Millet Partisi Genel Başkanı Cuma Nacar, Türkiye’de yargı sisteminin işlevini yerine getirmekte zorlandığını ve adaletin tam anlamıyla sağlanmadığını belirterek dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Nacar, Millet Partisi’nin hazırladığı “Muhteşem Türkiye” projesinde, insan hakları ve özgürlüklere dayalı bir hukuk devletinin öncelikli hedef olduğunu vurguladı.
‘Yargı Fonksiyonunu İcra Edemiyor, Suç Yapanın Yanına Kâr Kalıyor’
Nacar, ülkede yaygın bir “cezasızlık algısı” olduğunu belirterek, suç işleyen kişilerin adil yargılanmadığını ve hak ettikleri cezaları çekmediklerini dile getirdi. “Türkiye’de, yanlış yapanların ve suç işleyenlerin yaptıkları yanlarına kâr kalıyor. Bu cezasızlık algısı nedeniyle insanlar suç işlemekten, haksızlık yapmaktan, hatta katliam yapmaktan çekinmiyorlar,” dedi. Özellikle kadınlara ve kızlara yönelik saldırılar, dolandırıcılık, hırsızlık, cinayet ve görevini kötüye kullanma gibi suçların, yargının işlevsizliği nedeniyle cezalandırılamadığını ifade etti. Bu durumun toplumsal düzeni ve güveni sarsan ciddi bir sorun olduğunu vurguladı.‘Adalet Varsa Devlet Vardır, Yoksa Devlet Temelinden Sarsılır’
Adaletin, devletin temel taşı olduğunu belirten Nacar, ceza infaz sisteminde kapsamlı reformların yapılması gerektiğini savundu. “Adalet mülkün temelidir. Eğer bir ülkede adalet sağlanmıyorsa, bu sadece toplumsal huzuru değil, ekonomik istikrarı da etkiler. Hukukun işlemediği bir ülkeye yabancı yatırımcılar güvenip yatırım yapmazlar. Bu durum, ülkenin ekonomik büyümesini ve uluslararası itibarını zedeler,” dedi. Nacar, adil bir yargılama sisteminin, toplumun refahı ve ülkenin kalkınması için vazgeçilmez olduğunu vurguladı.‘Sinan Ateş Olayı, Hukuk Sistemindeki Çöküşü Gösteriyor’
Nacar, Sinan Ateş cinayetini örnek göstererek, Türkiye’deki hukuk sisteminin içinde bulunduğu durumu gözler önüne serdi. “Sinan Ateş cinayeti, ülkemizde adaletin ve hukukun çöküşünü açıkça gösteren bir olaydır. Bir acılı eş ve çocuklar, adalet aramak için siyasi partilerin ve cumhurbaşkanının kapısını çalmak zorunda kalıyorsa, bu adalet sisteminin bağımsız, tarafsız ve etkin olmadığını gösterir. Oysa ki insanların sığınacakları ilk yer bağımsız ve adil mahkemeler olmalıdır. Ne yazık ki Türkiye’de yargının yerini çıkar hesapları ve siyasi müdahaleler almıştır,” dedi. Bu tür olayların toplumsal vicdanı derinden yaraladığını ve adalete olan güveni zayıflattığını ifade etti.Adaletin Ekonomik ve Sosyal Etkileri
Adaletin sadece toplumsal barışı değil, ekonomiyi de doğrudan etkilediğini belirten Nacar, “Bir ülkenin hukuk sistemi düzgün çalışmıyorsa, o ülkenin ekonomik gelişimi ve toplumsal huzuru da sekteye uğrar. Yatırımcılar hukukun işlemediği bir ülkeye yatırım yapmaz; bu durum, istihdamdan üretime kadar birçok alanı olumsuz etkiler. Adaletin varlığı, topluma güven aşılar ve bu güven, sosyal ve ekonomik kalkınmanın temeli olur,” şeklinde konuştu.Yargıda Reform Çağrısı
Nacar, Türkiye’de yargı sisteminin bağımsızlığını ve etkinliğini yeniden kazanabilmesi için köklü reformlara ihtiyaç olduğunu söyledi. “Yargının bağımsız ve tarafsız çalışabilmesi, adil yargılamanın zamanında ve doğru bir şekilde yapılması, toplumun adalete olan güvenini yeniden inşa etmek için hayati önem taşır. Adaletin sağlanamadığı bir ülkede devletin varlığı da tartışmalı hale gelir,” dedi.Kaynak: KapsamHaber