“Ülkücünün, ülküsü ile münasebeti, hakiki bir aşkta sevenle sevgilinin münasebetine benzer… Büyük ülkü nazlıdır, sitemi eksik etmez, incinmeye de hiç gelemez. Diğer sahalarda umumiyetle dikkatsiz hareket eden Ülkücü, sevgili bahis konusu oldu mu baştanbaşa haysiyet kesilir. Şahsına fenalık yapanlara pek aldırmaz ama ülküsüne yan gözle bakanlara tahammülü yoktur. ”diyor merhum Galip Erdem ağabey, “Ülkücünün Çilesi” adlı ölümsüz eserinde."
Ülkücüler aşkı ve ülkülerini ticaretmiş gibi yaşamazlar. Karşılığını bekleyerek sevmemiş ve sevmeyecektirler. Türk ülküsüne olan büyük aşklarının bedelini, dünyada, ancak vazifesini yapmış olmanın gönül rahatlığında ararlar.
MHP Genel Sekreteri Sayın İsmet Büyükataman; 'Ülkücülerin her zaman bir ve beraber olduğunun bilinmesi gerektiğine' ilişkin yazılı basın açıklamasında birlik ve beraberlik mesajları verdi.
ÜLKÜCÜLER YOLDAŞINI TERKEDENLERDEN OLMAZLAR
Büyükataman; Ülkücüler, çıktıkları yolda ummadıkları meşakkatlerle karşılaşmış değillerdir. Bu meşakkatli yolu bilinçli tercih etmişlerdir. Bilir ve inanırlar ki büyük ideallere küçük yollardan ulaşılmaz. Yürüdükleri yolda hilelere, suiistimallere, kolaycılıklara prim vermez, her türlü alçaklığı yolun kutsiyetine ve haysiyetine halel getirmek kabul ederler. Bu izan ve şiarla yolunu, yoldaşını terk edenlerden olmazlar.'dedi.
Samimi, yapıcı ve seviyeli eleştiri sunan her kim olursa olsun baş tacı olarak görüyoruz. Çünkü böyle bir eleştiri tarzının kurumların, kişilerin karakter ve şahsiyet varlığını her daim sağlamlaştırdığına inanıyoruz.'dedi.
Ülküdaşlarımızın vakur duruşunu ve olayları derinlemesine tahlil eden, anlık etkilenme ve basit çıkarımlardan uzak değerlendirmelerini önemsiyoruz.
Ülkücüye yakışan davasının değerlerini savunan partisine sahip çıkmaktır. Ülkücü Hareket’in ortaya koyduğu değerlerin tamamı milletimizin kurucu değerleridir. Hiçbir Ülküdaşımız bu değerlerden taviz vermeyecektir. Milliyetçi Hareket 7 Haziran’da ne savundu ise 1 Kasım’da yine onu savunmuştur. Milliyetçi Hareket kuruluşunda neyi savunduysa bugün de bunları savunmuştur ve savunmaya devam edecektir.
Sayın Genel Başkanımız, liderimiz Devlet Bahçeli ve kadrolarını bir yerlerden emir almışçasına zafiyete düşürme gayreti sergileyenler bilmelidir ki; Partimizin Genel Başkanının belirlendiği yer yandaş TV kanalları, twitter ya da facebook sayfaları değildir. Ülkücüler, büyük ve şanlı Türk tarihinin doğurduğu ulvi kadrolardır. Bu itibarla, küfrün her çeşidine, husumet kuşatmasının en vahşisine maruz kalmaktadır.
Ülküyü şuurla birleştirmek, ülkücülüğü şuurla benimsemek mücadeleci ruhların, pes etmeyen dimağların ve doğrularından ayrılmayan sadakat sembollerinin işi ve maharetidir. Elbette ki tek başına iktidar olmak en çok bu ülkeye kara sevdalı olan ülkücülerin hakkıdır. İlkelerimizden ve şahsiyetimizden taviz vermeden bu hedefimize inşallah ulaşacağız. Bazı çevreler ülkücünün taviz vermeyen, pazarlığa gelmeyen ve boyun eğmeyen hamiyetini, vatanperverliğini ve milletseverliğini fark etmelidirler.
Bugün ülkücü olmanın kolay, ülkücü kalmanın ve yaşamanın çok zor olduğu bir dönemin sancılarını çekiyoruz. Meselelere aklıselimden uzak ve kan davası mantığıyla yaklaşmanın, meseleleri klasik şablonlarla, ön yargılarla açıklamaya çalışmanın hiçbir kimseye faydası olmayacaktır.
Partimize karşı yapılan itibarsızlaştırma, hatta imha çabalarının hız ve derinlik kazandığı bugünlerde, ülkücü dünya görüşünün birleştirici, toparlayıcı, ufuk açıcı, cesaret ve heyecan verici milli fikir ve kanaatlerine her zamankinden daha çok ihtiyaç vardır.
Türklüğün tek savunucusunu iç mücadele ile durduracaklarını, yolundan döndüreceklerini zannedenler hayal kırıklığına uğrayacaktır.
Sorumluluğumuz büyük, yükümüz ağır, yolumuz çetindir. Tüm dava arkadaşlarımız bu gerçeklerin farkına varmalı, tutum ve davranışlarını bu kapsamda değerlendirmelidirler.
Dava; mefkure var oldukça, siyaseten yara alsa da yeniden ayağa kalkar; mefkuresi olan hareket bitmez.
Meşveret geleneğimizle Ülkücü Hareket kendi içerisinde dertleşecek, ortak akılla kumpasları ifşa edecek ve yoluna devam edecektir.
Kimsenin şüphesi olmasın ki tüm Ülkücüler birlikte hakkı tutup kaldıracağız. Bunu yapacak kudretimiz vardır.
Ülkücüler aşkı ve ülkülerini ticaretmiş gibi yaşamazlar. Karşılığını bekleyerek sevmemiş ve sevmeyecektirler. Türk ülküsüne olan büyük aşklarının bedelini, dünyada, ancak vazifesini yapmış olmanın gönül rahatlığında ararlar.
MHP Genel Sekreteri Sayın İsmet Büyükataman; 'Ülkücülerin her zaman bir ve beraber olduğunun bilinmesi gerektiğine' ilişkin yazılı basın açıklamasında birlik ve beraberlik mesajları verdi.
ÜLKÜCÜLER YOLDAŞINI TERKEDENLERDEN OLMAZLAR
Büyükataman; Ülkücüler, çıktıkları yolda ummadıkları meşakkatlerle karşılaşmış değillerdir. Bu meşakkatli yolu bilinçli tercih etmişlerdir. Bilir ve inanırlar ki büyük ideallere küçük yollardan ulaşılmaz. Yürüdükleri yolda hilelere, suiistimallere, kolaycılıklara prim vermez, her türlü alçaklığı yolun kutsiyetine ve haysiyetine halel getirmek kabul ederler. Bu izan ve şiarla yolunu, yoldaşını terk edenlerden olmazlar.'dedi.BÜYÜK BİR DİKKATLE TAKİP EDİYORUZ
Ülkücülerin hissiyatlarını istismar ederek Ülkücü hareketin karıştırılmak istendiğinin altını çizen Büyükataman: 1 Kasım seçimlerinde ortaya çıkan tablodan istifade etmek, ülküdaşlarımızın hissiyatlarını ve üzüntülerini istismar ederek Milliyetçi Hareket Partisini karıştırmaya yönelik tertiplenmek istenen oyunları büyük bir dikkatle takip ediyoruz. Bu oyunun oyuncularını çok iyi tanıyoruz. Milliyetçi Hareket Partisine hiçbir gönül bağı olmayan birtakım kişilerin yorumlarını da takip ediyoruz. Seçimlerden hemen sonra muhalefet partileri üzerinde kargaşa yaratacak çalışmaların başlatılması düşündürücüdür. Bu arada gündeme taşınan konuların dikkatlerden kaçırılma çabaları da göz ardı edilmemelidir.Samimi, yapıcı ve seviyeli eleştiri sunan her kim olursa olsun baş tacı olarak görüyoruz. Çünkü böyle bir eleştiri tarzının kurumların, kişilerin karakter ve şahsiyet varlığını her daim sağlamlaştırdığına inanıyoruz.'dedi.
SAMİMİ ELEŞTİRİ YAPANLARIN SESLERİ DUYULMAMAKTADIR.
Her ülkücü ve MHP’li, 1 Kasım sonrası artarak devam eden MHP liderine yönelik sözde eleştiri yapanlara ve cephe alanlara bu noktada çok dikkatli bakmak gerektiğini belirten Büyükataman, 'bunlar yüzünden samimi eleştirisi olanların sesi dahi duyulmadığını' ifade ederek şöyle devam etti:Ülküdaşlarımızın vakur duruşunu ve olayları derinlemesine tahlil eden, anlık etkilenme ve basit çıkarımlardan uzak değerlendirmelerini önemsiyoruz.
Ülkücüye yakışan davasının değerlerini savunan partisine sahip çıkmaktır. Ülkücü Hareket’in ortaya koyduğu değerlerin tamamı milletimizin kurucu değerleridir. Hiçbir Ülküdaşımız bu değerlerden taviz vermeyecektir. Milliyetçi Hareket 7 Haziran’da ne savundu ise 1 Kasım’da yine onu savunmuştur. Milliyetçi Hareket kuruluşunda neyi savunduysa bugün de bunları savunmuştur ve savunmaya devam edecektir.
Sayın Genel Başkanımız, liderimiz Devlet Bahçeli ve kadrolarını bir yerlerden emir almışçasına zafiyete düşürme gayreti sergileyenler bilmelidir ki; Partimizin Genel Başkanının belirlendiği yer yandaş TV kanalları, twitter ya da facebook sayfaları değildir. Ülkücüler, büyük ve şanlı Türk tarihinin doğurduğu ulvi kadrolardır. Bu itibarla, küfrün her çeşidine, husumet kuşatmasının en vahşisine maruz kalmaktadır.
ÜLKÜCÜ HAREKET BİR İNSAN YIĞINI DEĞİLDİR
Ülkücü Hareket bir insan yığını değildir. Ülkücüler, bir ruh ve şuur etrafında birbirine kenetlenmiş, ahenk içinde sosyal ve siyasi bir birliktelik oluşturmuşlardır.Ülkücüler, tasada ve kıvançta birleşmiş, Türk kültür ve ülkü şuuru içinde bütünleşmiş ve kaynaşmışlardır. Ülkünün varlığı ve devamlılığı ona inanan, kendini adayan, tutkuyla bağlanan fertler sayesinde olacaktır.Sevgi, hürmet, cesaret ve feragat bunun ayrılmaz parçalarıdır, her birinin yeri ve ihtiva ettiği özellikler şüphesiz farklı ve paha biçilmezdir.Ülküyü şuurla birleştirmek, ülkücülüğü şuurla benimsemek mücadeleci ruhların, pes etmeyen dimağların ve doğrularından ayrılmayan sadakat sembollerinin işi ve maharetidir. Elbette ki tek başına iktidar olmak en çok bu ülkeye kara sevdalı olan ülkücülerin hakkıdır. İlkelerimizden ve şahsiyetimizden taviz vermeden bu hedefimize inşallah ulaşacağız. Bazı çevreler ülkücünün taviz vermeyen, pazarlığa gelmeyen ve boyun eğmeyen hamiyetini, vatanperverliğini ve milletseverliğini fark etmelidirler.
ÜLKÜCÜ OLMAK KOLAY, ÜLKÜCÜ KALMAK ZORDUR
Fikir dünyamızın sönmeyecek ışığı merhum Galip Erdem Bey’in “Bedava Ülkücülük” diye tabir ettiği çıkmaza, açmaza ve bunun üzerinden geçimlerini sağlayanlara da çok dikkat edilmelidir.Yılmayan, vazgeçmeyen ve geri adım atmayan mücadele iradesi fikrin olmazsa olmazıdır.Bugün ülkücü olmanın kolay, ülkücü kalmanın ve yaşamanın çok zor olduğu bir dönemin sancılarını çekiyoruz. Meselelere aklıselimden uzak ve kan davası mantığıyla yaklaşmanın, meseleleri klasik şablonlarla, ön yargılarla açıklamaya çalışmanın hiçbir kimseye faydası olmayacaktır.
Partimize karşı yapılan itibarsızlaştırma, hatta imha çabalarının hız ve derinlik kazandığı bugünlerde, ülkücü dünya görüşünün birleştirici, toparlayıcı, ufuk açıcı, cesaret ve heyecan verici milli fikir ve kanaatlerine her zamankinden daha çok ihtiyaç vardır.
MEFKURESİ OLAN HAREKET BİTMEZ
Milletimizin Türk olan isminin yemin krizi ile tartışmaya açılmış olması ve AKP ile CHP’nin “Türkiye milleti” gibi ucube bir ifadeyi tartışmaya değer bulması AKP-HDP-CHP ittifakını ve 1 Kasım seçimleri öncesinde Milliyetçi Hareket Partisinin savunduğu ilkelerin haklılığını ortaya çıkarmıştır.Türklüğün tek savunucusunu iç mücadele ile durduracaklarını, yolundan döndüreceklerini zannedenler hayal kırıklığına uğrayacaktır.
Sorumluluğumuz büyük, yükümüz ağır, yolumuz çetindir. Tüm dava arkadaşlarımız bu gerçeklerin farkına varmalı, tutum ve davranışlarını bu kapsamda değerlendirmelidirler.
Dava; mefkure var oldukça, siyaseten yara alsa da yeniden ayağa kalkar; mefkuresi olan hareket bitmez.
Meşveret geleneğimizle Ülkücü Hareket kendi içerisinde dertleşecek, ortak akılla kumpasları ifşa edecek ve yoluna devam edecektir.
Kimsenin şüphesi olmasın ki tüm Ülkücüler birlikte hakkı tutup kaldıracağız. Bunu yapacak kudretimiz vardır.