Şanlı ecdâdımız, bizlere o kadar güzel miraslar bırakmıştır ki, onlarla ne kadar iftihar etsek azdır. Bunlardan biri de, “askıda ekmek” an’anesidir. Türkçe’mizde , ekmekle ilgili pek çok tâbir olmasına rağmen, belki de en sık kullanılanı “ Ekmek arslanın ağzında” dır. Tabiî ki, bu söz, arslanı avuçlarının içine alanlar için değildir.
Günümüz Türkiyesi'nde ve dünyâda milyonlarca insan, maalesef, açlık içinde kıvranmaktadır. Yine maalesef ki, hiçbir devlet de buna çâre bulamamıştır. Zâten; devletin elinde bulunan “sosyal yardım “ adlı müesseseler veya vakıflar, bunu alıp götürmektedir. “ Personel masrafı” denilen malî harcamalar, yapılması düşünülen yardımlardan az mıdır sanılıyor?
Hani; “Bir elin verdiğini öbür el duymayacak” tı. Yapılan âşikâr yardımların da, başka “niyet”lere mâtûf olduğu defalarca gün yüzüne çıkmıştır.
Yüce Allah, Kur’ân-ı Kerîmde şöyle buyurur: “ Eğer sadakaları açıkça verirseniz, bu sadaka (riyâ olmamak şartıyla) ne iyi, ne güzeldir! Ve eğer onları gizler de fakirlere öyle verirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır.” ( Bakara, 271)
Peygamber Efendimiz de, bu hususta şöyle buyururlar: “Gizli sadaka, azîz ve celle olan Allahü teâlânın gazabını teskin eder.” YAZININ DEVAMI