Son yıllarda hızla gelişen yapay zeka teknolojisi, eğitim, sağlık, teknoloji ve savunma sanayisi gibi pek çok sektöre büyük katkı sağlarken, beraberinde getirdiği bazı olumsuzluklar da dikkat çekiyor. Özellikle deepfake teknolojisiyle üretilen sahte videolar ve içerikler, gerçek ile yanılsama arasındaki sınırı belirsizleştirerek dolandırıcılık faaliyetlerinde kullanılan etkili bir araç haline geldi. Dijital Pazarlama Okulu Kurucusu Yasin Kaplan, deepfake tehdidinin boyutlarını ve bu alanda alınması gereken önlemleri şu şekilde açıkladı:
Deepfake Tehdidi ve Kötüye Kullanım Alanları
Yapay zeka destekli deepfake içerikler, ses, görüntü ve animasyon teknolojileri kullanılarak gerçek görüntülere son derece yakın, ancak tamamen sahte videolar üretebiliyor. Bu teknoloji, ünlü isimlerin veya tanınan kişilerin ifadelerini taklit etmenin ötesine geçerek, özellikle 40-75 yaş arası bireyleri hedef alan dolandırıcılık yöntemlerinde kullanılmaya başlandı. Kaplan, “Dijital pazarlama araçlarının da kullanılarak sponsorluklu içerikler veya kişiselleştirilmiş mesajlar ile dolandırıcılık yöntemleri daha da geniş kitleye yayılıyor” diyerek uyardı.
Yapay Zeka Teknolojisinin Çifte Yüzlülüğü
Günümüzde yapay zeka, eğitimden sağlığa, finans sektöründen savunma sanayisine kadar pek çok alanda verimliliği artıran devrim niteliğinde yeniliklere öncülük ediyor. Ancak, bu teknolojinin kötüye kullanımı dijital dünyada yeni ve karmaşık tehditleri de beraberinde getiriyor. Özellikle deepfake teknolojisi, sahte içeriklerle gerçek bilgileri manipüle ederek kullanıcıları aldatıyor, kişisel ve finansal verilerin ele geçirilmesine yönelik dolandırıcılık girişimlerini artırıyor.
Sahteyi Gerçekten Ayırmanın Yolları
Deepfake içeriklerin tespit edilebilmesi için bazı ipuçlarına dikkat etmek gerekiyor. Yasin Kaplan, bu tür içeriklerin ayırt edilmesinde dikkat edilmesi gereken hususları şu şekilde sıraladı:
- Göz Kırpma ve Göz Hareketleri: Doğal olmayan veya düzensiz göz kırpma sıklığı, sahte videoların belirgin işaretlerinden biridir.
- Beden Dili ve Konuşma Uyumsuzluğu: Beden dili ile ses arasında uyumsuzluk gözlemlendiğinde, içeriğin gerçekliği sorgulanmalıdır.
- Ağız Çevresindeki Bulanıklık: Video düzenlemesinde oluşan bulanıklıklar, yapay zeka kaynaklı hataların göstergesi olabilir.
- Ses Tonundaki Mekaniklik: Ses dalgalanmaları, mekanik tonlamalar veya doğal akışın dışında değişimler, deepfake içeriklerin ayırt edilmesinde önemli rol oynar.
- Işık ve Gölge Uyumsuzlukları: Gerçekçi olmayan ışık ve gölge oyunları, dijital olarak üretilen içeriklerde sıkça rastlanan detaylardandır.
Kaplan, “Aşırı kusursuz ve pürüzsüz görseller, yapay zekanın ürettiği sahte içeriklerin en önemli göstergelerindendir. Hayatın doğal akışını unutmamalı ve karşılaştığımız içeriklerde doğrudan ilgili kişiyle iletişime geçerek doğrulama yapmalıyız” ifadeleriyle uyarıda bulundu.
Dolandırıcılıkta Yeni Bir Boyut: Kişiselleştirilmiş Mesajlar
Deepfake teknolojisiyle birlikte dolandırıcılık yöntemleri de daha kişiselleştirilmiş ve ikna edici bir hale geldi. Sosyal medya platformlarında karşılaşılan videolar ve içerikler, genellikle finansal ya da kişisel bilgilerin ele geçirilmesi amacıyla hazırlanıyor. Kaplan, “Yönlendirme yapılan bağlantıların alan adı kontrol edilmeli; resmi sitelere ait olup olmadığına dikkat edilmelidir. Finansal ya da kişisel bilgilerin istendiği durumlarda, bu bilgilerin paylaşılmaması büyük önem taşımaktadır” diyerek, vatandaşların bu tür durumlara karşı dikkatli olmalarını tavsiye etti.
Dijital Okuryazarlık Eğitiminin Zorunluluğu
Yapay zeka ile gerçekleştirilen dolandırıcılık yöntemlerinin artması, dijital okuryazarlık eğitimlerinin önemi konusunda uyarıları beraberinde getiriyor. Kaplan, “Yapay zeka araçlarını tanımadan ve nasıl çalıştığını anlamadan bireylerin bu tür dolandırıcılıklara karşı savunmasız kalmaları kaçınılmaz. Özellikle 40-75 yaş arası hedef grubun zorunlu olarak dijital okuryazarlık eğitimi alması gerekiyor” diyerek sözlerine son verdi. Dijital okuryazarlık, hem genç neslin hem de yaş gruplarının bu tehditlere karşı bilinçlenmesi ve korunması için toplumsal bir sorumluluktur.
Yapay zeka teknolojisinin sunduğu avantajlar kadar, deepfake içeriklerin yol açtığı tehlikeler de göz ardı edilemez boyutlara ulaştı. Gerçek ile sahte arasındaki çizginin bulanıklaştığı dijital dünyada, doğru bilgiye ulaşmanın ve içerikleri eleştirel bir bakışla değerlendirmenin önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Sahte içeriklerin tespitinde dikkat edilmesi gereken ipuçlarının bilinmesi, dolandırıcılık faaliyetlerinin etkisinin azaltılması açısından büyük önem taşıyor. Bu bağlamda, dijital okuryazarlık eğitimlerinin zorunlu hale getirilerek, toplumsal farkındalığın artırılması, yapay zeka teknolojisinin güvenli ve etik kullanımı için elzemdir.
Toplumun her kesiminin bilinçlendirilmesiyle, deepfake tehdidine karşı alınacak önlemler ve geliştirilmesi gereken güvenlik protokolleri, dijital çağın getirdiği zorlukların üstesinden gelinmesinde en etkili silah olacaktır.