Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bahariye Mevlevihanesi’nde düzenlenen “Mukaddes Emanetler Işığında Sergi ve Konferansı”nda yaptığı konuşmada; kutsal emanetlerin ecdat döneminde son derece dikkatli bir şekilde korunduğuna dikkat çekti.,Peygamber Efendimiz’in (S.A.V) kendisi hayattayken başlayan onu hayatına hürmet gayretlerinin daha sonra hoyrat bir şekilde ortadan kaldırılmaya çalışılmasından üzüntü duyduğunu belirten Erdoğan; "Bizim ecdadımız Medine’deki son asker oradan çekilinceye kadar Peygamber Efendimiz (S.A.V) ‘in aziz hatıralarına hürmette kusur etmemiştir. İstanbul’dan Mekke ve Medine’ye gönderilen Surre alayları bu hürmetin en önemli sembollerinden birisidir” şeklinde konuştu.
Erdoğan, konuşmasının devamında Arif Nihat Asya’nın ‘Naat’ şiirinde geçen ve ‘Neler duydu şu dünyada, Mevlid’ine hayran kulaklarımız’ mısraları ile başlayan dizesini okuyarak, “ Tüm unsurları ile medeniyetimize sahip çıkacağız. Önümüzdeki dönemde medeniyetimizin ihyası için yürütülen çalışmaları en az güvenlikteki en az diplomatik alandaki başarılar kadar önemli görüyoruz” dedi.
Program sonunda Erdoğan beraberindeki heyet ile birlikte kutsal emanetler sergisini gezdi. Ufuk Kıvık
“Mekke ve Medine’de bulunan gariplere yardım...
Erdoğan, “Milletimizin tamamının katkılarıyla oluşturulacak bir fon aracılığıyla mübarek üç aylar boyunca Mekke ve Medine'de bulunan dünyanın her köşesinden gelmiş gariplere yardım ulaştıracak bir mekanizmayı da kurabiliriz. Bunun da gayreti içinde olmamız gerekir diye düşünüyorum” dedi."yüreğimizi parçalıyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’deki iç savaşta asırlık eserlerin de yakılıp yıkıldığına değinerek, “Asırlar boyunca İslam'ın ve Müslümanların en nadide eserlerine ev sahipliği yapmış Suriye ve Irak topraklarında yaşanan vahşet, yüreğimizi parçalıyor, yakıyor. Bazen şunu söylüyorum, ah Suriye keşke seni tanımasaydım. Tanıdıktan sonra tabii bu çok daha ağırımıza gidiyor bütün o eserlerin yer ile yeksan olması bizi gerçekten yakıyor, yıkıyor” şeklinde konuştu.“Türkiye’nin istiklali ve istikbali, İslam coğrafyasının istiklal ve istikbaline önderlik edecektir”
Türkiye üzerindeki oyunlarla birlik ve bütünlüğün bozulmasına izin verilmeyeceğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:“Hem kendi sınırlarımız boyunca hem de uluslararası alanda elimizden gelen tüm gayreti gösteriyoruz. Esasen bölgede oynanan oyunun bizim birliğimizi beraberliğimizi geleceğimizi hedef aldığımızı çok iyi biliyoruz. Ama ne yazık ki hala birliğimize beraberliğimize, gayret sarf etmeyip, ‘acaba nasıl bölünebiliriz’ bunun gayreti içerisinde olunması bizi ayrıca yaralıyor. Her zamankinden çok daha fazla birliğe, beraberliğe, kardeşliğimizi güçlendirmeye ihtiyacımızın olduğu bir dönemden geçiyoruz. Bizim bu birliğimiz tartışılmaz. Bugüne kadar bu senaryonun neticeye ulaşmasına izin vermedik. İnşallah bundan sonra da bölünmemize zemin hazırlama içerisine girenlere bu fırsatı milletimiz ile izin vermeyeceğiz. Türkiye’nin istiklali ve istikbali için yürüttüğü mücadelenin başarısı tıpkı bin yıldır olduğu gibi tüm İslam coğrafyasının istikbali ve istiklaline önderlik edecektir.”“Her kriz yeni bir fırsattır”
Yaşanan her krizin yeni bir fırsat olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bize kurulan tuzakları tersine çevirip yeni bir yükselişin basamakları haline getirebiliriz. Bu şansımız ve insan gücümüz var. Bunun için birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize çok sıkı bir şekilde sahip çıkmamız şart. Yeni dönemde siyaset, ekonomi ve güvenlik boyutundaki başarılarımızı, medeniyetimizin ihyası için olmazsa olmazı olarak gördüğümüz eğitim ile kültür ile sanatla tahkim etmeliyiz” dedi.Erdoğan, konuşmasının devamında Arif Nihat Asya’nın ‘Naat’ şiirinde geçen ve ‘Neler duydu şu dünyada, Mevlid’ine hayran kulaklarımız’ mısraları ile başlayan dizesini okuyarak, “ Tüm unsurları ile medeniyetimize sahip çıkacağız. Önümüzdeki dönemde medeniyetimizin ihyası için yürütülen çalışmaları en az güvenlikteki en az diplomatik alandaki başarılar kadar önemli görüyoruz” dedi.
Program sonunda Erdoğan beraberindeki heyet ile birlikte kutsal emanetler sergisini gezdi. Ufuk Kıvık