VEFÂTININ 30. YILINDA ORHAN ŞÂİK GÖKYAY 'I ANIYORUZ

MÜLÂKAT: RAMAZAN ÇAĞLAR

Şâir-Yazar  M. HALİSTİN KUKUL: “Orhan Şâik Gökyay, Osmanlı-Türk Cihan Devleti’ni Cumhuriyet’le bağdaştırıp, köprü kuran büyük şâirlerimizden biridir” dedi.

Vefâtının 30. Yılında; bu kıymetli şâir, eğitimci ve fikir adamımızı, Şâir ve Yazar M. Halistin Kukul ile yâd ettik.

ÇAĞLAR-Sayın Hocam; kısaca yâni öz olarak, bir Orhan Şâik Gökyay portresi çizer misiniz?

KUKUL- O’nu, otuz sene önce bugün,  2 Aralık 1994 tarihinde Hakk’a uğurlamıştık.

“Bu vatan toprağın kara bağrında

Sıradağlar gibi duranlarındır”

Diye başlayan, meşhûr  “Bu Vatan Kimin?” başlıklı şiirini, hiçbir Türk gencinin hatırlamaması mümkün değildir.

92 senelik ömrünü, Türk maarifine, fikir hayatına ve sanatına vakfetmiş vatansever tertemiz, pırıl pırıl bir numûne insan!..Çok sayıda eser vermiş, öğrenci yetiştirmiş ve  değişik makamlarda Devlet’e hizmet etmiştir..

ÇAĞLAR- Muhakkak ki, siz de, benim gibi, O’nun o sözünü ettiğimiz meşhûr şiirinden etkilenmişsinizdir. Bu hususta ne dersiniz?

KUKUL- Tabii ki, “Bu Vatan kimin?” şiirinden bahsediyoruz ve edeceğiz...Bu , çok önemli bir ‘millî şuur’ şiiridir. Ben, bu şiirin, seneler önce tahlilini de yapmıştım...Bu şiiri hatırlamayan Türk genci olur mu, diye sormam bile gereksiz. Çünkü, millî bayramlarımızın hattâ şehirlerimizin kurtuluş günlerinin ‘baş şiiri’, bu şiirdi.

Bütün okul hayatım boyunca, bu şiirle büyüdüm; diyebilirim ki, topyekûn bununla yetiştik…

Bilirsiniz, yirmi beşinci ölüm yıldönümünde, wwkapsamhaber.com’da yayınlanan “Orhan Şâik Gökyay Denince” başlıklı bir yazım var. Yâni bundan altı sene önce yayınlamışız.  Orada şöyle demişim:

“1949’larda başlayan ilkokul sıralarımdan îtibâren, her millî bayramımızın değişmez şiiri bu idi!..

Öğretmenlerimiz, bayrama hazırlanırken, en gür sesli ve telaffuzu güzel arkadaşlarımızdan birine bu şiiri okutur, bizler de, her tarafı Ay-Yıldızlı şanlı bayrağımızla süslenmiş meydanlarda, ellerimiz çatlayıncaya kadar, heyecanlarımızın tezâhürünü ortaya koyardık.

Sâdece 29 Ekim, 23 Nisan ve 19 Mayıslar’da değil, şehirlerimizin kurtuluş günlerinde de bu havayı teneffüs eder, coşardık.”

ÇAĞLAR- Öyleyse, Orhan Şâik Gökyay’ın, sizin üzerinizde çok tesiri vardır, diyebilir miyim?

KUKUL- Ne demek, diyebilir miyim? Elbette!... Sâdece benim mi? O’nun ve neslinin neslinin, kendinden sonraki nesiller üzerinde büyük tesiri vardır…Olmalıdır da..Onların herbiri,  ‘birer millî şuûr âbidesii’dir..

ÇAĞLAR- Herbiri’nde kastınız kim veya kimlerdir?

KUKUL- O nesil, Mehmet  Âkif’tir, Yahya Kemâl’dir, Ziya Gökalp’tir, Süleyman Nazif’tir, Necip Fâzıl’dır, Ali Fuat Başgil’dir, Ârif Nihat’tır, Basri Gocul’dur, Nihal Atsız’dır, Peyami Safa’dır…Daha sayayım mı?

ÇAĞLAR- Peki hocam;  az önce sözünü ettiğiniz o yazınızda, Orhan Şâik Gökyay’ın, “Bu Vatan Kimin?” başlıklı şiirini yazma macerasını da yazdığını söylemiştiniz…Bunu, kaynağından nakletmeniz mümkün müdür?

KUKUL-  Orhan Şâik Gökyay, kitaplarından çok, bu şiiriyle tanınmış, meşhur olmuştur.  Sözünü ettiğiniz yazıyı aynen nakledeyim. Önemlidir, çünkü!..

Prof. Dr. Günay Kut,  1989 tarihinde Kültür Bakanlığı tarafından yayınlanan Orhan Şâik Gökyay adlı eserinde, bunu, Orhan Şâik Gökyay’ın ifadesiyle, şöyle nakleder:

“Yıl 1937. Bursadayım. Bir yerlerden geliyorum. Tam bizim evin oralarda resmî bir dâire var. Karakol mu ne? Bayrağı direkte unutmuşlar. Rüzgâr da yok. Bayrak kendisini bırakıvermiş. Bu, bana öylesine dokundu ki...Bu, içimde bir yerlerde “asker” oluşumdan kaynaklanıyordu. Biz, İstiklâl Savaşı’nda yetiştik. Gençliğim Harb-i Umumî’nin bozgunlarıyla başladı. İşte bayrağımın bu hâli bana hemen daha oracıkta şiirimin ilk mısrâlarını yazdırdı.”

ÇAĞLAR-Gökyay hakkında son sözünüz ne olur, Sayın Hocam?

KUKUL-Orhan Şâik  Gökyay’ı okuyalım…Üstelik, Millî Mücâdele’yi  görmüş, o dönemde yaşamış biri..Gençlerimize, sâdece O’nu değil, bâzılarının ismini yukarda zikrettiğim değerlerimizin yanında, Türk tarihinin derinliklerine inerek,  Ahmet Yesevîleri, Yûsuf Has Hâcibleri, Kâşgarlı Mahmudları,  Mevlânaları, Hacı Bektâş-ı  Velileri, Yunus Emreleri, Ali Şîr Nevâîleri…tanıyalım, tanıtalım, özümüze dönelim.

ÇAĞLAR-Teşekkür ederim, Hocam!..

KUKUL-Ben de, size teşekkür ederim. Faydalı bir hizmet yaptığımıza inanıyorum…Sağolun!.