Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin, “İmralı’ya ihanet kervanı gittikçe milletin öfkesi de artıyor.” dedi.
PKK ile yapılan derin müzakerelerin ihaneti gizlemeye yönelik olduğunu belirten Şefkat Çetin, yazılı değerlendirmesinde, Resmi belgede sahtecilik, rüşvet, görevi kötüye kullanma ve nüfuz ticareti gibi son derece ciddi ve ağır suçlamaların bulunduğu dört bakana ait fezlekelere ilişkin yayın yasağı ve yargı aşaması başlatılmayarak, halktan gizlenmesinin bir benzerinin yine AK Parti hükümeti tarafından PKK ile yapılan müzakereler için uygulandığını ifade etti.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin, "PKK ile yürüttüğü pazarlıkların gizli kalması için Namus ve şereflerini ortaya koyarak denemişlerdi" dedi.
MHP’li Çetin, PKK ile heyetler halinde yapılan görüşmelerin millette uyandırdığı infialin, seçim öncesi zarar vereceğinin farkına varan AK Parti’nin, içeriğini hiçbir zaman açıklamadığı bu görüşmelerin yapıldığını dahi gizlemeye çalıştığını kaydederek, “İmralı’ya giden her ihanet kervanı milletin öfkesini de artırmakta, bu durum ise AKP’yi ihanetlerini ‘derin müzakereler’ yoluyla gözlerden uzakta gerçekleştirmeye itmektedir.” vurgusunu yaptı.
"NAMUS VE ŞEREFLERİNİ DAHİ ORTAYA KOYARAK İNKÂR ETMEYİ DENEMİŞLERDİ"
“2008’deki Oslo sürecinden bu yana PKK ile yürüttüğü pazarlıkların gizli kalması için AKP ileri gelenleri yeri gelmiş namus ve şereflerini dahi ortaya koyarak inkâr etmeyi denemişlerdi.” hatırlatmasını yapan Çetin, şöyle devam etti: “Ancak geçen zaman içerisinde PKK ile yapılan görüşmeler artık gizlenemeyecek hale gelince, olan Tayyip Erdoğan’ın ve Bülent Arınç’ın şeref hassasiyetlerine oldu. Bugün AKP hükümeti, PKK’nın İmralı’daki elebaşısı, Kandil’deki silahlı militanları ve Ankara’daki siyasi temsilcileriyle el sıkışmış vaziyettedir.
AKP hükümeti PKK ile yaptığı müzakereleri “kan dökülmeyecek, analar ağlamayacak” yalanlarıyla makyajlayarak kamuoyuna sunmasına rağmen, PKK’dan hemen her gün silah bırakmaya hiç de niyetli olmadıklarına yönelik tehditler gelmektedir. Bu durumda seçimlere kadar PKK’yı sessiz kalmaya ikna etmek dışında, AKP hükümeti kanlı terör örgütünden ne elde etmeye çalıştığıyla ilgili Türk milletine bir açıklama yapmak zorundadır. PKK silah bırakmayacağını açıkladığına göre, AKP hükümeti devletimizi bölücü terörist örgütle hangi amaçla muhatap etmekte ve yaptıkları gizli görüşmelerde ne alıp karşılığında ne vermektedir?”
"ÖZERKLİK ÇIKIŞLARINA, AKP HÜKÜMETİNDEN GÜÇLÜ BİR YALANLAMA YAPILMADI"
Çetin, açıklamasını, “İmralı’daki bebek katilinin serbest bırakılması ve genel af gibi adımların sıralandığı yol haritası eline tutuşturulan hükümetin, HDP’lilerin özerklik çıkışları karşısında sessizlik anlaşması önermesi manidardır. Çözüm adı verilen bu ihanet sürecinde artık rahatlıkla özerklik tartışılabildiğine ve AKP hükümetinden güçlü bir yalanlama yapılmadığına göre, bunlar Türkiye’yi masa başında parçalamış ve paylaşmışlar demektir.
Çözüm sürecinde hangi aşamaya geçilirse geçilsin, Türkiye’de hükümetlerin milli egemenliği bir başka güçle paylaşmak ya da devretmek gibi bir yetkileri yoktur. Son günlerde Abdurrahman Dilipak ve Ali Bulaç’ın itiraf niteliğindeki açıklamalarından anlaşıldığı üzere; ABD, İngiltere ve İsrail’in projesi olarak kurulan AKP, misyonu gereği palazlandırdığı PKK ile bu yakınlaşmasının hesabını yaklaşan seçimlerde büyük Türk milletine verecektir.“ düşüncesini paylaştı.
Şefkat Çetin, PKK’ya verdiği tavizler ve yolsuzluklar nedeniyle düşüşe geçen AK Parti’nin küresel güçler tarafından belirlenen misyonuna talip olmak için ana muhalefet partisi CHP’nin attığı adımların ise dikkat çekici olduğunu söyledi.
Çetin, “Türkiye’de iktidara gelmek için AKP ile benzer bir yol izlemeye çalışan yeni CHP içerisinde, başını Sezgin Tanrıkulu’nun çektiği bir grubun TBMM’ye sunduğu yasa teklifi, Türkiye’nin milli birlik ve bütünlüğünü tehlikeye sokan hükümet politikalarını aratmayacak ölçüde ihanet kokmaktadır. Türkiye’deki bölücü faaliyetlerin temel taleplerinden birisi olan anadilde eğitimin tüm seviyelerde öğretimi için yasa teklifi sunan yeni CHP, PKK sözcülüğünde AKP’ye rakip olarak küresel güçlere göz kırpmaktadır.” açıklamasını yaptı.
Hazırlanan sahte gündemlerle Türk milletinin ölüm uykusuna yatırıldığı, gerçek gündemde ise bölücülerin, işbirlikçilerin, hırsızların ve rüşvetçilerin cirit attığı Türkiye manzarasını değiştirebilecek tek siyasi organizasyon Milliyetçi Hareket Partisi olduğunu dile getiren Çetin, “Ebedi yurdumuza ve devlet-i ebed müddetimize karşı hasmane tavır içerisine giren hiçbir gücün yaptığının karşılıksız kalmayacağına milliyetçi ülkücü hareket kefildir.” dedi
PKK ile yapılan derin müzakerelerin ihaneti gizlemeye yönelik olduğunu belirten Şefkat Çetin, yazılı değerlendirmesinde, Resmi belgede sahtecilik, rüşvet, görevi kötüye kullanma ve nüfuz ticareti gibi son derece ciddi ve ağır suçlamaların bulunduğu dört bakana ait fezlekelere ilişkin yayın yasağı ve yargı aşaması başlatılmayarak, halktan gizlenmesinin bir benzerinin yine AK Parti hükümeti tarafından PKK ile yapılan müzakereler için uygulandığını ifade etti.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin, "PKK ile yürüttüğü pazarlıkların gizli kalması için Namus ve şereflerini ortaya koyarak denemişlerdi" dedi.
MHP’li Çetin, PKK ile heyetler halinde yapılan görüşmelerin millette uyandırdığı infialin, seçim öncesi zarar vereceğinin farkına varan AK Parti’nin, içeriğini hiçbir zaman açıklamadığı bu görüşmelerin yapıldığını dahi gizlemeye çalıştığını kaydederek, “İmralı’ya giden her ihanet kervanı milletin öfkesini de artırmakta, bu durum ise AKP’yi ihanetlerini ‘derin müzakereler’ yoluyla gözlerden uzakta gerçekleştirmeye itmektedir.” vurgusunu yaptı.
"NAMUS VE ŞEREFLERİNİ DAHİ ORTAYA KOYARAK İNKÂR ETMEYİ DENEMİŞLERDİ"
“2008’deki Oslo sürecinden bu yana PKK ile yürüttüğü pazarlıkların gizli kalması için AKP ileri gelenleri yeri gelmiş namus ve şereflerini dahi ortaya koyarak inkâr etmeyi denemişlerdi.” hatırlatmasını yapan Çetin, şöyle devam etti: “Ancak geçen zaman içerisinde PKK ile yapılan görüşmeler artık gizlenemeyecek hale gelince, olan Tayyip Erdoğan’ın ve Bülent Arınç’ın şeref hassasiyetlerine oldu. Bugün AKP hükümeti, PKK’nın İmralı’daki elebaşısı, Kandil’deki silahlı militanları ve Ankara’daki siyasi temsilcileriyle el sıkışmış vaziyettedir.
AKP hükümeti PKK ile yaptığı müzakereleri “kan dökülmeyecek, analar ağlamayacak” yalanlarıyla makyajlayarak kamuoyuna sunmasına rağmen, PKK’dan hemen her gün silah bırakmaya hiç de niyetli olmadıklarına yönelik tehditler gelmektedir. Bu durumda seçimlere kadar PKK’yı sessiz kalmaya ikna etmek dışında, AKP hükümeti kanlı terör örgütünden ne elde etmeye çalıştığıyla ilgili Türk milletine bir açıklama yapmak zorundadır. PKK silah bırakmayacağını açıkladığına göre, AKP hükümeti devletimizi bölücü terörist örgütle hangi amaçla muhatap etmekte ve yaptıkları gizli görüşmelerde ne alıp karşılığında ne vermektedir?”
"ÖZERKLİK ÇIKIŞLARINA, AKP HÜKÜMETİNDEN GÜÇLÜ BİR YALANLAMA YAPILMADI"
Çetin, açıklamasını, “İmralı’daki bebek katilinin serbest bırakılması ve genel af gibi adımların sıralandığı yol haritası eline tutuşturulan hükümetin, HDP’lilerin özerklik çıkışları karşısında sessizlik anlaşması önermesi manidardır. Çözüm adı verilen bu ihanet sürecinde artık rahatlıkla özerklik tartışılabildiğine ve AKP hükümetinden güçlü bir yalanlama yapılmadığına göre, bunlar Türkiye’yi masa başında parçalamış ve paylaşmışlar demektir.
Çözüm sürecinde hangi aşamaya geçilirse geçilsin, Türkiye’de hükümetlerin milli egemenliği bir başka güçle paylaşmak ya da devretmek gibi bir yetkileri yoktur. Son günlerde Abdurrahman Dilipak ve Ali Bulaç’ın itiraf niteliğindeki açıklamalarından anlaşıldığı üzere; ABD, İngiltere ve İsrail’in projesi olarak kurulan AKP, misyonu gereği palazlandırdığı PKK ile bu yakınlaşmasının hesabını yaklaşan seçimlerde büyük Türk milletine verecektir.“ düşüncesini paylaştı.
Şefkat Çetin, PKK’ya verdiği tavizler ve yolsuzluklar nedeniyle düşüşe geçen AK Parti’nin küresel güçler tarafından belirlenen misyonuna talip olmak için ana muhalefet partisi CHP’nin attığı adımların ise dikkat çekici olduğunu söyledi.
Çetin, “Türkiye’de iktidara gelmek için AKP ile benzer bir yol izlemeye çalışan yeni CHP içerisinde, başını Sezgin Tanrıkulu’nun çektiği bir grubun TBMM’ye sunduğu yasa teklifi, Türkiye’nin milli birlik ve bütünlüğünü tehlikeye sokan hükümet politikalarını aratmayacak ölçüde ihanet kokmaktadır. Türkiye’deki bölücü faaliyetlerin temel taleplerinden birisi olan anadilde eğitimin tüm seviyelerde öğretimi için yasa teklifi sunan yeni CHP, PKK sözcülüğünde AKP’ye rakip olarak küresel güçlere göz kırpmaktadır.” açıklamasını yaptı.
Hazırlanan sahte gündemlerle Türk milletinin ölüm uykusuna yatırıldığı, gerçek gündemde ise bölücülerin, işbirlikçilerin, hırsızların ve rüşvetçilerin cirit attığı Türkiye manzarasını değiştirebilecek tek siyasi organizasyon Milliyetçi Hareket Partisi olduğunu dile getiren Çetin, “Ebedi yurdumuza ve devlet-i ebed müddetimize karşı hasmane tavır içerisine giren hiçbir gücün yaptığının karşılıksız kalmayacağına milliyetçi ülkücü hareket kefildir.” dedi