sektörler arasında elektrik elektronik ve hizmet sektörleri gelmekte. Bu sektörleri otomotiv takip ediyor. Daha sonra sırasıyla iklimlendirme, kuru meyve, kimyevi maddeler ve mamülleri ile yaş sebze ve meyve sektörleri geliyor. Size ilginç bir rakam vermek istiyorum. Bin kişi başına düşen araç sayımız 394. Türkiye’nin en fazla kara taşıtına sahip 5. İliyiz. 2015 yılı rakamlarına göre Manisa’nın kişi başı gayrisafi yurt içi hasılası değeri 24.300 TL. Türkiye’de 18. , Ege Bölgesinde 4. Sıradayız. Dünyada üretilen Sultaniye Cinsi Üzümün yüzde 90’ına yakın bölümünü Manisa üretiyor ve bununda çok büyük bir bölümünü yaş yada kuru olarak ihraç ediyor. Manisa aynı zamanda dünyada tek noktada en çok televizyon ve beyaz eşya üretilen şehir. Vestel, Klimasan, BOSCH Isıtma Grubu, Tafe Traktör, İndesit, Polinas, İnci Akü, Toyo İnk, İpek Kağıt, Ferrero, Serel Seramik, İmperial Tobacco, Selkasan Kağıt, Maxrion Jantaş, Keskinoğlu Tavukçuluk, Özgür Tarım, Orka Üzüm, Seramiksan Manisa’ mızda ilk akla gelen ISO 1000 içerisindeki işletmelerimiz. Odamızca 1963 yılında kurulan, 2008 yılında ise Mahkeme Kararıyla Sanayicilere devredilen Manisa Organize Sanayi Bölgesi Avrupa’nın ve Bölgenin en uygun yatırım yeri. Ve şu an yaklaşık 183 Sanayi Kuruluşuna ev sahipliği yapmakta. Odamız öncülüğü ve ortaklığında kurulan Manisa Celal Bayar Üniversitesi Teknokent’i tamamlandı ve kiralamalar başladı. Burası tam anlamıyla faaliyete geçtiği zaman Manisa Sanayisinin Endüstri 4.0 çerçevesinde bir değişim ve dönüşüme gireceği, Bilim ile kucak kucağa yeni bir AR-GE İnovasyon döneminin Manisa’da başlayacağı şüphe götürmez bir gerçek. Odamız olarak Markalaşmayı Manisa Markaları yaratmayı ve Savunma Sanayi OSB ile Tarım OSB kurmayı hedefimiz olarak belirledik. Bunlara yönelik çalışmalarımız devam etmekte ve bu bağlamda 15 Mayıs’ta firmalarımızın büyük Savunma Sanayi üreticileri ile de ikili iş görüşmeleri yapacağı, Savunma Sanayi Bilgilendirme Toplantımızı düzenleyeceğiz. Manisa’mızda 26.688 Kayıtlı İşyeri bulunmakta. Bu işyerlerinde toplam 381.731 kişi çalışmakta. 2016 yılının; Ocak ayında 13.822 kişi yeni bir işe başlarken 14.514 kişi çalıştığı iş yerinden çıkmış ya da çıkartılmış. Şubat ayında ise 14.614 kişi yeni bir işe başlarken 14.684 kişi çalıştığı iş yerinden çıkmış yada çıkartılmış. Ocak ve Şubat aylarında istihdam rakamları denk. Mart ayında ise yani İstihdam Seferliği Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından başlatılınca yine 14.514 kişi yeni bir işe başlarken bu sefer sadece 8.644 kişi çalıştığı iş yerinden çıkmış yada çıkartılmış. Biz bu seferberlik kapsamında geçtiğimiz ay bu salonda Sayın SGK İl Müdürümüz ve İŞKUR Müdür Vekilimizin katılımıyla geniş bir toplantı düzenleyerek üyelerimize İstihdam Seferberliği Kapsamında yapılan değişiklikleri ve sağlanan kolaylıkları anlattık. İŞKUR ile İşbirliği Protokolümüz kapsamında Odamız İŞKUR Hizmet Birim çok yakında hizmete başlayacak. TR 33 Bölgesi Odalarının Ortak Projesi olan AB Finansmanlı KADİM yani Kayıt Dışı İstihdam Projesini büyük bir azim ve kararlılıkla yürütüyor ve işyerleri ziyaretlerimizi gerçekleştiriyoruz. Bu arada, Bu arada, Manisa’mızın da evladı olan, genç, dinamik, çözüm üreten SGK İl Müdürümüz Sayın Yavuz Kurt’un Manisa’mıza atanmasından dolayı size çok teşekkür etmeden geçmek istemiyorum’ dedi.Konuşmasında iş dünyasının yaşadığı temel sorunları da değinen Başkan Erbil, ‘Şimdi Size bazı temel sorunlarımızı müsaadenizle arz etmek istiyorum. Bunların bir çoğu zaten Sizin malumunuz olan konular. Eğitim Politikamızdan dolayı Ustalık gerektiren iş kollarında çalışacak iş gücünü maalesef bulamıyoruz. Orta öğretim ve Mesleki Eğitim Politikalarımızın çıraklık kavramına daha önem verir bir şekilde düzenlenmesini istiyoruz. 10 yılı aşan çalışanlara kıdem tazminatlarının ödeme zorunluluğu getirilmesi, tecrübeli çalışanın işverene karşı “ Maaşıma zam yapmazsan bırakırım nasıl olsa tazminatımı ödemek zorundasın” şeklinde gayri ahlaki yaklaşımlarına ve maalesef güçlü olan firmaların diğer firmalardaki tecrübeli çalışanları çok kolay bir şekilde transfer etmesine sebep oldu. Bu şekilde tazminatını alarak işten ayrılan kişilere en azından belirli bir süre sonra iş başı yapabilir hükmü herkesi rahatlatır Sayın Bakanım. İşsizlik ödeneğinin meblağının yüksek olması, çalışanları ’’ beni işten çıkartırlarsa hem işsizlik paramı alırım, hem de başka bir işte çalışırım’’ mantığına sevk etmekte. Ve iş arayan bir kişi bize geldiği zaman, “ ben işsizlik parası alıyorum beni 3 ay sigortalı gösterme maaşımı 300 TL fazla ver” pazarlığı yapma cüreti gösteriyor. Bu durum bir bakıma kayıt dışına adeta işçi ve işvereni sürüklemekte. Burada kademeli bir geçiş yapılması yada işsizin bir an önce iş başı yapmasını teşvik etmek amacıyla azalan işsizlik maaşı uygulamasına geçilmesinin daha faydalı olacağını düşünüyoruz. Kıdem tazminatları ile ilgili bir çalışma içerisinde olduğunuzu biliyoruz.Sayın Bakanım bu kıdem tazminatları hepimiz için ciddi bir sorun. İş yerini kapatmak bile artık ciddi bir maliyet. Bir ayakkabıcı düşünün. 15 yıllık bir müessese. Yanında hepsi 15 yıllık 3 personel çalıştırıyor. Ekonomik sıkıntıya düştü iş yerini kapatacak. Bu üç kişinin asgari ücretten bile olsa çıkışları 100 Bin lira tutuyor. O parası olsa zaten dükkanı kapatmayacak adam. Aynı olayı 150 kişi çalıştıran ve ekonomik sıkıntıya düşen bir sanayici için düşünün. Bu rakam milyon liraları aşıyor. O zaman Sayın Bakanım İşsizlik ve Kıdem Tazminatlarını Hayat Sigortası mantığı ile çalışan bir fon şirketine devredin. Biz yine üzerimize düşen kıdem ve işsizlik paylarını bu fona ödeyelim. Çalışan işten çıktığı zaman bu fona başvurarak isterse tek seferde isterse aylık olarak bu hakkını üstelik nemalanarak alsın. Hem devletimize yeni bir kaynak, hem çalışana nemalanmış getiri, hem de işverene bir rahatlama sağlayın. İş Mahkemelerinin çalışma usul ve esasları ve İş kanunlarında da lütfen bazı düzenlemeler yapın. Bu mahkemeler uzun süreli ve masraflı. Ve nedense hep işçi haklı işveren haksız. Ben daha çalışanı ile mahkemelik olup kazanan işveren ne gördüm ne duydum. Kabahat hep bizde mi Sayın Bakanım … İLO standartları ve AB Müktesebatları doğrultusunda çalışma hayatı ile ilgili olarak bir çok değişiklik yapılıyor. Bunlar değişen ve gelişen dünya standartlarına insanımızın uyum sağlaması ve temel insan hak ve özgürlükleri ile çalışanın mağdur edilmemesi açısından son derece doğru ve yerinde yapılan değişiklikler. Hepsini yürekten destekliyoruz. Ama yurt içinde haksız rekabetin önlenmesi ve yurt dışı pazarlara karşı avantajlı olabilmemiz adına yapılanlar bu yapılanların yanında maalesef Kadük kalıyor. Bu bir gerçek. Sayın Bakanım, Gıda İşletmeniz var ve bu Anonim Şirket. Bir Muhasebeci tutmanız zorunlu.Bir Avukat tutmanız zorunlu. Bir YMM ile anlaşmanız kaçınılmaz. Bir Çevre Danışmanı tutmanız zorunlu. Bir İşletme Mesul Müdürü tutmanız zorunlu. Bir Enerji Danışmanı tutmanız zorunlu. Bir İş Güvenliği Uzmanı tutmanız zorunlu. Aklıma gelenler bunlar. Bu işletmeyi eğer çalıştıracaksınız çalışanlarınız hariç, kesinlikle bu 7 kişiye maaş ödemek zorundasınız. Siz peynir yada zeytin yapıyorsunuz ve kanunlar çevresinde bu yasal zorunluluklara uyarak yapıyorsunuz. Ama başka bir yerde birisi 4 duvar bir çatı yapıyor bunların hiç biri yok, üstelik faturasız satış tam gaz devam.Ve geliyor Sizinle aynı pazarda mal satıyor. Burada haksız rekabet devreye giriyor. Biz ne yapacağız, kendimizi nasıl koruyacağız ? Şikayet mekanizmaları maalesef çözüm değil çünkü adam seneye ayrı yeri aynı şekilde eşinin adına açıyor ve aynı şekilde faaliyete devam ediyor. Çalışanları işverenlere karşı koruma yönünde eksiklikler gideriliyor ama işverenin işverenle haksız rekabetini önleme konusunda maalesef aynı süratle sorunlar çözümlenmiyor. Sayın Bakanım ALO 171 çalışanlar ve toplumumuz açısından son derece yerinde ve güzel bir uygulama. Fakat bu kanal art niyetli insanlar tarafından çok kolay suistimal edilmekte ve ihbarlar çoğu zaman teyit edilmeden işletmelerin üzerine gelinmekte. İşletmenin en azından SGK açısından bir geçmişine bakın, bir de çalışanın geçmişine bakın, ne kadar zamanda ne kadar işyeri değiştirmiş, ona göre harekete geçilsin lütfen. Sayın Bakanım Son olarak; Hiçbir çözüm üretilmediği için bizim beraber olduğumuz tüm siyasetçilerimize ve Bakanlarımıza, bürokratlarımıza ilettiğimiz artık kangren olmuş GEDAŞ sorunumuzu Size de herkesin huzurunda arz etmek istiyorum. Özelleştirme sonrası GEDAŞ maalesef hizmet kalitesi ve alt yapı yatırımları yönünden yetersiz kelimesinin çok altında. Ovamızda yazın sulama zamanı her gün 6-8 saat elektrik kesiliyor. Geçmiş yıllarda bağları yanan mahsulleri zarar gören çok kişi oldu. Bunun yanı sıra Muradiye Sanayi Bölgemizde ve Orta Ölçekli Sanayi Bölgemizde özellikle yaz aylarında rutin hale gelen, günlük 4-5 saati bulan kesintiler ortaya çıkıyor. Manisa Merkez’de geçen yaz arızalara müdahale eden ovalarımız ve köylerimiz dahil sadece İKİ ekip vardı. Ve geçen sene Yunt Dağı bölgemiz tam 3 gün elektriksiz kaldı Sayın Bakanım. Belediyeler ve AFAD iletişim kesilmesin diye seyyar jeneratör götürüp köylerde telefon şarj ettirdi. Üstelik son dönemde aynı tüketim miktarlarına farklı farklı faturalar gelmeye başladı. Kime söylesek Özel Şirket diyor çıkıyor işin içinden. Devletimiz bu özelleştirmeleri vatandaşı çiftçisi Sanayicisi mağdur olsun diye mi yaptı Sayın Bakanım. OSB haricindeki tüm işletmeler maalesef jeneratör aldı ve bunları mazot ile çalıştırıyor. Manisa’mız adına 2017 yılında olmamız asabiyle utanarak ta olsa bu durumu Size de arz ediyoruz. Bu sorunları dile getirmemiz ve bunlara çözüm istememiz Türkiye’mizin 2023 hedeflerine ulaşması noktasındaki inanç, azim ve gayretimizden Sayın Bakanım. Bunlar bizim hastalıklarımız. Siz de Doktorsunuz. Bu toplantı inşallah iyi olacak hastanın ayağına doktor gelirmiş atasözünün teyidi olsun. Huzurlarınızda bu toplantının düzenlenmesinde emeği olan Ak Parti İl Başkanı Berk Mersinli’ ye ve bizlerin her zaman sorunları ile alakadar olan Milletvekillerimize teşekkür etmeden geçemeyeceğim. Sayın Bakanım, dün yaptığınız SGK ve İŞKUR’u birleştireceğiz açıklamanızı memnuniyet ile okudum. Doğru bir karar. Sizi kutluyor ve desteğimizin tam olduğunu burada ifade etmek istiyorum. HİLM sahibi kişiliğiniz, olaylara çözümcü yaklaşımlarınız, Devlet Tecrübeniz, tüm işçi ve işverenlerimiz ile ülkemiz adına bir şans. Türkiye’nin en büyük ve en zor kurumlarından birisi olan Bakanlığınızı son derece başarılı bir şekilde yürütmektesiniz. Rabbim Sizden razı olsun, yar ve yardımcınız olsun, işlerinizi kolay eylesin, Sizleri muhafaza eylesin inşallah. Vatanımızı Bayrağımızı Birliğimizi Milletimizi ve Ümmetimizi korusun ve yüceltsin inşallah. Bu gün burada bazı sıkıntılarımızı dile getirdik çünkü Manisa’ nın Devletimize, Hükümetimize, Şahsınıza ve Türkiye’nin 2023 hedeflerine olan inancı ve güveni tam ve sağlam. Sıkıntılar her yerde var, ve hep olacak. Çünkü dünyada ve ülkemizde sosyal ve ekonomik şartlar ve dengeler sürekli değişiyor. Bu gün dünyanın en gelişmiş en zengin ekonomilerinde bile benzer sıkıntılar var. ABD bile yakın zamanda çok ciddi bir Sosyal Güvenlik Kaosu yaşadı. Ülkemiz ve Reel Sektör olarak 15 Temmuz İşgal Girişimini, FETÖ PDY Terör ve Casusluk Örgütünün her alanda ki Vatana Devlete ve Millete verdiği zarar ve yaptığı İhanetleri hep birlikte yaşadık ve yaşıyoruz. Bu Asrın İhanetidir Vatansızlığıdır, Alçaklığıdır. Buna rağmen yılmadık, yıkılmadık, eğilmedik, diz çökmedik. Ve bundan sonra da yılmayacak, yıkılmayacak, eğilmeyecek ve diz çökmeyeceğiz. Biriz, beraberiz ve hep birlikte Türkiye’yiz… Güzel günler göreceğiz. Büyüyecek daha da büyüyecek, zenginleşecek, güçlenecek ve Atalarımız gibi Dostlarımıza güven Düşmanlarımıza korku vereceğiz… Sayın Bakanım,Bu duygu ve düşüncelerimle Manisa’mıza ve Odamıza geldiğiniz, bu gün bu saatte bile olsa bizlerle beraber olduğunuz için bir kez daha Şükranlarımı arz ediyorum. Şahsınızı ve Şahsınızda tüm misafirlerimizi bir kez daha saygılarımla selamlıyorum’ diye konuştu.Manisa TSO Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Erbil’in yaşanan sorunları anlatmasından sonra konuşan Bakan Müezzinoğlu, kıdem tazminatlarıyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"İşverenimizin kıdem tazminatından rahatsız oluyor olması beni mutlu ediyor. Burada vicdan var. Burada hak yememe duygusu var. Burada çalışanın hak ve hukukunun yarın kaybettiği bir yapı olmasın istiyor. 10 yıl sonra 15 yıl sonra 20 yıl sonra benim kasamda biriktiğini, biriken miktarı 10 yıl sonra bir bakıyorum ki koşullar o kasada o birikimi kıyıya koymamış. Ve ya koşullar o imkanı bende bırakmamış. Bir çalışanın alın terinin hakkı ay sonu itibariyle nasıl ki maaş olarak veriliyorsa, kıdem tazminatı hakkı da işverenin kasasında değil, işçi adına çalışan adına güvenli bir kasada, güvenli bir adreste olmalı. Biz sigorta primlerimizi ay sonu nasıl takip ediyorsak, alamadığımız zaman nasıl ki cezası, takibi, müeyyidesi var ise, alın terinin de hak ve hukukunun ay sonu; bir aysa bir ay, 5 yılsa 5 yıl, onun hak ettiği hakları o fonda toplanabilmeli ve işverenin kasasında değil tam aksine şeffaf, güçlü, hakkaniyetli ve yıllar sonra hangi yılda kendisinin ne kadar birikimi var, kaç yıl beklerse ne kadar avantajı olacak, iş yeri değiştirmediği sürece onun o iş yerinde kalışında artı avantajları ne olacak bütün bunları onun adına hakkaniyetli koruyan, diğer tarafı da hak ve hukukunda zora sokmayacak bir sistemi inşallah önümüzdeki süreçte paydaşlarımızla paylaşarak bir noktaya taşıyacağız. Çünkü burada bir taraftan iş verenimizin üzerinde yarın öbür gün ne olacağını bilemediği bir yük yüklenirken, diğer taraftan her gün çalışanımızın mağdur olduğu, kıdem tazminatını alamadığı ve ya bu anlamda mahkemelerde iki tarafın da mahkemelik olduğu süreçleri yaşıyoruz. Buna gerek yok. Bizim için çalışanımız da çalıştıranımız da değerlidir ve anlamlıdır. İkisinin sağ ve sol ayak gibi uyumlu yürümesi, sağlıklı yürümesi her iki grup adına da kazanım ve güç kaynağıdır. Yalnız işverenimizi dinleyerek değil burada çalışan kardeşimizin alın teri... 13 milyon özel sektörde çalışan kardeşimiz var. 13 milyon çalışanın iki milyonu kıdem tazminatı haklarından istifade edebiliyor. Yaklaşık 9 milyonu 10 milyonu edemiyor. Peki bu 10 milyon mağduriyeti biz görmeyecek miyiz? Kayıt dışılığın bu ülkeye, bu millete ödettiğini görmeyecek miyiz? Kayıt dışılığın, kayın içinde olan işverenimizin rekabet gücünü zayıflattığının katlamalı bedellerini hem işverenimiz hem ülke hem sosyal güvenlik kurumu olarak biz yaşıyoruz."
Kayıt dışı istihdamla ilgili de açıklamalarda bulunan Bakan Müezzinoğlu, "Bir puanlık kayıt dışılığın bizim sosyal güvenlik kurumuna maliyeti 1 milyar 900 milyon. 2 milyar. Yıllık bir puanlık kayıt dışılık 2 milyar. Yüzde 32-33 kayıt dışılık var. Yüzde 30 kabul etsek 2 milyar desek 60 milyar. 60 milyar gibi bir rakam kayıt dışılığın bizim yalnız Sosyal Güvenlik Kurumuna olan bedeli. Kayıt içinde olan işverenimize ödettiği bedel ne? Rekabet gücünü zayıflatıyor. Onun istihdam yükünü arttırmanın getirdiği sıkıntıları var. Ama bu mücadeleyi yine beraber vereceğiz. İnşallah kayıt dışılıkla olan mücadelemiz de yine bir taraftan verdiğimiz bu teşvikler ve geçtiğimiz yıl yaşadığımız olağan üstü sıkıntıları paylaşarak azaltma derdimiz" diye konuştu.
İş hayatında yaşanan sorunları anlatan Manisa TSO Başkanı Adnan Erbil’in, hakimlerin işverenleri sürekli haksız bulmasından şikayet etmesi üzerine Bakan Müezzinoğlu, "Bizim hakimlerimizin zihniyet dönüşümüne ihtiyacı var. Bir tarafı kapıdan girmeden daha haklı, diğer tarafı daha kapıdan girmeden suçlu gören bir anlayış hakkaniyetli bir anlayış olamaz. Burada evet hakimin kararı önemlidir. Biz ona teslim olacağız. Adaletin arkasında kapı gibi duracağız ama girmeden daha ’Bu işveren zaten bunu istismar etmiştir’ gözüyle işverenin suçlu, çalışanı haklı gören bir anlayışı bizim hakimlerimize de karar vericilerimize de onlara da süreç içinde daha iyi anlatmamız gerekiyor" dedi.
Alo 170 şikayet hatlarına yapılan asılsız ihbarlara da yaptırım uygulanacağını belirten Müezzinoğlu, "Önümüzdeki dönemde Alo 170 asılsız ihbarlar ve ya suçlayıp da bedel ödeten ihbarlar, bu ihbarı kasıtlı ve bilinçli yapanların da bir müeyyidesi olmalı. İddiasını ispatla zorunluluğu olmalı. Yoksa ’Ben iftirayı attım. Suçlamayı yaptım. Orada ona bedel ödettim. Sonra da bana hiç bir şey olmadı’ Arkadaşlar neticede kurumların saygınlığı vardır. İmajı vardır. Prestiji vardır. Marka değeri vardır. Bütün bunları bir hak olarak onların haklarını da koruyacak bir anlayışla ama mağdur olduysa sana her türlü şikayet kapısı açıktır. Şikayetini yapabilirsin. Ama ispat etmek ve ya delillendirmek de senin sorumluluğundur. Bütün bunları inşallah önümüzdeki dönemde paylaşarak azaltacağız" diye konuştu.
Toplantının soru cevap kısmında emeklilikle ilgili açıklamalarda bulunan Bakan Müezzinoğlu, "Bugün dünyanın o en gelişmiş ülkesi Almanya 65-64 buçukta bir emeklisi yok. 65’in altında yok. Şimdi 67’nin düzenlemesini yapıyor. Arkadaşlar bu bizim sosyal güvenlik neticede kimin parasını harcıyoruz? Milletin parasını harcıyoruz. Biz şimdi emekli maaşlarımızla ilgili her yıl bütçeden 23 milyar bütçeden sübvansiyon ayırıyoruz. Şimdi biz bu açığı büyütelim mi? Yoksa bu açığı yavaş yavaş olması gereken yere taşıyalım. Her bir yaşta 1 milyon 250 bin gencimiz var. Türkiye o gençlere iş bulsun. Türkiye daha çok üretsin. Almanya’yla, Hollanda’yla rekabet mi edelim? Yoksa oradan geleni buraya aktaralım, hazırdan tüketelim. Ne güzel 45 yaşında emekli, 42 yaşında emekli, 51 yaşında emekli. Peki Almanya’yla nasıl yarışacağız? Bu bütçeyi ne Recep Tayyip Erdoğan’ın cebinden, ne Binali beyin cebinden, ne Müezzinoğlu’nun cebinden vererek karşılayabileceğim bir bütçe değil. 23 milyar. Milletin işte buradan topladığımız vergiler, şunlar bunlar 23 milyarı oraya o açığı kapatmak için veriyoruz. Ne diyoruz? 2-3 yıl sonra ortalama yaşımız 53 olsun. 2-3 yıl sonra ortalama yaşımız 54 olsun. 2036’da da kadınlar 58 olacak, erkekler de 60 olacak. Onun için bir Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olarak içimi acıtıyor, gününü doldurmuş, ’Emekliliği hak ettim’ diyen kardeşime ’Biraz sabırlı ol bekleyeceksin demek’ içimi acıtıyor. Ama öbür taraf da içimi acıtıyor. Bir taraftan da neticede milletin gelecek hayallerini ve umutlarını doğru ve istikrarlı ekonomi yönetiyor. Bir siyasi istikrar, iki ekonomik istikrar" diye konuştu.
Toplantının sonunda Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kuruşlu Başkanı Adnan Erbil, Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Hayati Dolman ve Manisa Ticaret Borsası Başkanı Sadık Özsakap, Bakan Müezzinoğlu’na günün anısına hediye takdiminde bulundular.
"İşverenimizin kıdem tazminatından rahatsız oluyor olması beni mutlu ediyor. Burada vicdan var. Burada hak yememe duygusu var. Burada çalışanın hak ve hukukunun yarın kaybettiği bir yapı olmasın istiyor. 10 yıl sonra 15 yıl sonra 20 yıl sonra benim kasamda biriktiğini, biriken miktarı 10 yıl sonra bir bakıyorum ki koşullar o kasada o birikimi kıyıya koymamış. Ve ya koşullar o imkanı bende bırakmamış. Bir çalışanın alın terinin hakkı ay sonu itibariyle nasıl ki maaş olarak veriliyorsa, kıdem tazminatı hakkı da işverenin kasasında değil, işçi adına çalışan adına güvenli bir kasada, güvenli bir adreste olmalı. Biz sigorta primlerimizi ay sonu nasıl takip ediyorsak, alamadığımız zaman nasıl ki cezası, takibi, müeyyidesi var ise, alın terinin de hak ve hukukunun ay sonu; bir aysa bir ay, 5 yılsa 5 yıl, onun hak ettiği hakları o fonda toplanabilmeli ve işverenin kasasında değil tam aksine şeffaf, güçlü, hakkaniyetli ve yıllar sonra hangi yılda kendisinin ne kadar birikimi var, kaç yıl beklerse ne kadar avantajı olacak, iş yeri değiştirmediği sürece onun o iş yerinde kalışında artı avantajları ne olacak bütün bunları onun adına hakkaniyetli koruyan, diğer tarafı da hak ve hukukunda zora sokmayacak bir sistemi inşallah önümüzdeki süreçte paydaşlarımızla paylaşarak bir noktaya taşıyacağız. Çünkü burada bir taraftan iş verenimizin üzerinde yarın öbür gün ne olacağını bilemediği bir yük yüklenirken, diğer taraftan her gün çalışanımızın mağdur olduğu, kıdem tazminatını alamadığı ve ya bu anlamda mahkemelerde iki tarafın da mahkemelik olduğu süreçleri yaşıyoruz. Buna gerek yok. Bizim için çalışanımız da çalıştıranımız da değerlidir ve anlamlıdır. İkisinin sağ ve sol ayak gibi uyumlu yürümesi, sağlıklı yürümesi her iki grup adına da kazanım ve güç kaynağıdır. Yalnız işverenimizi dinleyerek değil burada çalışan kardeşimizin alın teri... 13 milyon özel sektörde çalışan kardeşimiz var. 13 milyon çalışanın iki milyonu kıdem tazminatı haklarından istifade edebiliyor. Yaklaşık 9 milyonu 10 milyonu edemiyor. Peki bu 10 milyon mağduriyeti biz görmeyecek miyiz? Kayıt dışılığın bu ülkeye, bu millete ödettiğini görmeyecek miyiz? Kayıt dışılığın, kayın içinde olan işverenimizin rekabet gücünü zayıflattığının katlamalı bedellerini hem işverenimiz hem ülke hem sosyal güvenlik kurumu olarak biz yaşıyoruz."
Kayıt dışı istihdamla ilgili de açıklamalarda bulunan Bakan Müezzinoğlu, "Bir puanlık kayıt dışılığın bizim sosyal güvenlik kurumuna maliyeti 1 milyar 900 milyon. 2 milyar. Yıllık bir puanlık kayıt dışılık 2 milyar. Yüzde 32-33 kayıt dışılık var. Yüzde 30 kabul etsek 2 milyar desek 60 milyar. 60 milyar gibi bir rakam kayıt dışılığın bizim yalnız Sosyal Güvenlik Kurumuna olan bedeli. Kayıt içinde olan işverenimize ödettiği bedel ne? Rekabet gücünü zayıflatıyor. Onun istihdam yükünü arttırmanın getirdiği sıkıntıları var. Ama bu mücadeleyi yine beraber vereceğiz. İnşallah kayıt dışılıkla olan mücadelemiz de yine bir taraftan verdiğimiz bu teşvikler ve geçtiğimiz yıl yaşadığımız olağan üstü sıkıntıları paylaşarak azaltma derdimiz" diye konuştu.
İş hayatında yaşanan sorunları anlatan Manisa TSO Başkanı Adnan Erbil’in, hakimlerin işverenleri sürekli haksız bulmasından şikayet etmesi üzerine Bakan Müezzinoğlu, "Bizim hakimlerimizin zihniyet dönüşümüne ihtiyacı var. Bir tarafı kapıdan girmeden daha haklı, diğer tarafı daha kapıdan girmeden suçlu gören bir anlayış hakkaniyetli bir anlayış olamaz. Burada evet hakimin kararı önemlidir. Biz ona teslim olacağız. Adaletin arkasında kapı gibi duracağız ama girmeden daha ’Bu işveren zaten bunu istismar etmiştir’ gözüyle işverenin suçlu, çalışanı haklı gören bir anlayışı bizim hakimlerimize de karar vericilerimize de onlara da süreç içinde daha iyi anlatmamız gerekiyor" dedi.
Alo 170 şikayet hatlarına yapılan asılsız ihbarlara da yaptırım uygulanacağını belirten Müezzinoğlu, "Önümüzdeki dönemde Alo 170 asılsız ihbarlar ve ya suçlayıp da bedel ödeten ihbarlar, bu ihbarı kasıtlı ve bilinçli yapanların da bir müeyyidesi olmalı. İddiasını ispatla zorunluluğu olmalı. Yoksa ’Ben iftirayı attım. Suçlamayı yaptım. Orada ona bedel ödettim. Sonra da bana hiç bir şey olmadı’ Arkadaşlar neticede kurumların saygınlığı vardır. İmajı vardır. Prestiji vardır. Marka değeri vardır. Bütün bunları bir hak olarak onların haklarını da koruyacak bir anlayışla ama mağdur olduysa sana her türlü şikayet kapısı açıktır. Şikayetini yapabilirsin. Ama ispat etmek ve ya delillendirmek de senin sorumluluğundur. Bütün bunları inşallah önümüzdeki dönemde paylaşarak azaltacağız" diye konuştu.
Toplantının soru cevap kısmında emeklilikle ilgili açıklamalarda bulunan Bakan Müezzinoğlu, "Bugün dünyanın o en gelişmiş ülkesi Almanya 65-64 buçukta bir emeklisi yok. 65’in altında yok. Şimdi 67’nin düzenlemesini yapıyor. Arkadaşlar bu bizim sosyal güvenlik neticede kimin parasını harcıyoruz? Milletin parasını harcıyoruz. Biz şimdi emekli maaşlarımızla ilgili her yıl bütçeden 23 milyar bütçeden sübvansiyon ayırıyoruz. Şimdi biz bu açığı büyütelim mi? Yoksa bu açığı yavaş yavaş olması gereken yere taşıyalım. Her bir yaşta 1 milyon 250 bin gencimiz var. Türkiye o gençlere iş bulsun. Türkiye daha çok üretsin. Almanya’yla, Hollanda’yla rekabet mi edelim? Yoksa oradan geleni buraya aktaralım, hazırdan tüketelim. Ne güzel 45 yaşında emekli, 42 yaşında emekli, 51 yaşında emekli. Peki Almanya’yla nasıl yarışacağız? Bu bütçeyi ne Recep Tayyip Erdoğan’ın cebinden, ne Binali beyin cebinden, ne Müezzinoğlu’nun cebinden vererek karşılayabileceğim bir bütçe değil. 23 milyar. Milletin işte buradan topladığımız vergiler, şunlar bunlar 23 milyarı oraya o açığı kapatmak için veriyoruz. Ne diyoruz? 2-3 yıl sonra ortalama yaşımız 53 olsun. 2-3 yıl sonra ortalama yaşımız 54 olsun. 2036’da da kadınlar 58 olacak, erkekler de 60 olacak. Onun için bir Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olarak içimi acıtıyor, gününü doldurmuş, ’Emekliliği hak ettim’ diyen kardeşime ’Biraz sabırlı ol bekleyeceksin demek’ içimi acıtıyor. Ama öbür taraf da içimi acıtıyor. Bir taraftan da neticede milletin gelecek hayallerini ve umutlarını doğru ve istikrarlı ekonomi yönetiyor. Bir siyasi istikrar, iki ekonomik istikrar" diye konuştu.
Toplantının sonunda Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kuruşlu Başkanı Adnan Erbil, Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Hayati Dolman ve Manisa Ticaret Borsası Başkanı Sadık Özsakap, Bakan Müezzinoğlu’na günün anısına hediye takdiminde bulundular.