İdris Bal'ın kurduğu ve Genel Başkanı seçildiği Demokratik Gelişim Partisi'nin 1. Olağan Kongresi'yle ilgili partiden kamuoyuna şok bir açıklama yapıldı.
Demokratik Gelişim Partisi Genelbaşkan Yardımcısı ve Teşkilat Başkanı Kani Kudu'nun imzasıyla yapılan yazılı açıklama şöyle:
KAMUOYUNA DUYURU
Tüm kimliği belirsiz karanlık insanların ensemizde dolaşmalarına rağmen Demokratik Gelişim Partisi’nin 1. Olağan Büyük Kongresi’ni yaptık. “BÜYÜK TÜRKİYE PROJESİ”nin temelini Genel Merkezimizin mütevazı salonunda attık. Neden “BÜYÜK TÜRKİYE PROJESİ”nin temelini daha prestijli bir salonda yapmadık?
"DESTEK OLACAĞIZ" DİYEN KÖTÜ NİYETLİLER...
1.) Genel Başkanımız parti kurmasın, yeni bir oluşum içinde olmasın amacıyla, çevresine iyi niyet görünümlü “destek olacağız” beyanıyla değişik insanlar yerleştirildi. Bunlar yeni oluşumun önünü kesmek, yasal süreyi kaybettirmek için her yolu denediler. Riyakarlığın, takiyyenin kol gezdiği bir dönemde bu kaypak insanları ve niyetlerini çözmek hayli zaman aldı.
İDRİS BAL İLE KONUŞANLAR İŞTEN ATILDI
2.) Sayın Genel Başkanımız’ın görüştüğü bazı iş adamı, dernek başkanı vatandaşlarımız, Devletimizin önemil bir kurumunda çalışan ( Ülkemiz, anayasasını rafa kaldırtıp, hukuk ve insani değerleri ayaklar altına alan) kişiler tarafından 3-4 saat sorguya alındılar. Kendileri “şu şekilde aramızda konuşma oldu” de tarzında beyana zorlandı, korkutuldu; Genel Başkanımızın çevresinden uzaklaştırılmaları sağlandı. Genel Başkanımız ile konuştu diye işinden atılanlar oldu. Ciddi baskıya uğrayanlar oldu.
AÇIK BİR ŞEKİLDE TAKİP EDİLDİK
3.) Genel Başkanımız ile yaptığımız siyasi çalışmalar esasında açık bir şekilde takip edildik. Bizi takip eden zavallı aciz kişiler bunu gizli değil açık açık yaptı. Masa değiştirdik bizle birlikte masa değiştirdi, gittiğimiz her görüşmenin kapısının önünde biz çıkıncaya kadar aynı kişi bekledi. Tecrit ve taciz edildik. Yanımızda açık açık gezen bu kişileri gören vatandaşlarımız çekindiler. Bizi canı gönülden desteklemelerine rağmen bizim ile olamadılar.
4.) Görüştüğümüz vatandaşlarımızın bazıları, çocukları yaşlarında devlet memurlarından, “işten atılacak, kovulacak, sürülecek, mağdur edilecek“ şeklinde tehditler aldılar.
"İDRİS BAL VE ONUNLA SİYASET YAPANLAR YARGILANACAK"
5.) Bazı il başkanı adayı ve il başkanı arkadaşlarımız aranarak, “idris BAL’ın kendisine Milletvekili olduğu için kendisine dokunulmadığı, Milletvekilliği düştüğü gün, terörden, paralel yapıdan, onunla siyaset yapanların da bu şekilde yargılanacağı" konusunda tehdit aldılar.
6.) Genel Başkanımız ile hareket ettiğini söyleyen bazı iş adamları, bizden, seçimlere girme hakkı olan bazı siyasi partiler ve partilerin genelbaşkanları ya da gölge genelbaşkanları ile görüşmemizi istediler. Aynı işadamları, görüşmeye gerekçe olarak, o kişilerin partileri bize devretmeye hazır olduklarını gösterdi. Biz de “BÜYÜK TÜRKİYE PROJESİ” için herkes ile görüşebileceğimiz açıkca deklare ettik.
İki örnek verecek olursak. Eski bir bakan olan ve bir siyasi partiye genelbaşkanlık yapan bir ismi evinde ziyaret ettik. Misafirperverliği için teşekkür ederiz. Lakin aramızdaki şu konuşma Türkiye’nin bugünki resmini özetliyor. Biz sayın bakanın temiz bir geçmişi olduğunu, bunun için “BÜYÜK TÜRKİYE PROJESİ”nde bizimle birlikte olabileceğini belirttik. Ülke gündemi ile ilgili düşüncelerini öğrenince, ülkemizin ne kadar vahim bir durumda olduğunu bir kez daha gördük. Bu görüşmeden sonra, bizde, millet adına, ivedi bir şekilde partimizi kurmamız gerektiği fikri, kuvvet kazandı.
'ERGENEKON ADINI FETHULLAH GÜLEN VERDİRDİ'
Eski bakanın ifadeleri şöyle; “ERGENEKON BU DEVLETİN ADIDIR. FETHULLAH GÜLEN, 2007’DE YAPILAN OPERASYONLARA, DEVLETİ İTİBARSIZLAŞTIRMAK İÇİN ‘ERGENEKON’ ADINI VERDİRDİ. HÜKÜMET BU OPERASYONLARI , HOCANIN YAPTIĞINI SÖYLEDİ. GELİNEN NOKTADA TAYYİP ERDOĞAN, FETHULLAH HOCA BAŞTA OLMAK ÜZERE TÜM CEMAATLERİ BİTİRECEK, BİTİRMEK ZORUNDA VE BUNA MECBUR. SONRA DA TAYYİP ERDOĞAN BİTECEK”. Bu da şu anda ülkemizde yapılan hukuksuzlukların derin ittifaklar tarafından yapıldığını ve Tayyip Erdoğan’ın o derin yapıların elinde olan dosyalardan sebep kullanıldığının resmidir.
Eski bakanla bize randevu ayarlayan iş adamı bize, bakanın her kelimesinin kendisine emir olduğunu, Gazeteci Mehmet BARANSU’nun adının kıyısından bile geçen bir parti ile hiçbir şekilde olamayacağını belirtti. Oysa ki bir yıldır Genelbaşkanımız ile birlikte geziyor ve “emrinizdeyim” diyordu.
AŞIRI MİLLİYETÇİ SÖYLEMLERLE ÇIKIN MHP BARAJ ALTI KALSIN
Bu olaydan sonra başka bir partinin gölge genelbaşkanı ile görüştüğümüzde bizden talebi, “Size hazır bir parti verelim. Biz Türkler Muhamed’e haksızlık yapıyoruz. Sünneti kur-an’ın önüne, Muhammed’i Allah’ın önüne geçiriyoruz. Bu ülkede bu değişmeli. Biz Türkler Muhammed’e haksızlıktan vazgeçmeliyiz. Ondan sonra AKP hükümeti yolsuzluk, hırsızlıklarla dolu ama toplum memnun. Onun için seçimlere girmenize katkı sağlayalım. partimizi verelim. Siz de çok aşırı milliyetçi söylemlerle çıkın, MHP’yi baraj altı bırakalım. Ülkede MHP’nin baraj altı kalmasına ihtiyaç var.” şeklinde oldu.
Biz bu görüşme ayarlamasının da kurmaya çalıştığımız oluşuma bir tezgah olduğunu gördük. Bu görüşmeler, Türkiye’de oynanmak istenen planı da açık etti. Bu ve benzeri görüşmeler ile, Ülkemiz üzerinde oynanan oyunları bilmemize rağmen, planlananları gözlerimizle ayan beyan gördük ve teyid ettik. Türkiye’de birilerinin partileri bir amaç uğruna kurdurmuş olduğunu, gerçekten milletin partisi olmadığını görmüş olduk.
GENEL MERKEZİ KİRALADIĞIMIZ GÜN...
7.) Teşkilat kurma çalışmalarında geçici Genel Merkezimizi kiraladığımız gün, su saatimiz söküldü. Elektiriklerimiz, telefonlarımız hemen her gün, defalarca kesildi. Teknik aletlerimiz bu yüzden sık sık arıza yaptı. Çalışmalarımız yavaşlatıldı. Cihazlarımız bu teknik sorunlardan dolayı bir süre sonra çalışmaz hale geldi. Teşkilatlanma sürecinde zamana karşı yarışırken, Teşkilatlarımızdan, resmi kurumlara iletilmek üzere gelen fakslarımızı, çevredeki esnafların yardımıyla alabildik. Geçici Genel merkezimizde elektirik kesildiğinde dağıtımcı firma tarafından, “binanın jenaratörü var” denildi.
Jenaratörler tüm binaya elektirik veriyorken, sadece bizim ofisimize elektirik gelmedi. Durumu belirttiğimizde, “biz hallederiz” dediler. Ancak gördük ki, elektirik kasıtlı olarak ofisimize verilmiyor ya da geciktiriliyordu. Dışarıdan elektirik teknisyenleri getirerek, ofisimize elektirik verdik. Elektirik dağıtım firması elektirikler kesildiğinde, o bölgede arıza var onarıyoruz diyor, Telekom kutunuzda arıza var tamir ediyoruz diyordu. Ancak bir türlü yaşadığımız sorunlar çözülmüyordu. Biz ilgili kurumların kontrolünde olduğunu sandığımız, elektirik trafosu ve telefon kutusunu, artık kedilerin çaldığını ya da ele geçirdiğini düşünüyoruz.
Genelbaşkanımızın çevresindeki insanlar korkutularak tehdit edilerek ve uzaklaştırılmasına rağmen Genelbaşkanımızın dik duruşu, kararlılığı, ardına ve yere asla bakmaması hep önündeki “BÜYÜK TÜRKİYE PROJESİ”ne bakıp tam konsantre olması sayesinde yeni oluşum engellenemedi. Prof.Dr. İdris BAL liderliğinde “BÜYÜK TÜRKİYE PROJESİ”ni gerçekleştirecek partimiz kurulmuş oldu. 03.12.2014 tarihinde Partimizin 1. Olağan Büyük Kongresini yaptık. Büyük talep olmasına rağmen salon kiralamadık. Ülkemizde siyasi seviyenin ayaklar altında gezdiği, Anayasa’nın rafa kaldırıldığı, devletin tüm kurumlarının baskı altında olduğu bir dönemde, elektirik, su ve telefonumuz ile uğraşan küçük insanların kongre salonunu da hukuksuzca iptal ettirip Büyük Kongremizi engleme ihtimaline binaen 1. Olağan Büyük Kongremizi Genel Merkezimizde yaptık.
Daha nasıl zorluklara, hukuksuzluklara, mağduriyetlere, tehditlere, tecritlere, baskılara, tacizlere uğrayacağımızı bilmiyorum. Lakin şunu iyi biliyorum; Sayın Genelbaşkan İdris BAL ve bizleri hiç kimse “BÜYÜK TÜRKİYE PROJESİ”nden vazgeçiremeyecektir. Asla arkamıza ve yere bakmayacağız. Siyasi partiler demokrasinin temeli ve vazgeçilmezidir. Anayasada siyasetçinin namusudur. Başta Genelbaşkanımız ve biz anayasanın yeniden uygulanması, milletimizin huzuru, refahı, ülkemizin bölünmez bütünlüğü için vazgeçtiklerizden de vazgeçtiğimizi tüm vatandaşlarımızın bilmesini istiyoruz.
Genelbaşkanımızın duası “Eğer kirleneceksek, Allah önümüzü kessin, Eğer temiz kalacaksak Allah önümüzü açsın. Tüm vatandaşlarımız bize bu şekilde dua etsin”dir. “Her zaman babanın dediği olmaz, bazen de kaderin dediği olur.” İşte o gün bugün inşaallah. Amin.
Demokratik Gelişim Partisi Genelbaşkan Yardımcısı ve Teşkilat Başkanı Kani Kudu'nun imzasıyla yapılan yazılı açıklama şöyle:
KAMUOYUNA DUYURU
Tüm kimliği belirsiz karanlık insanların ensemizde dolaşmalarına rağmen Demokratik Gelişim Partisi’nin 1. Olağan Büyük Kongresi’ni yaptık. “BÜYÜK TÜRKİYE PROJESİ”nin temelini Genel Merkezimizin mütevazı salonunda attık. Neden “BÜYÜK TÜRKİYE PROJESİ”nin temelini daha prestijli bir salonda yapmadık?
"DESTEK OLACAĞIZ" DİYEN KÖTÜ NİYETLİLER...
1.) Genel Başkanımız parti kurmasın, yeni bir oluşum içinde olmasın amacıyla, çevresine iyi niyet görünümlü “destek olacağız” beyanıyla değişik insanlar yerleştirildi. Bunlar yeni oluşumun önünü kesmek, yasal süreyi kaybettirmek için her yolu denediler. Riyakarlığın, takiyyenin kol gezdiği bir dönemde bu kaypak insanları ve niyetlerini çözmek hayli zaman aldı.
İDRİS BAL İLE KONUŞANLAR İŞTEN ATILDI
2.) Sayın Genel Başkanımız’ın görüştüğü bazı iş adamı, dernek başkanı vatandaşlarımız, Devletimizin önemil bir kurumunda çalışan ( Ülkemiz, anayasasını rafa kaldırtıp, hukuk ve insani değerleri ayaklar altına alan) kişiler tarafından 3-4 saat sorguya alındılar. Kendileri “şu şekilde aramızda konuşma oldu” de tarzında beyana zorlandı, korkutuldu; Genel Başkanımızın çevresinden uzaklaştırılmaları sağlandı. Genel Başkanımız ile konuştu diye işinden atılanlar oldu. Ciddi baskıya uğrayanlar oldu.
AÇIK BİR ŞEKİLDE TAKİP EDİLDİK
3.) Genel Başkanımız ile yaptığımız siyasi çalışmalar esasında açık bir şekilde takip edildik. Bizi takip eden zavallı aciz kişiler bunu gizli değil açık açık yaptı. Masa değiştirdik bizle birlikte masa değiştirdi, gittiğimiz her görüşmenin kapısının önünde biz çıkıncaya kadar aynı kişi bekledi. Tecrit ve taciz edildik. Yanımızda açık açık gezen bu kişileri gören vatandaşlarımız çekindiler. Bizi canı gönülden desteklemelerine rağmen bizim ile olamadılar.
4.) Görüştüğümüz vatandaşlarımızın bazıları, çocukları yaşlarında devlet memurlarından, “işten atılacak, kovulacak, sürülecek, mağdur edilecek“ şeklinde tehditler aldılar.
"İDRİS BAL VE ONUNLA SİYASET YAPANLAR YARGILANACAK"
5.) Bazı il başkanı adayı ve il başkanı arkadaşlarımız aranarak, “idris BAL’ın kendisine Milletvekili olduğu için kendisine dokunulmadığı, Milletvekilliği düştüğü gün, terörden, paralel yapıdan, onunla siyaset yapanların da bu şekilde yargılanacağı" konusunda tehdit aldılar.
6.) Genel Başkanımız ile hareket ettiğini söyleyen bazı iş adamları, bizden, seçimlere girme hakkı olan bazı siyasi partiler ve partilerin genelbaşkanları ya da gölge genelbaşkanları ile görüşmemizi istediler. Aynı işadamları, görüşmeye gerekçe olarak, o kişilerin partileri bize devretmeye hazır olduklarını gösterdi. Biz de “BÜYÜK TÜRKİYE PROJESİ” için herkes ile görüşebileceğimiz açıkca deklare ettik.
İki örnek verecek olursak. Eski bir bakan olan ve bir siyasi partiye genelbaşkanlık yapan bir ismi evinde ziyaret ettik. Misafirperverliği için teşekkür ederiz. Lakin aramızdaki şu konuşma Türkiye’nin bugünki resmini özetliyor. Biz sayın bakanın temiz bir geçmişi olduğunu, bunun için “BÜYÜK TÜRKİYE PROJESİ”nde bizimle birlikte olabileceğini belirttik. Ülke gündemi ile ilgili düşüncelerini öğrenince, ülkemizin ne kadar vahim bir durumda olduğunu bir kez daha gördük. Bu görüşmeden sonra, bizde, millet adına, ivedi bir şekilde partimizi kurmamız gerektiği fikri, kuvvet kazandı.
'ERGENEKON ADINI FETHULLAH GÜLEN VERDİRDİ'
Eski bakanın ifadeleri şöyle; “ERGENEKON BU DEVLETİN ADIDIR. FETHULLAH GÜLEN, 2007’DE YAPILAN OPERASYONLARA, DEVLETİ İTİBARSIZLAŞTIRMAK İÇİN ‘ERGENEKON’ ADINI VERDİRDİ. HÜKÜMET BU OPERASYONLARI , HOCANIN YAPTIĞINI SÖYLEDİ. GELİNEN NOKTADA TAYYİP ERDOĞAN, FETHULLAH HOCA BAŞTA OLMAK ÜZERE TÜM CEMAATLERİ BİTİRECEK, BİTİRMEK ZORUNDA VE BUNA MECBUR. SONRA DA TAYYİP ERDOĞAN BİTECEK”. Bu da şu anda ülkemizde yapılan hukuksuzlukların derin ittifaklar tarafından yapıldığını ve Tayyip Erdoğan’ın o derin yapıların elinde olan dosyalardan sebep kullanıldığının resmidir.
Eski bakanla bize randevu ayarlayan iş adamı bize, bakanın her kelimesinin kendisine emir olduğunu, Gazeteci Mehmet BARANSU’nun adının kıyısından bile geçen bir parti ile hiçbir şekilde olamayacağını belirtti. Oysa ki bir yıldır Genelbaşkanımız ile birlikte geziyor ve “emrinizdeyim” diyordu.
AŞIRI MİLLİYETÇİ SÖYLEMLERLE ÇIKIN MHP BARAJ ALTI KALSIN
Bu olaydan sonra başka bir partinin gölge genelbaşkanı ile görüştüğümüzde bizden talebi, “Size hazır bir parti verelim. Biz Türkler Muhamed’e haksızlık yapıyoruz. Sünneti kur-an’ın önüne, Muhammed’i Allah’ın önüne geçiriyoruz. Bu ülkede bu değişmeli. Biz Türkler Muhammed’e haksızlıktan vazgeçmeliyiz. Ondan sonra AKP hükümeti yolsuzluk, hırsızlıklarla dolu ama toplum memnun. Onun için seçimlere girmenize katkı sağlayalım. partimizi verelim. Siz de çok aşırı milliyetçi söylemlerle çıkın, MHP’yi baraj altı bırakalım. Ülkede MHP’nin baraj altı kalmasına ihtiyaç var.” şeklinde oldu.
Biz bu görüşme ayarlamasının da kurmaya çalıştığımız oluşuma bir tezgah olduğunu gördük. Bu görüşmeler, Türkiye’de oynanmak istenen planı da açık etti. Bu ve benzeri görüşmeler ile, Ülkemiz üzerinde oynanan oyunları bilmemize rağmen, planlananları gözlerimizle ayan beyan gördük ve teyid ettik. Türkiye’de birilerinin partileri bir amaç uğruna kurdurmuş olduğunu, gerçekten milletin partisi olmadığını görmüş olduk.
GENEL MERKEZİ KİRALADIĞIMIZ GÜN...
7.) Teşkilat kurma çalışmalarında geçici Genel Merkezimizi kiraladığımız gün, su saatimiz söküldü. Elektiriklerimiz, telefonlarımız hemen her gün, defalarca kesildi. Teknik aletlerimiz bu yüzden sık sık arıza yaptı. Çalışmalarımız yavaşlatıldı. Cihazlarımız bu teknik sorunlardan dolayı bir süre sonra çalışmaz hale geldi. Teşkilatlanma sürecinde zamana karşı yarışırken, Teşkilatlarımızdan, resmi kurumlara iletilmek üzere gelen fakslarımızı, çevredeki esnafların yardımıyla alabildik. Geçici Genel merkezimizde elektirik kesildiğinde dağıtımcı firma tarafından, “binanın jenaratörü var” denildi.
Jenaratörler tüm binaya elektirik veriyorken, sadece bizim ofisimize elektirik gelmedi. Durumu belirttiğimizde, “biz hallederiz” dediler. Ancak gördük ki, elektirik kasıtlı olarak ofisimize verilmiyor ya da geciktiriliyordu. Dışarıdan elektirik teknisyenleri getirerek, ofisimize elektirik verdik. Elektirik dağıtım firması elektirikler kesildiğinde, o bölgede arıza var onarıyoruz diyor, Telekom kutunuzda arıza var tamir ediyoruz diyordu. Ancak bir türlü yaşadığımız sorunlar çözülmüyordu. Biz ilgili kurumların kontrolünde olduğunu sandığımız, elektirik trafosu ve telefon kutusunu, artık kedilerin çaldığını ya da ele geçirdiğini düşünüyoruz.
Genelbaşkanımızın çevresindeki insanlar korkutularak tehdit edilerek ve uzaklaştırılmasına rağmen Genelbaşkanımızın dik duruşu, kararlılığı, ardına ve yere asla bakmaması hep önündeki “BÜYÜK TÜRKİYE PROJESİ”ne bakıp tam konsantre olması sayesinde yeni oluşum engellenemedi. Prof.Dr. İdris BAL liderliğinde “BÜYÜK TÜRKİYE PROJESİ”ni gerçekleştirecek partimiz kurulmuş oldu. 03.12.2014 tarihinde Partimizin 1. Olağan Büyük Kongresini yaptık. Büyük talep olmasına rağmen salon kiralamadık. Ülkemizde siyasi seviyenin ayaklar altında gezdiği, Anayasa’nın rafa kaldırıldığı, devletin tüm kurumlarının baskı altında olduğu bir dönemde, elektirik, su ve telefonumuz ile uğraşan küçük insanların kongre salonunu da hukuksuzca iptal ettirip Büyük Kongremizi engleme ihtimaline binaen 1. Olağan Büyük Kongremizi Genel Merkezimizde yaptık.
Daha nasıl zorluklara, hukuksuzluklara, mağduriyetlere, tehditlere, tecritlere, baskılara, tacizlere uğrayacağımızı bilmiyorum. Lakin şunu iyi biliyorum; Sayın Genelbaşkan İdris BAL ve bizleri hiç kimse “BÜYÜK TÜRKİYE PROJESİ”nden vazgeçiremeyecektir. Asla arkamıza ve yere bakmayacağız. Siyasi partiler demokrasinin temeli ve vazgeçilmezidir. Anayasada siyasetçinin namusudur. Başta Genelbaşkanımız ve biz anayasanın yeniden uygulanması, milletimizin huzuru, refahı, ülkemizin bölünmez bütünlüğü için vazgeçtiklerizden de vazgeçtiğimizi tüm vatandaşlarımızın bilmesini istiyoruz.
Genelbaşkanımızın duası “Eğer kirleneceksek, Allah önümüzü kessin, Eğer temiz kalacaksak Allah önümüzü açsın. Tüm vatandaşlarımız bize bu şekilde dua etsin”dir. “Her zaman babanın dediği olmaz, bazen de kaderin dediği olur.” İşte o gün bugün inşaallah. Amin.