Zafer Partisi Genel Başkan Vekili Prof. Dr. Ali Şehirlioğlu, Genel Başkan Yardımcıları, il teşkilatı ve partililerle birlikte Adalet Bakanlığı önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada, Genel Başkan Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın hukuksuz bir şekilde 86 gündür tutuklu bulunduğu vurgulandı.
Prof. Dr. Şehirlioğlu, Ümit Özdağ’ın 3 resmi polis eşliğinde gözaltına alındığını, ilaçlarını dahi alamadan apar topar İstanbul’a götürüldüğünü, ardından içi boş, 9 sayfalık bir iddianameyle 77 gün beklendiğini ve tutukluluğunun “cezaya dönüştürüldüğünü” ifade etti.
“Ümit Özdağ, Devletin Etnik Temelde Bölünmesine Engel Olduğu İçin Tutuklandı”
Açıklamada Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın neden hedef alındığına dair çarpıcı ifadeler yer aldı. Şehirlioğlu’na göre, Özdağ’ın tutuklanmasının ardında, devletin etnik temelde bölünmesine karşı çıkması yatıyor:
“Ümit Özdağ, Öcalan’ın salıverilmesine, Meclis’te teröristlerin konuşmasına, PKK’ya af çıkarılmasına ve yeni anayasa adı altında milli üniter devlet yapısının bozulmasına karşı en güçlü duruşu sergilediği için hedef alındı. Bu yüzden onun mahpusluğu, Atatürk çizgisindeki Türk milliyetçiliğine vurulmuş bir prangadır.”
“Onun Esareti, Bir Direnişin Simgesidir”
Şehirlioğlu açıklamasında, Ümit Özdağ’ın tutukluluğunu bir teslimiyet değil, direnişin ve onurun sembolü olarak değerlendirdi:
“Ümit Özdağ’ın Silivri’deki mevcudiyeti; Türk milletine, şehitlerimize, gazilerimize ve cumhuriyetimizin kurucu değerlerine bağlılığın nişanesidir. Onun susturulmak istenmesi, Türk milletinin sesini kısmaya yönelik bir teşebbüstür.”
“Zafer Partisi Dağılmadı, Aksine Güçleniyor”
Zafer Partisi'nin, Genel Başkanı’nın tutukluluğuna rağmen daha da güçlendiğini ifade eden Şehirlioğlu:
“Tutuklamayla partinin dağılacağını zannedenler yanılıyor. Zafer Partisi, Türk halkının artan destek ve güveniyle daha güçlü, daha azimli ve kararlı bir şekilde yoluna devam ediyor.”
“Adalet Dilenmeye Değil, Mücadeleye Ant İçmeye Geldik”
Şehirlioğlu, açıklamasının sonunda güçlü bir mesajla konuşmasını tamamladı:
“Buraya adalet dilenmeye gelmedik. Adalet hakkımızdır. Buraya mücadelemize ant içmeye geldik. Sesimiz, sarayların en karanlık köşelerine ulaşacaktır. Bizi susturamazsınız! Zafer, Büyük Türk Milletinin olacaktır! Ne Mutlu Türk’üm Diyene!”