Dünyanın en değerli doğal kaynaklarından biri olan toprağın korunması, sürdürülebilir bir gelecek için kritik bir öneme sahip. Üsküdar Üniversitesi Çevre Sağlığı Program Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Adiller, toprağın ekosistemdeki hayati rolünü, insan sağlığı üzerindeki etkilerini ve koruma gerekliliğini değerlendirdi. Adiller, "Toprağın kaybı sadece çevreyi değil, insan sağlığını, ekonomiyi ve toplumsal düzeni de olumsuz etkiler" diyerek toprağın korunması için bireysel, ulusal ve küresel düzeyde daha fazla önlem alınması gerektiğini vurguladı.
Toprağın Ekosistemdeki Hayati Rolü
Toprak, ekosistemin temel taşlarından biridir. Dr. Adiller, toprağın biyolojik çeşitliliği desteklediğini ve yaşamın devamı için gerekli olduğunu belirterek, “Toprak, mikroorganizmalardan böceklere kadar milyarlarca canlıya yaşam alanı sağlar. Ayrıca, bitkiler büyümek için ihtiyaç duydukları vitamin, mineral ve suyu toprağın içeriğinden karşılar. Sağlıklı bir toprak yapısı, dünyadaki biyoçeşitlilik ve besin döngüsünün devamlılığı için vazgeçilmezdir” dedi.Adiller, toprak içerisindeki faydalı mikroorganizmaların, besin üretimine ve doğal madde döngülerine katkıda bulunduğunu ifade etti. “Toprak, yağış sularını filtreleyerek yeraltı suyunda depolar ve karbon emisyonlarının tutulmasına katkı sağlar. Bu özellikleriyle hem su döngüsüne hem de iklim dengesine doğrudan etki eder” diye konuştu.Toprak Kaybının Sonuçları: Çölleşme ve İklim Değişikliği
Toprak kaybının ve sağlıklı yapısının bozulmasının ciddi çevresel sorunlara yol açtığını belirten Adiller, “Sağlıklı bir toprak, yağışları emerek yeraltında depolayabilir. Ancak toprak yapısı bozulduğunda bu özelliğini kaybeder ve erozyon meydana gelir. Bu durum, daha sık ve şiddetli sel, taşkın ve kuraklık olaylarına yol açar. Bitki örtüsünün yok olmasıyla birlikte, çölleşme riski artar” ifadelerini kullandı.Adiller, toprağın karbon tutma kapasitesinin azalmasının, atmosferdeki karbon emisyonlarını artırarak iklim değişikliği etkisini şiddetlendirdiğini söyledi. “Toprak kaybı, bitki örtüsünü de olumsuz etkiler. Bitki örtüsünün azalması ise bir kısır döngüye yol açarak erozyonu ve karbon salınımını artırır” dedi.İnsan Sağlığı Üzerindeki Dolaylı Etkiler
Toprak, insan sağlığı açısından doğrudan bir tehdit oluşturmasa da dolaylı etkileri oldukça büyüktür. Dr. Adiller, “Dünyadaki besin üretiminin temel kaynağı olan bitkiler, ihtiyaç duydukları maddeleri topraktan alır. Kirli bir toprak, tarım ürünlerinde verim kaybına yol açar ve besin değerlerini düşürür. Ayrıca toprakta biriken zararlı kimyasallar, besin zinciri aracılığıyla insanlara geçebilir ve halk sağlığını tehdit edebilir” dedi.Adiller, su döngüsünün de toprakla doğrudan bağlantılı olduğunu vurguladı. “Toprağın suyu filtreleme ve depolama kapasitesi sayesinde temiz suya erişim sağlanır. Ancak bu dengenin bozulması, su kaynaklarının kirlenmesine ve su kıtlığına yol açabilir” diye ekledi.Toprağın Korunması İçin Alınması Gereken Önlemler
Dr. Adiller, toprağın korunması için bireysel ve toplumsal düzeyde alınabilecek önlemleri şöyle sıraladı:- Kimyasal Kullanımın Azaltılması: Gübre ve zirai ilaçların bilinçli kullanılması.
- Geri Dönüşümün Teşvik Edilmesi: Evsel atıkların geri dönüşümüyle toprak kirliliğinin önlenmesi.
- Kompost Uygulamaları: Mutfak atıklarından elde edilen kompostun, toprağın biyolojik yapısını desteklemek için kullanılması.
- Erozyonla Mücadele ve Ağaçlandırma: Bitki örtüsünün korunması ve ağaçlandırma faaliyetlerinin artırılması.
- Su Yönetimi: Aşırı sulamanın önlenmesi ve su kaynaklarının korunması.