İstanbul, Türkiye – Türkiye un sanayisi, tarımın dijitalleşmesi sayesinde üretim ve ihracat kapasitesini artırıyor. 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla açıklama yapan IAOM Avrasya Başkanı Dr. Eren Günhan Ulusoy, Türkiye'nin buğday üretiminde ve un ihracatında dünya şampiyonu olduğunu vurguladı. Ülke, 2024 yılında da 3,5 milyon ton un ihracatı hedefliyor.
Tarihi Başarı ve Dijital DönüşümTürkiye'nin un sanayisi, 9 yıldır dünya ihracat şampiyonu olarak, Anadolu'da yazılan bu tarihi başarısını sürdürüyor. Günümüzde tarımın dijitalleşmesi, çiftçilere sağlanan yeni teknolojik araçlar ve verimlilik artışı sayesinde bu başarı daha da pekiştiriliyor. Dr. Ulusoy, "Buğdayda 21 milyon ton üretim bekliyoruz ve bu yılı da 3,5 milyon ton un ihracatıyla yine dünya şampiyonu olarak tamamlamayı hedefliyoruz," dedi.Şanlıurfa ve Göbeklitepe'nin Tarihi Önemiİnsanlık tarihi açısından büyük öneme sahip olan Şanlıurfa'daki Göbeklitepe, ilk buğdayın ve çiftçiliğin başladığı yer olarak kabul ediliyor. Türkiye, buğdayın ilk yetiştirildiği topraklar olarak, tahıl üretiminin %60'ını buğday ile gerçekleştiriyor. Ulusoy, "Toprağın hediyesi buğday, çiftçinin emeğiyle hayat bulurken, sanayicilerin de ihracatla Türkiye bayrağını dünyaya taşımasını sağlamaktadır," ifadelerini kullandı.Tarımda Sürdürülebilirlik ve Lisanslı DepoculukTarımda sürdürülebilirlik, değişen iklim koşulları ve artan yaşam maliyetleri gibi küresel sorunlara karşı önem kazanıyor. IAOM Avrasya Başkanı, tarım sektöründe dijitalleşme ve sürdürülebilir pratiklere yapılan yatırımların önemine değindi. Ayrıca, lisanslı depoculuk sistemi sayesinde ürünlerin fiyat dalgalanmalarının kontrol altına alınabileceğini ve çiftçilerin korunabileceğini belirtti.Teknoloji ve Tarımın EntegrasyonuDijital tarım uygulamaları, çiftçilerin arazilerini daha etkin kullanmalarını sağlıyor ve üretim süreçlerini optimize ediyor. Dr. Ulusoy, "Dijitalleşme, tarım sektöründe devrim yaratıyor. Uydu görüntüleme, sensör teknolojileri ve büyük veri analizleri sayesinde çiftçilerimiz, toprak sağlığını daha iyi anlayabiliyor ve su ile gübre kullanımını maksimize edebiliyor," şeklinde konuştu.Sürdürülebilir Tarım ve Küresel Sorunlara ÇözümTarımda sürdürülebilir uygulamalar, küresel gıda güvenliği sorunlarına karşı koymanın yanı sıra çevresel etkileri azaltma potansiyeline de sahiptir. Ulusoy, bu konuda yapılan çalışmaları şu sözlerle özetliyor: "Sürdürülebilir tarım pratikleri, hem çevreyi korumamıza yardımcı oluyor hem de gelecek nesillere sağlıklı bir dünya bırakma sorumluluğumuzu yerine getirmemize olanak tanıyor."Lisanslı Depoculuk ve Ekonomik İstikrarLisanslı depoculuk sistemi, tarım ürünlerinin depolanması, korunması ve pazarlanmasında standardizasyon sağlayarak hem üreticilerin hem de tüketicilerin menfaatine hizmet ediyor. Ulusoy, "Lisanslı depoculuk, ürünlerin kalitesini korumakla kalmıyor, aynı zamanda piyasada daha istikrarlı fiyatlar sunarak ekonomik dalgalanmalara karşı bir tampon görevi görüyor," diye ekliyor.