Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü kapsamında ATSO Konferans Salonu'nda düzenlenen Çocuk Hakları ve Refahı Çalıştayı'nda, Türkiye'nin çocuklarını tehdit eden kritik meseleler masaya yatırıldı. Toplantıya katılan 46 akademisyen, 67 kamu kurumu temsilcisi, 53 STK temsilcisi ve 10 lise öğrencisi, çocuk yoksulluğu, çocuk işçiliği, çocukların Beslenme Sorunları ve daha pek çok konuda görüşlerini ve çözüm önerilerini sundu.
Çocuk Hakları ve Refahı Çalıştayı
Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği (TÜKD) Antalya Şubesi Başkanı Prof. Dr. Fulya Sarvan, Çalıştay'dan çıkan sonuçlara göre, Antalya'da da Türkiye genelinde olduğu gibi çocukların beslenme eksikliği ve maddi yoksullukla büyük zorluklarla mücadele ettiğini belirtti.Çalıştayda; çocuk yoksulluğu ve çocuk işçiliği ile mücadele, çocukların beslenme sorunları, çocuk ihmal ve istismarı, çocukların madde bağımlılığı ve dijital bağımlılığının yanı sıra çocuk hakları mevzuatı ile ilgili sorunlar, özel gereksinimli çocukların sorunları, tutuklu ve hükümlü çocukların sorunları, koruma altındaki çocukların sorunları, Akran Zorbalığı ile mücadele konuları ele alındı.Çalıştay Katılımcıları ve Metodoloji
Çocuk Hakları ve Refahı Çalıştayı'na 46 akademisyen, 67 kamu kurumu temsilcisi, 53 STK temsilcisi, 10 lise öğrencisi olmak üzere toplam 175 kişi katıldı. Akdeniz Üniversitesi öğretim üyelerinin moderatörlüğünde, inceledikleri başlıkla ilgili sonuç raporlarını paylaştılar. TOBB Antalya Kadın Girişimciler Kurulu ev sahipliğinde düzenlenen çalıştay, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası, TOBB Antalya Kadın Girişimciler Kurulu, Akdeniz Üniversitesi ve Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Antalya Şubesi'nin ortak organizasyonu ile gerçekleştirildi.Sonuç Bildirgesi
Çalıştayın sonuç bildirgesi, Antalya Çağdaş Eğitim ve Kültür Vakfı’nda düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı. Bildirgede öne çıkan başlıklar şunlardır:Türkiye’de Her 3 Çocuktan 1’i Yoksul
Rapora göre Antalya’nın yoksul mahallelerinde 100 çocuktan yaklaşık 10’u bodur, 5’i kilo olarak cılız, 100 çocuktan 7’si beslenmeye bağlı obezite sorunu yaşamakta. TÜİK 2022 verilerine göre, her üç çocuktan birinin (yüzde 35,3) ciddi maddi yoksulluk ve yetersiz beslenme sorunu yaşamakta olduğu vurgulandı. Açıklamada, "Günümüzde çocuğun yoksulluğu ve hakları doğum öncesinde başlamaktadır. Dolayısıyla yoksul bir hanede doğan çocuğun eşitsizliği de anne karnında başlamaktadır. Annenin yetersiz beslenmesi çocuğun fiziksel, zihinsel ve duygusal gelişimini olumsuz etkilemektedir." denildi.Antalya’daki yoksul mahallelerde 500 çocukla yapılan boy-kilo ölçümleri neticesinde; boy ve kilo bakımından çocukların %50’si percentil değerin altında bulundu. Bu durum araştırma kapsamına alınan çocuklarda ciddi bir beslenme eksikliği olduğuna işaret etmekte. Her 100 çocuktan yaklaşık 10’u boy olarak kısalık (bodur), 5’i kilo olarak cılızlık sorunu yaşamakta. Her 100 çocuktan 7’sinde ise beslenmeye bağlı obezite sorunu tespit edildi.Çocuk İşçiliği ile Mücadele
Türkiye’de TÜİK Çocuk İşgücü Anketi (2019) sonuçlarına göre 32.000’i 5-11 yaş arası olmak üzere 700.000’den fazla çocuğun ekonomik faaliyette bulunduğunu belirten uzmanlar, bu çocukların %34,3’ünün (247 bin) eğitimine devam etmediğini belirtiyorlar. Bu sonuçlar COVID pandemisi öncesine ait olup, pandemi ve sonrasında yaşanan deprem nedeniyle, UNICEF Türkiye’de çocuk işçiliğinin arttığı yönünde endişelerini dile getirdi. Kayıtlı verilere göre son 10 yılda 671 çocuk işçi iş kazası nedeniyle hayatını kaybetti.Çocukların Beslenme Sorunlarına Dikkat
Uzmanlar; Türkiye’de yetersiz ve dengesiz beslenmeye bağlı olarak çocuklarda yaygın biçimde obezite, malnutrisyon, bodurluk, vitamin ve mineral yetersizlikleri gibi sorunların görüldüğünü belirtti. Antalya’nın yoksul hanelerinde bodurluğun %9’a, zayıflığın %5,8’e ulaştığını, obezitenin %7 civarında olduğunu kaydettiler.Bu konuda Çocuk Hakları ve Refahı Çalıştayı’na katılan uzmanların önerileri şu şekilde sıralandı:- Gıda okuryazarlığının geliştirilmesi, besin hazırlama ve planlama becerileri kazandırılması için çocuklara yönelik kursların planlanması (yaz okulu, yemek kursları gibi),
- Anne-baba eğitimlerine aile sağlığı, toplum sağlığı, sağlıklı hayat merkezleri gibi faydalanılması uygun beslenme eğitimlerinin planlanması,
- Çocuklarda obezite ve malnutrisyona dair sürekli tutulan güncel verilere ulaşmada zorlukların ortadan kaldırılması,
- Aile sağlığı diyetisyenliği ve okul sağlığı diyetisyenliği yapısının oluşturulması ve uygulanması,
- Sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazandırılmasına dair ilköğretim müfredatı/dersleri hazırlanması,
- Eğitim fakültelerinde anaokulu ve sınıf öğretmenlerine yönelik lisans müfredatlarına beslenme derslerinin eklenmesi,
- Devlet okullarında bir öğün ücretsiz yemek desteği sağlanması,
- Vitamin ve mineral eksiklerine yönelik besin zenginleştirmesi yapılması,
- Okul sütü ve sağlıklı ara öğün dağıtılması uygulamalarının tekrar gündeme gelmesi,
- Okullarda temiz ve içilebilir suya erişimin sağlanması,
- Yiyecek içecek standartlarına uygun kantin uygulamalarıyla ilgili yönetmeliklerin hazırlanması,
- Besleyici değeri yüksek ve kalıntısız tarım ürünlerinin yetiştirilmesi ve denetlenmesi,
- Organik gıdaya erişimin kolaylaştırılması,
- Çocuklar için fiziksel aktivite alanlarının geliştirilmesi,
- Gıda okuryazarlığını geliştirmeye yönelik projelerin geliştirilmesi,
- Kantin/yemekhane çalışanlarına sağlıklı beslenme, hazırlama, pişirme ve hijyen eğitimlerinin verilmesi.