Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Semih YALÇIN Başbakan Erdoğan’ın MHP’ye yönelik eleştirilerine cevap verdi.
Başbakan Erdoğan, miting meydanlarında sıraladığı hezeyanlarına son günlerde yenilerini eklemiştir. Bir ara “Sivas’ın ötesine geçemezler.” diyerek partimiz hakkında söylediği yalanların dilindeki pası kurumadan, Kahramanmaraş’ta
Erdoğan, her gittiği mitingde çocukça bir tavır içinde “Buraya sadece biz geldik, biz hizmet getirdik.” diye şişinmektedir. Bu da; gelişmemiş bir karakteri, ezik ve sorunlu bir çocukluğu, tatmin olmamış ihtirası ele veren hezeyan türüdür. Ne yazık ki artık AKP iktidarı yolun sonuna gelmiştir. Sahip olduğu hazineleri talan edilen, nimetleri yandaşlarca har vurulup harman savrulan halkın, Erdoğan’a ve avenesine vereceği zırnık kalmamıştır. Başbakan Erdoğan artık saltanatının nihayete ermek üzere olduğunu anladığı içindir ki MHP’nin halkla iç içe oluşunu ve önleyemediği yükselişini yok saymaktadır.
Başbakan Erdoğan’ın Kahramanmaraş’ta “MHP buraya geldi mi? Hayır! Hizmet getirdi mi? Hayır!” şeklinde boğazını yırtarcasına bağırması beyhudedir. Ayrıca MHP yakında Gaziantep’te, Kahramanmaraş’ta ve bölgede ki diğer illerde açık hava toplantısı düzenleyerek iktidar partisine ve onun palavracı patronuna gereken cevabı verecektir.
Hükûmetin başının temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp önüne getirdiği bu palavralara artık halkın karnı doymuştur. Bıkkınlık ve tiksinti getiren bu pespaye iddiaların, ne MHP tabanın ne de diğer vatandaşların nezdinde hiçbir kıymeti harbiyesi ve karşılığı yoktur.
MHP seçim çalışmalarını 24 Ocak 2013’te Söğüt’te başlatmıştır. Yaklaşık 1 yıl 2 aylık sürede partimizce başta Millî Değerleri Koru ve Yaşat adı altındaki temalı mitingler olmak üzere çok sayıda ile ve ilçede açık hava toplantıları düzenlenmiştir. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, divan üyeleri, MYK üyeleri ve milletvekilleriy
Başbakan’ın övünüp şişinmelerinin aksine, iktidar partisinin hizmetlerinden halk memnun değildir. Bugün bütün Türkiye’de esnaf kan ağlamaktadır, çiftçi ve köylü perişandır. Memur ve emekli ise hayat pahalılığı yüzünden ayın sonunu getirmeden borç yemeye başlamaktadır.
Başbakan Erdoğan, terörizm konusunda MHP’den ağzının payını defalarca aldığı hâlde, her vesileyle partimize çatmaktan kendini alıkoyamamaktadı
Ayrılıkçı PKK başta olmak üzere bütün gayri meşru oluşumlara hukuk dışı bir takım hakların verilmesi için İstanbul Belediye Başkanı olduğu dönemde partisine raporlar veren sanki Erdoğan değildir. İmralı canisi ile kafa kafaya verip Türkiye’nin doğusunda bir uydu devlet kurmak için hülya kuran sanki Başbakan değildir. Tayyip Erdoğan; Kandil’le, İmralı’yla, Barzani’yle aşık attığını; bilumum bölücü ve Türk düşmanlarıyla, yurt dışında Türk milletine açık açık küfredenlerle meydanlarda kol kola gösteri yaptığını unutturamayacakt
Başbakan Erdoğan; sadece yalancı değil, aynı zamanda sicilli bir istismarcıdır. Utanıp sıkılmadan İslam’ın bayraktarlığını yapmış isimleri, kanaat önderlerini meydanlarda Medine fukarası gibi sayıp dökmekte, maneviyat dünyasının sembol isimlerinden medet ummaktadır. Ülkede başörtüsü diye bir mesele kalmamışken, film senaryolarına özgü cümlelerle “Ne çektiniz be!” diyerek hâlâ başörtülü anamızı bacımızı kandırmaya yeltenmektedir.
Kendi günahlarını örtmek, yüklendiği devasa veballeri gizlemek için İslam’ın kutsallarını en küçük utanma hissine kapılmadan pervasızca kullanan bir başka siyasetçi örneği yoktur. Başbakan; haksızken haklı çıkmak, suçlu iken suçunu bastırmak için çiğnemedik değer, saldırmadık kimse ve kurum, üzerine basmadık kutsal bırakmamıştır.
Başbakan’ın sözlüğüne göre;
Kardeşlik deyince ayrışma ve bölünme,
Barış deyince kıyasıya kavga ve kutuplaşma,
Demokrasi deyince dikta,
Ahiret deyince inadına dünyalık,
İnsan hakları deyince hukuksuzluk,
Temiz siyaset deyince kirli icraat,
Ekonomi deyince ayakkabı kutusunda dolarlar,
Adalet deyince tarafgirlik,
Siyaset deyince tek seslilik,
Basın deyince yandaş kalemler,
Zenginlik deyince kendi yakın çevresi ve parti çıkarlarına hizmet eden para babaları anlaşılmalıdır.
Eğer Başbakan Erdoğan birini yeriyor ise biliniz ki onda bulunan meziyetler kendisinde olmadığından, kıskançlığını izhar ediyordur. Eğer birini övüyorsa, biliniz ki onun millet nezdinde beş paralık değeri yoktur.
AKP iktidarında milletin 11 yıldır çektiği ıstırap dayanılmaz boyutlara ulaşmıştır. Vatandaşlarımız artık televizyonlarını açmaktan korkar olmuştur. Bilhassa yandaş televizyonlarda bangır bangır bağıran etrafa söven, saldıran, sürekli negatif enerji yayan bir Başbakan portresi insanları tedirgin etmektedir. Vatandaşlarımız; Başbakan’ın avaz avaz bağırmalarını, hiddetini, şiddetini, öfkesini çocuklarının görüp duymaması ve uğradıkları siyasi travmadan bir nebze uzak kalması için gayret sarf etmektedir.
Netice olarak söyleyeceğimiz şudur: Bu kadar yalan ve iftirayı bir araya getirebilen bir Başbakan’ın akıl sağlığı hakkında şüphelerimiz giderek kuvvetlenmektedi
Milletimiz, AKP’ye ve onun baş yalancısına hak ettiği dersin ilk faslını yerel seçimlerde verecektir.