Türk Eğitim-Sen, 28 Ocak - 18 Şubat 2025 tarihleri arasında “Türkiye’de Kadın Eğitim Çalışanı Olmak” başlıklı bir anket çalışması gerçekleştirdi. 1.535 kadın eğitimcinin katıldığı araştırma, Türkiye’de kadın öğretmenlerin ve akademisyenlerin meslek hayatlarında karşılaştıkları zorlukları çarpıcı verilerle ortaya koydu.
Kadın Eğitimciler Mesleklerinden Memnun Mu?
Anket sonuçlarına göre kadın eğitim çalışanlarının önemli bir bölümü mesleklerini icra ederken ciddi zorluklarla karşılaşıyor:
- Katılımcıların %21,2’si, tekrar meslek seçme şansı olsa eğitim alanında çalışmak istemeyeceğini belirtti.
- Kadın eğitimcilerin %77,2’si, çalıştıkları kurumlarda yöneticileriyle çeşitli problemler yaşadıklarını ifade etti.
- %64’ü, yöneticilerinin adil ve şeffaf olmamasından dolayı kurumlarına güven duymadıklarını belirtti.
Mesleki Tükenmişlik ve İş-Yaşam Dengesi
Ankete katılan kadın eğitimcilerin önemli bir kısmı mesleklerinde tükenmişlik yaşadıklarını ifade etti:
- %27,9’u, mesleki tükenmişlik içinde olduğunu belirtti.
- %67,9’u, evdeki sorumlulukları ile iş yükü arasında denge kurmakta zorlandığını söyledi.
- %72,9’u, çocuk bakımı konusunda büyük zorluklar yaşadığını ve kendini çaresiz hissettiğini belirtti.
- %60,8’i, kreş ve bakıcı imkanlarının yetersizliği nedeniyle çocuk sahibi olma konusunda endişe duyduklarını ifade etti.
Kadın Eğitimciler Cinsiyet Ayrımcılığına Uğruyor Mu?
Anket sonuçları, kadın eğitim çalışanlarının cinsiyet eşitliği konusunda ciddi sorunlar yaşadığını ortaya koyuyor:
- %50,6’sı, kurumlarında cinsiyet ayrımcılığına maruz kaldığını belirtti.
- %50,2’si, kadın olmanın meslek hayatlarında bir dezavantaj oluşturduğunu düşündüğünü ifade etti.
- %40,8’i, kadın oldukları için yönetici pozisyonlarına layık görülmediklerini söyledi.
- %31,9’u, erkek meslektaşlarının rekabetçi ve yıkıcı tutumlarının kadın olarak onurlarını zedelediğini belirtti.
- %30’u, kadın yönetici olarak kendini ispatlamak için baskı ve zorbalığa maruz kaldığını ifade etti.
Kadın Eğitimciler Mobbing ve Şiddet Mağduru
Kadın eğitim çalışanları meslek hayatlarında sadece ayrımcılığa değil, aynı zamanda psikolojik ve fiziksel şiddete de maruz kalıyor:
- %50,2’si, kadın olduğu için mobbinge uğradığını söyledi.
- %56,2’si, meslek hayatlarında sözlü şiddete maruz kaldığını belirtti.
- %63,5’i, duygusal şiddete uğradığını ifade etti.
- %20,5’i, fiziksel şiddet yaşadığını dile getirdi.
Kadın Eğitimcilerin Maddi ve Sosyal Hakları Yeterli Mi?
Anket sonuçlarına göre kadın eğitim çalışanları, sosyal haklar ve maaş konusunda ciddi sıkıntılar yaşıyor:
- %67,9’u, doğum izni ve süt izni gibi hakların yetersiz olduğunu belirtti.
- %61,1’i, artan enflasyon nedeniyle maaşlarının geçinmeye yetmediğini ifade etti.
- %36,8’i, kadınların özel dönemlerinde (hamilelik, regl vb.) desteklenmediğini söyledi.
- %31,9’u, terfilerde kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olduğunu düşünmediğini dile getirdi.
Türk Eğitim-Sen Başkanı Geylan: "Kadın Eğitimcilerin Hakları Korunmalı"
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, anket sonuçlarıyla ilgili yaptığı açıklamada, kadın eğitim çalışanlarının yaşadığı dezavantajların giderilmesi gerektiğine dikkat çekti. Geylan, eğitim kurumlarının kadın çalışanlar için daha eşitlikçi ve güvenli hale getirilmesi gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi: “Eğitim kurumlarında yer alan kadın çalışanlar, Türkiye’nin geleceğine yön veren temel aktörlerdir. Bu nedenle haklarının korunması, eşitlik ilkesinin güçlendirilmesi ve dezavantajlı konumlarının sonlandırılması büyük önem taşımaktadır.”
Eğitim Çalışanlarının Haklarının Güçlendirilmesi İçin Çağrı
Talip Geylan, kadın eğitimcilerin yaşadığı sorunların çözümü için şu adımların atılması gerektiğini vurguladı:
- Cinsiyet eşitliği politikalarının eğitim kurumlarında daha etkin hale getirilmesi,
- Kadın yöneticilerin teşvik edilmesi ve liderlik pozisyonlarına atanmasının desteklenmesi,
- Eğitim çalışanlarına yönelik şiddet vakalarına karşı yasal düzenlemelerin güçlendirilmesi,
- Okul güvenlik politikalarının güçlendirilmesi ve Avrupa’daki gibi özel güvenlik önlemlerinin alınması,
- Kadın eğitimcilere yönelik mobbing ve ayrımcılık vakalarında yaptırımların artırılması,
- Psikolojik destek ve hukuki danışmanlık mekanizmalarının devreye sokulması.