Milliyetçi Hareket Partisi Iğdır Milletvekili Dr. Sinan OĞAN TBMM'de Yaptığı Basın Toplantısında yaptığı açıklama şu şekilde:
İlk olarak konuşmama başlamadan önce, bugün Ankara'da bir askeri helikopterin düşmesi sonucu 4 askerimizin şehit olduğu haberini aldık. Öncelikle, Türk milletinin başı sağ olsun, yakınlarına sabırlar diliyorum, ruhları şad olsun.
İlk olarak konuşmama başlamadan önce, bugün Ankara'da bir askeri helikopterin düşmesi sonucu 4 askerimizin şehit olduğu haberini aldık. Öncelikle, Türk milletinin başı sağ olsun, yakınlarına sabırlar diliyorum, ruhları şad olsun.
Türkiye’de “Andımız” bildiğiniz gibi AKP’nin demokratikleşme paketiyle kaldırıldı ve ülkemizde Türkçe yer isimlerini değiştirilmeye başlandı. Görüldüğü kadarıyla, Bulgaristan’daki Varna Belediye Meclis Üyeleri de AKP’yi örnek almış olacak ki, 215 yerleşim yeri isminin değiştirilmesi ilgili karar daha birkaç gün önce Varna Belediye Meclisi Üyeleri tarafından alındı.
AKP, hesap kitap yapmadan politikalarını şekillendiriyor. Bu maalesef her alanda böyle, bildiğiniz gibi şu anda mecliste bütçe görüşmeleri devam ediyor; ama görüşülen bütçede hesap kitap belli değil. Neden? Çünkü Sayıştay raporları ortada yok. Bunun yanında, sözde demokratikleşme sürecine de sonuçları hesaplanmadan girişildi.
Siz Diyarbakır’da “Ne mutlu Türküm diyene” yazısını kaldırırsanız, “Ne mutlu Türküm diyene” demeyi yasaklarsanız uluslararası alanda başka bir ülkede alınan bu şekildeki kararlara nasıl itiraz edeceksiniz. Güroymak’a Norşin, Diyarbakır’a Amed derseniz, onlar da sizden örnek alıyoruz demez mi? Söz konusu düzenlemeler zaten Türkiye’nin birliği ve beraberliği için büyük sıkıntılar çıkartmıştır, iç politikada bu gelişmeler büyük sakıncalar yaratmıştır. Öte yandan dış politika, uluslararası ilişkiler gibi konular daha büyük hassasiyetle yaklaşılması gereken bin kere ölçüp biçip öyle gerekeni yapmanız gereken alanlardır.
Türkiye’de maalesef, hesabını kitabını bilmeyen bir iktidarla karşı karşıyayız; ama sanılmasın ki, bu böyle kalacak. Türk milleti sandıkta hepsinin hesabını birer birer AKP’ye soracak.
Değerli basın mensubu arkadaşlarım,
Başbakan güle oynaya “Kürdistan” diyerek Türk milletinin vicdanını yaralamakta; ama Türkistan’da meydana gelen saldırılar maalesef Türkiye’de gerekli ilgiyi uyandırmıyor. Türk varlığı tarih boyunca büyük vahşetlerin kurbanı oldu. 5 Şubat 1997’de Doğu Türkistan’da Gulca’da yaşanan katliam hatırımızda, 5 Temmuz 2009’da Urumçi’de Doğu Türkistanlı kardeşlerimize girişilen saldırıların ve ölen 1000’e yakın soydaşımızın acısı hala unutulmadı; ama her geçen gün oradaki Türk varlığına karşı girişilen saldırılar artıyor. Daha dün basına yansıyan sayılara göre - Çin’de basın özgürlüğü maalesef Türkiye’deki basın özgürlüğü gibi son derece tartışmalı bir nokta – sudan sebeplerle, saldırılar sonucunda orada 14 Doğu Türkistanlı kardeşimiz hayatını kaybetti. AKP’den “ÇIT” çıkmıyor. Dünyanın her tarafından sözde soykırım propagandalarını son sürat sürdüren Ermeni diasporasına ve Ermenistan’a kapıları açacaksınız; ama Rabia Kadir’e kapılarınızı kapatacaksınız. Türklüğün tarihine, değerlerine hakaret edenlere, Türkleri suçlayanlara kapıyı açmak için bin türlü takla atacaksınız. Bu anlaşılacak bir şey değil. Doğu Türkistan konusunda geçen gün Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na da sordum; Rabia Kader ne zaman gelebilecek Türkiye’ye diye. Ondan da “gık” çıkmadı. O kadar ısrarım sonucu en son cevap vermek zorunda kaldı, verdiği cevap da “İnşallah bir gün gelebilir.” Ben de AKP’ye sesleniyorum; “İnşallahı maşallahı yok, önümüzde seçimlerde gideceksiniz!”
Üzülerek söylüyorum ki, Türkiye’de Türklüğe karşı saldırılar, Kerkük’te Türkmenlerin yaşadığı yerlerde patlayan bombalar, Kaşgar’da, Urumçi’de, Hotan’da ise Doğu Türkistanlı kardeşlerimize doğrulan silahlar alışılmış bir hal aldı.
Irak’taki Türkmen kardeşlerimizin statüsü her geçen gün geriliyor. Türkmenlere yapılan saldırılar karşısında AKP’nin yine gıkı çıkmıyor. Yahu peşmerge Barzani abiniz de Türkmenler kardeşiniz değil mi? Bu nasıl bir bakış açısıdır? Türkiye, AKP döneminde orada Türkmen kardeşlerimizin yanında gerektiği şekilde duramıyor. Dünyada her tarafta “Türk” izi silinmeye çalışıyor. Bu süreçte küresel güçler, Türkiye’de sorumluluğu AKP’ye, Irak’ta sorumluğu Barzanilere vermişler. Görevleri aynı olduğundan gelip Diyarbakır’da kucaklaşmaları şaşırtıcı değil.
Bu noktada, Ermenistan ziyaretinde de yine Türk bayraklarına yapılan büyük bir saygısızlık vardı. Ermeni protestocular, üzerine çarpı attıkları bayrakları yerlere attılar, bu sefer de Dışişleri Bakanlığımızın gıkı çıkmadı. Önce açıklama yapılırdı; ama bu sefer Ermenistan’a yakınlaşmak uğruna Türk bayrağının yerde ayaklar altına alınması sineye çekildi. Dışişleri Bakanlığı, bir yazılı açıklama bile yapmadı. Çok net söylüyorum; “Ermeni Açılımı” için Ermenistan’da Türk bayrağı feda edilmiştir. Önceki açılımda Azerbaycan bayraklarını sırf Ermenistan’a hoş görünmek için Bursa’da stada almadınız; şimdi Erivan’da şanlı Türk bayrağımızı, üzerinde şehit kanı olan bayrağımızı yere attılar; ama merakınız hala sona ermedi. Ermeni Açılımı son sürat geliyor. Hükümet bu defa hazırlıklı geliyor. Bu konuda özellikle de iç siyasette atılacak adımların ilk işaretleri verilmiştir.