Ülkücülük, Türkiye'nin milli ve manevi değerlerini koruma hedefiyle şekillenmiş köklü bir ülküdür. Türk gençliğinin milli şuuru benimseyerek ülkenin geleceğini inşa etmesini hedefleyen bu hareket, tarih boyunca zorlu dönemlerden geçerek bugünkü konumuna gelmiştir. Ülkücü Hareket'in idealleri, milli birlik, vatan sevgisi ve Türk-İslam sentezi üzerine kuruludur.Alparslan Türkeş, Ülkücü Hareket'in kurucusu ve fikir babası olarak, bu ideolojiyi topluma kazandıran en önemli isimdir. Onun liderliği altında, gençler milli hedeflere yönlendirilmiş ve "Tanrı Dağı kadar Türk, Hira Dağı kadar Müslümanız" anlayışı ile donanmıştır. Peki, Ülkücü Hareket'in tarihsel gelişimi ve bugünkü önemi nedir? Ülkücüler, toplumda nasıl bir rol üstlenmiş ve bu yolda hangi mücadeleleri vermiştir? Bu yazıda, Ülkücülüğün geçmişten bugüne taşıdığı idealleri, sembol isimleri ve gençlik üzerindeki etkilerini detaylıca inceleyeceğiz.
Ülkücülük, Türk milletinin milli ve manevi değerlerini koruma ve bu doğrultuda toplumu ileriye taşıma amacını güden bir ideolojidir. Türk-İslam sentezine dayanan bu düşünce sistemi, Türk gençliğinin milli şuuru benimseyerek ülkenin geleceğini inşa etmesini hedefler. Ülkücüler, Türk milletinin birlik ve bütünlüğünü savunur ve güçlü bir devletin varlığını milletin refahı ve güvenliği için temel bir unsur olarak görür. Ülkücü hareket, hem siyasi hem de toplumsal alanda köklü bir yere sahiptir ve bu duruşunu tarih boyunca sürdürmüştür. Başbuğ Alparslan Türkeş, 1965 yılında Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP) genel başkanı olduktan sonra Ülkücü Hareket’in yapı taşlarını oluşturdu. Türkeş, Ülkücü gençliği teşkilatlandırarak onların milli ve manevi değerlerle yetişmelerini sağladı. “Tanrı Dağı kadar Türk, Hira Dağı kadar Müslümanız” sözü, Ülkücü Hareket’in özünü en iyi yansıtan ifadelerden biridir. Milli Şuur ve Bağlılık: Ülkücüler, vatan sevgisini her şeyin üstünde tutar ve milli değerlere sadakatle bağlı kalırlar. Bu, her türlü fedakarlığı göze almalarını sağlayan bir inançtır.Eğitim ve Teşkilatlanma: Ülkücüler, gençlerin milli bilinçle yetişmesi için Ülkü Ocakları ve benzeri teşkilatlar kurar. Ülkü Ocakları, milliyetçi gençlerin bir araya gelip eğitildiği ve milli şuurun aşılandığı önemli bir yapıdır. “Ülkücü gençlik, Türk milletinin gelecekteki ideallerini gerçekleştirecek en önemli güçtür.” Ülkücüler, o dönemde üniversitelerde ve okullarda sol grupların baskılarına karşı mücadele etti. Süleyman Özmen, Yusuf İmamoğlu, Dursun Önkuzu gibi genç ülkücüler, idealleri uğruna canlarını verdi. Alparslan Türkeş, “Yusuf İmamoğlu Türk-İslam davasının ne ilk, ne de son şehididir. Aziz şehidimizin hesabı bir gün sorulacaktır.” diyerek ülkücü gençlerin azim ve kararlılığını vurguladı.
İLGİLİ HABER
Ülkücülük hareket ve Dünü - Bugünü - YarınıÜlkücülük, Türk milletinin milli ve manevi değerlerini koruma ve bu doğrultuda toplumu ileriye taşıma amacını güden bir ideolojidir. Türk-İslam sentezine dayanan bu düşünce sistemi, Türk gençliğinin milli şuuru benimseyerek ülkenin geleceğini inşa etmesini hedefler. Ülkücüler, Türk milletinin birlik ve bütünlüğünü savunur ve güçlü bir devletin varlığını milletin refahı ve güvenliği için temel bir unsur olarak görür. Ülkücü hareket, hem siyasi hem de toplumsal alanda köklü bir yere sahiptir ve bu duruşunu tarih boyunca sürdürmüştür.
Ülkücülüğün Tarihi Kökleri ve Kuruluşu
Ülkücü hareketin temelleri, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerine kadar uzanır. 1908’de kurulan Türk Derneği, milli bilinci canlandırma çabalarının ilk adımlarından biridir. 1912’de Türk Ocakları Derneği kuruldu ve Mustafa Kemal Atatürk de bu derneğe büyük ilgi göstererek destek verdi. Bu dönemde, milli uyanış için atılan adımlar, Kurtuluş Savaşı'na da zemin hazırlamıştır.İLGİLİ HABER
ALPARSLAN TÜRKEŞ'İN ÜLKÜCÜLÜK ANLAYIŞIÜlkücülüğün Özellikleri ve İdealleri
Ülkücülük, milli bir şuur ve bağlılık etrafında şekillenir. Ülkücüler, Türk-İslam ülküsü çerçevesinde, Türk milletinin kültürel ve ahlaki değerlerini korumayı ve yüceltmeyi hedefler. Bu ülkü doğrultusunda, gençliğin eğitimi ve yetiştirilmesi, Ülkücü hareketin en önemli unsurlarından biridir.İLGİLİ HABER
Ülkücülük - Turancılık - Türkçülük Nedir?Ülkücü Hareketin Dönüm Noktaları ve Mücadeleleri
Ülkücü Hareket, özellikle 1960’lı ve 1970’li yıllarda önemli zorluklarla karşılaştı. 3 Mayıs 1944 Türkçülük-Turancılık davası, dönemin Türkçü aydınlarının ve milliyetçilerin maruz kaldığı baskı ve işkencelerle dolu bir süreçti. Alparslan Türkeş ve dönemin diğer ülkücü liderleri bu dönemde tutuklandı ve yargılandı.1968’de, Ruhi Kılıçkıran, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde, sol görüşlü öğrenciler tarafından vurularak şehit edildi ve Ülkücü Hareket’in ilk şehidi olarak tarihe geçti. Kılıçkıran, “Bir ölür, bin diriliriz” sözünün sembolü oldu.İLGİLİ HABER
Ülkücü Hareket ve MHP Tarihi