Hıdırellez: Bin Yılların İçinden Gelen Bahar Bayramı
Türk halk kültürünün en eski ve en canlı geleneklerinden biri olan Hıdırellez, yüzyıllardır baharın gelişi, doğanın uyanışı, bolluk ve bereketin müjdesi olarak kutlanıyor. Her yıl 5-6 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirilen bu bayram, halk arasında yalnızca mevsimsel bir geçiş değil, aynı zamanda inanç, umut, toplumsal birliktelik ve doğayla uyumun sembolü olarak kabul ediliyor.
Hıdırellez: Bin Yılların İçinden Gelen Bahar Bayramı
Hıdırellez üzerine kapsamlı çalışmalarıyla bilinen Prof. Dr. Erman Artun, bu özel günün kökenlerinden uygulamalarına kadar birçok yönünü detaylı bir şekilde ele alıyor. Artun’a göre Hıdırellez, yalnızca halk takviminin önemli bir dönüm noktası değil, aynı zamanda kültürel belleğin ve ritüel hafızanın da güçlü bir parçasıdır.
Hızır ve İlyas'ın Buluştuğu Gün
Hıdırellez inancının merkezinde, halk arasında ölümsüzlük sırrına ermiş ve zor durumda olanlara yardım eden Hızır ile denizlerin koruyucusu olarak kabul edilen İlyas peygamberin bir araya geldiği gün olduğuna inanılır. Bu iki figürün birleştiği gün olarak kabul edilen Hıdırellez, doğaya bolluk, hastalara şifa, insanlara ise umut ve dileklerin gerçekleşmesini getirir.
Ateşten Atlama, Gül Ağacına Dilek Bağlama
Hıdırellez gecesi ve sabahı, Anadolu’nun dört bir yanında halk çeşitli ritüellerle bu günü kutlar. En yaygın uygulamalardan biri, ateş yakılarak üzerinden üç kez atlanmasıdır. Bu uygulama, kötülüklerden arınmayı ve sağlığa kavuşmayı simgeler.
Bir diğer yaygın gelenek ise gül ağacının altına dilek bırakmaktır. Dilekler genellikle kırmızı kurdeleye bağlanarak ya da kağıda yazılarak ağacın dibine gömülür. Sabaha kadar Hızır’ın dilekleri okuyup kabul edeceğine inanılır.
Hızır Aşı, Bereket Tabağı ve Yoğurt Mayası
Bazı bölgelerde Hızır aşı olarak bilinen ortak yemekler pişirilir ve topluca tüketilir. Bereketin artması için tarlalara, bahçelere, hayvan yemlerine Hızır’ın değdiğine inanılan yiyecekler serpilir. Yoğurt mayalama da önemli ritüellerden biridir; tuttuğu takdirde yılın bereketli geçeceğine inanılır.
Bekâr Kızların Kısmet Ritüelleri
Bekâr genç kızlar arasında Hıdırellez’in önemli bir diğer boyutu da kısmet açma ritüelleridir. Geceden suya bırakılan yüzük, küpe gibi eşyalar sabah çekilir ve her birinin sahibine Hızır’ın kısmet getireceği düşünülür. Ayrıca niyet çekme, rüyada eşini görme gibi halk inançları da Hıdırellez’in parçasıdır.
Doğa ile Yeniden Buluşma
Prof. Dr. Erman Artun’un vurguladığı gibi, Hıdırellez’in özü doğa ile insanın uyum içinde yaşama arzusudur. Toplu piknikler, şenlikler, oyunlar ve türkülerin eşlik ettiği bu günler, halkın bir araya gelerek hem doğayı selamladığı hem de sosyal bağlarını güçlendirdiği zamanlardır.
UNESCO Tescilli Kültürel Miras
Hıdırellez, UNESCO tarafından 2017 yılında Türkiye ve Makedonya’nın ortak başvurusuyla “Somut Olmayan Kültürel Miras” listesine alınmıştır. Bu tescil, geleneğin yalnızca yerel değil, uluslararası düzeyde de tanındığını ve korunması gerektiğini ortaya koymuştur.
Sonuç olarak Hıdırellez; geçmişi Orta Asya Türk inançlarına, İslamiyet öncesi doğa kültlerine ve İslamî halk inançlarına dayanan çok katmanlı bir bayramdır. Bugün hâlâ birçok yörede yaşatılan bu gelenek, toplumun kolektif hafızasını diri tutarken, doğa ile barışık bir yaşamın ve ortak umudun sembolü olmaya devam ediyor.
KAYNAK: Bu haberin içeriği, Prof. Dr. Erman Artun’un “Türk Halk Kültüründe Hıdırellez” adlı bilimsel çalışmasından yararlanılarak hazırlanmıştır.