Suriye’de 2011 yılında başlayan iç savaş, Türkiye’yi önemli güvenlik, insani ve diplomatik sınamalarla karşı karşıya bırakmıştır. Türkiye, Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve halkın meşru taleplerini merkeze alan politikalarla çözüm sürecine katkıda bulunmaya devam etmektedir.
Türkiye’nin Suriye Politikasının Temel İlkeleri
Suriye’deki ihtilaf, milyonlarca insanın yerinden edilmesine, binlerce can kaybına ve bölgedeki istikrarın bozulmasına neden olmuştur. Türkiye, 911 km’lik kara sınırı boyunca tehdit oluşturan bu duruma karşı, aşağıdaki ilkelere dayalı bir politika izlemektedir:- Suriye’nin toprak bütünlüğü ve birliğinin korunması,
- Halkın meşru taleplerine uygun siyasi bir çözüm sürecinin desteklenmesi,
- Sınır bölgelerinin terör unsurlarından arındırılması,
- Gönüllü, güvenli ve onurlu geri dönüşler için gerekli koşulların oluşturulması,
- İnsani yardımların kesintisiz bir şekilde sürdürülmesi.
Suriye Kaynaklı Terör Tehditleri ve Türkiye’nin Operasyonları
1. DEAŞ ile Mücadele
Suriye’deki iç savaşın yarattığı güvenlik boşlukları, DEAŞ ve diğer aşırılık yanlısı grupların güç kazanmasına neden olmuştur. DEAŞ, hem bölgeyi hem de uluslararası barışı tehdit eden bir güç haline gelmiştir.Türkiye, bu tehdidi bertaraf etmek için DEAŞ karşıtı uluslararası koalisyonun aktif bir üyesi olarak sahada operasyonel katkılar sunmuş ve aynı zamanda kendi milli imkanlarıyla da harekâtlar gerçekleştirmiştir:- Fırat Kalkanı Harekâtı (2016): DEAŞ’ın Suriye’nin kuzeyindeki varlığını sona erdirmek ve sınır güvenliğini sağlamak amacıyla düzenlenen bu operasyonda, toplam 2.647 DEAŞ militanı etkisiz hale getirilmiş ve 2.015 km²’lik alan terörden arındırılmıştır.
2. PKK/YPG ile Mücadele
PKK terör örgütünün Suriye’deki uzantıları olan PYD/YPG, Türkiye’nin milli güvenliğine tehdit oluşturmuş ve bölgedeki halkın huzurunu bozmuştur. Türkiye, bu tehdide karşı uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru müdafaa hakkını kullanarak kapsamlı harekâtlar düzenlemiştir:- Zeytin Dalı Harekâtı (2018): Afrin bölgesinde konuşlanan PKK/YPG unsurlarına karşı düzenlenen harekâtla 2.000 km²’lik alan teröristlerden temizlenmiş, yaklaşık 4.600 terörist etkisiz hale getirilmiş ve yerel halkın güvenliği sağlanmıştır.
- Barış Pınarı Harekâtı (2019): Suriye’nin kuzeydoğusunda güvenli bölge oluşturmayı hedefleyen bu operasyon, terör tehditlerini bertaraf etmenin yanı sıra, yerinden edilen Suriyelilerin geri dönüşü için gerekli koşulları sağlamayı amaçlamıştır.
Barışçı Çözüme Yönelik Diplomatik Çabalar
1. Cenevre Süreci
BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararı kapsamında başlatılan Cenevre Süreci, Suriye’de siyasi bir geçiş için çerçeve sunmaktadır. Türkiye, bu sürece aktif destek vermiş ve muhalefet ile rejim arasında diyalog zemininin oluşturulmasına katkıda bulunmuştur. Ancak rejimin uzlaşmaz tutumu nedeniyle süreç istenilen sonuca ulaşamamıştır.2. Astana Görüşmeleri
Türkiye, Rusya ve İran garantörlüğünde başlatılan Astana Platformu, Suriye’de çatışmaların azaltılması ve siyasi çözüm için etkili bir mekanizma oluşturmuştur. İdlip Gerginliği Azaltma Bölgesi’nin oluşturulması ve insani yardımların ulaştırılması gibi konularda bu platform önemli bir rol oynamıştır.Astana görüşmeleri, düzenli aralıklarla devam etmekte olup, Türkiye’nin diplomatik çabaları Suriye’de istikrarı sağlama hedefine katkı sunmaktadır.İnsani Yardımlar ve Geri Dönüş Çabaları
Suriye’deki ihtilaf nedeniyle yerinden edilen milyonlarca insan, Türkiye’nin insani yardım politikalarının odağında yer almaktadır. Türkiye, BM’nin insani yardım mekanizmalarına destek sağlarken, aynı zamanda kendi imkanlarıyla da Suriyelilere yardım ulaştırmaktadır.- Sınır Ötesi Yardımlar: Türkiye üzerinden BM yardımları, Hatay, Kilis ve Çobanbey sınır kapılarından Suriye’ye ulaştırılmaktadır.
- Gönüllü Geri Dönüşler: Güvenli bölgelerde altyapı ve barınma koşullarını iyileştiren Türkiye, yerinden edilen Suriyelilerin gönüllü ve onurlu bir şekilde geri dönüşünü teşvik etmektedir.