Dr. Mehmet Alkanalka'nın basın açıklamasında, Türkiye'nin uluslararası terörizmle mücadelesi ve İsveç'in NATO üyeliği konularına değinilmektedir. Açıklamada, Türkiye'nin terörle mücadeledeki deneyimleri ve İsveç'in teröre verdiği destek konularında görüşler belirtilmektedir. Ayrıca, Türkiye'nin uluslararası ilişkilerde şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkesini benimseyerek yazılı anlaşmalara önem vermesi gerektiği vurgulanmaktadır.Dr. Alkanalka, Türkiye'nin terörle mücadelesinin iç politika konularında kullanılmaması gerektiğini ve uluslararası ilişkilerde de aynı prensiplerin geçerli olması gerektiğini ifade etmektedir. Suriye ve PKK terör örgütüyle mücadelede Adana Mutabakatı'nın önemine vurgu yaparak, Türkiye'nin terörle mücadeledeki kararlılığını gösterdiğini belirtmektedir.Açıklamanın devamında, komşu devletlerdeki iç savaşların ve istikrarsızlığın uluslararası terörizmi de içerdiği ve bu durumun devletlerin güvenlik ve istikrar krizlerini artırdığı belirtilmektedir. Türkiye'nin Suriye'deki iç savaştan en fazla etkilenen NATO üyesi olduğu ve terörle mücadelede ağır bedeller ödemek durumunda kaldığı ifade edilmektedir.Ayrıca, İsveç'in NATO üyeliği konusu da ele alınmaktadır. İsveç'in teröre destek verdiği ve dini ayrımcılık yaptığı gerekçeleriyle NATO üyeliğine destek verilmemesi gerektiği savunulmaktadır. NATO'nun İsveç'in PKK'ya karşı terörle mücadele iş birliğini önemsediği ancak YPG/PYD'yi terör örgütü olarak kabul etmediği ifade edilmektedir.Dr. Alkanalka'nın açıklamasında öne çıkan teklifler şunlardır:
- NATO'nun YPG/PYD'yi terör örgütü olarak kabul etmesi talep edilmektedir.
- PKK/PYD'ye verilen her türlü desteğin sona erdirilmesi istenmektedir.
- Suriyeli mültecilerin ana vatanlarına dönmelerinin sağlanması önerilmektedir.
- Türkiye'nin Suriye'de terörle mücadele konusunda güvenilirliğinin ve Adana Mutabakatı'na geri dönülmesinin NATO gündemine getirilmesi talep edilmektedir.