Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türk Devletleri Teşkilatı'nın düzenlediği Çok Modlu Ulaştırma ve Lojistik Forumu'nda önemli açıklamalarda bulundu. Türk Devletleri ülkelerinin genç ve dinamik nüfusu ile büyük bir ekonomik güç olabileceğini belirten Uraloğlu, ülkeler arasında ikili ve transit karayolu geçiş belgesi kotalarının kaldırılmasını istedi.Bakan Uraloğlu, 160 milyon genç nüfusu ve ekonomik büyüklüğü ile Türk Devletleri Teşkilatı ülkelerinin küresel anlamda önemli bir topluluk olabileceğinin altını çizdi. İş birliği ve dayanışmanın bu potansiyelin açığa çıkarılması için kritik olduğunu vurgulayan Uraloğlu, karayolu taşımacılığına yönelik prosedürlerin yetersiz olduğunu belirtti.
Bakan Uraloğlu, dost ve kardeş ülkeler arasında ikili ve transit karayolu geçiş belgesi kotalarının kaldırılmasının taşıma maliyetlerini azaltacağını ve ticareti kolaylaştıracağını söyledi. Ayrıca, kombine taşımacılık ve Hazar geçişleri gibi konulara da değinerek Türk Devletleri Teşkilatı'nın lojistik ve ulaşım sektörlerinde iş birliğine odaklandığını açıkladı.Ulaştırma ve Altyapı Bakanı, Bakü-Tiflis-Kars (BTK) Demiryolu hattının Türk dünyası için ekonomik kalkınma ve refah açısından büyük bir öneme sahip olduğunu belirterek, bu demiryolu hattının stratejik bir bileşen olduğunu vurguladı. Ayrıca, Zengezur Bağlantısı'nın da önemine değinerek bu bağlantının Kafkasya'daki normalleşme için hayati olduğunu ifade etti.Son olarak, Bakan Uraloğlu Türkiye'nin ulaşım altyapısına yatırım yapmaya devam edeceğini ve 2053 yılına kadar demiryolu taşımacılığının payını artırmayı hedeflediğini açıkladı. Türkiye'nin, Türk Devletleri Teşkilatı içindeki iş birliğini güçlendirmeyi ve ulaşım sektörünü daha rekabetçi hale getirmeyi amaçladığını belirtti.
Bakan Uraloğlu'nun açıklamalarına göre, Türkiye'nin sadece doğu-batı güzergahında değil, aynı zamanda kuzey-güney aksında da planlamalar yaptığına dikkat çekildi. Özellikle Basra Körfezi'ni Türkiye üzerinden Avrupa'ya bağlayacak bir güzergahın planlandığını ifade eden Uraloğlu, bu projenin Türk dünyası için büyük bir öneme sahip olduğunu söyledi.Uraloğlu, korumacı ve kapalı politikaların gözden geçirilmesi gerektiğine inandığını belirterek, üye ülkeler arasındaki ticaretin kolaylaştırılması ve teşvik edilmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, ulaşım sektöründe dijitalleşmenin önemine dikkat çekti ve Türkiye'nin bu konuda öncü bir rol üstlendiğini ifade etti.E-Permit gibi dijital uygulamaların taşımacılara büyük kolaylık sağlayacağını ve taşıma maliyetlerini azaltacağını belirten Uraloğlu, bu tür uygulamaların yaygınlaştırılması gerektiğini söyledi. Ayrıca, Orta Koridor ve BTK demiryolu hattı üzerinden Çin'den Avrupa'ya olan yük taşımacılığının artırılması hedeflerine de değindi.Bakan Uraloğlu, Türkiye'nin ulaşım altyapısına olan yatırımlarının devam edeceğini ve bu yatırımların demiryolu taşımacılığının payını artırması beklediğini ifade etti. Türkiye'nin, Türk Devletleri Teşkilatı içindeki iş birliğini güçlendirmeye kararlı olduğunu ve ulaşım sektörünü daha rekabetçi hale getirmek için çalışmalarını sürdüreceğini vurguladı.Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu'nun bu çağrıları ve açıklamaları, Türk Devletleri Teşkilatı üye ülkeleri arasında ulaşım ve ticaret alanında daha yakın iş birliği ve entegrasyonun teşvik edilmesi yolunda önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Bu gelişmeler, Türk Devletleri'nin ekonomik büyüme ve kalkınma potansiyelinin daha iyi değerlendirilmesi için atılan adımların bir yansıması olarak görülüyor.
Bakan Uraloğlu, dost ve kardeş ülkeler arasında ikili ve transit karayolu geçiş belgesi kotalarının kaldırılmasının taşıma maliyetlerini azaltacağını ve ticareti kolaylaştıracağını söyledi. Ayrıca, kombine taşımacılık ve Hazar geçişleri gibi konulara da değinerek Türk Devletleri Teşkilatı'nın lojistik ve ulaşım sektörlerinde iş birliğine odaklandığını açıkladı.Ulaştırma ve Altyapı Bakanı, Bakü-Tiflis-Kars (BTK) Demiryolu hattının Türk dünyası için ekonomik kalkınma ve refah açısından büyük bir öneme sahip olduğunu belirterek, bu demiryolu hattının stratejik bir bileşen olduğunu vurguladı. Ayrıca, Zengezur Bağlantısı'nın da önemine değinerek bu bağlantının Kafkasya'daki normalleşme için hayati olduğunu ifade etti.Son olarak, Bakan Uraloğlu Türkiye'nin ulaşım altyapısına yatırım yapmaya devam edeceğini ve 2053 yılına kadar demiryolu taşımacılığının payını artırmayı hedeflediğini açıkladı. Türkiye'nin, Türk Devletleri Teşkilatı içindeki iş birliğini güçlendirmeyi ve ulaşım sektörünü daha rekabetçi hale getirmeyi amaçladığını belirtti.Bakan Uraloğlu'nun açıklamalarına göre, Türkiye'nin sadece doğu-batı güzergahında değil, aynı zamanda kuzey-güney aksında da planlamalar yaptığına dikkat çekildi. Özellikle Basra Körfezi'ni Türkiye üzerinden Avrupa'ya bağlayacak bir güzergahın planlandığını ifade eden Uraloğlu, bu projenin Türk dünyası için büyük bir öneme sahip olduğunu söyledi.Uraloğlu, korumacı ve kapalı politikaların gözden geçirilmesi gerektiğine inandığını belirterek, üye ülkeler arasındaki ticaretin kolaylaştırılması ve teşvik edilmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, ulaşım sektöründe dijitalleşmenin önemine dikkat çekti ve Türkiye'nin bu konuda öncü bir rol üstlendiğini ifade etti.E-Permit gibi dijital uygulamaların taşımacılara büyük kolaylık sağlayacağını ve taşıma maliyetlerini azaltacağını belirten Uraloğlu, bu tür uygulamaların yaygınlaştırılması gerektiğini söyledi. Ayrıca, Orta Koridor ve BTK demiryolu hattı üzerinden Çin'den Avrupa'ya olan yük taşımacılığının artırılması hedeflerine de değindi.Bakan Uraloğlu, Türkiye'nin ulaşım altyapısına olan yatırımlarının devam edeceğini ve bu yatırımların demiryolu taşımacılığının payını artırması beklediğini ifade etti. Türkiye'nin, Türk Devletleri Teşkilatı içindeki iş birliğini güçlendirmeye kararlı olduğunu ve ulaşım sektörünü daha rekabetçi hale getirmek için çalışmalarını sürdüreceğini vurguladı.Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu'nun bu çağrıları ve açıklamaları, Türk Devletleri Teşkilatı üye ülkeleri arasında ulaşım ve ticaret alanında daha yakın iş birliği ve entegrasyonun teşvik edilmesi yolunda önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Bu gelişmeler, Türk Devletleri'nin ekonomik büyüme ve kalkınma potansiyelinin daha iyi değerlendirilmesi için atılan adımların bir yansıması olarak görülüyor. 
