Son günlerde artış gösteren zona vakaları, sağlık uzmanlarının ve halkın dikkatine sunuluyor. Zona, suçiçeğine neden olan Varicella-Zoster virüsünün, çocukluk döneminde geçirilen suçiçeği enfeksiyonunun ardından sinir ganglionlarında latent kalıp daha sonra yeniden aktive olması sonucu ortaya çıkan, şiddetli ağrı ve döküntülerle seyreden bir hastalıktır.
Zona ve Belirtileri
Uzmanlara göre, zona hastalığının en belirgin belirtisi ciltte oluşan döküntülerdir. Ancak, bu döküntüler zaman zaman böcek ısırıklarıyla karıştırılabiliyor. Hastalığın başlangıcında ortaya çıkan şiddetli yanma, karıncalanma ve iğne batması hissi, doğru tanı konulması açısından önemli ipuçları arasında yer alıyor. Zona genellikle ateş, halsizlik ve yoğun ağrı ile kendini gösteriyor. Döküntüler, ilk etapta maküler olarak başlamakta, kısa sürede ağrılı veziküllere dönüşmekte ve belirli bir dermatom bölgesinde dağılmaktadır.
Komplikasyonlar ve Tedavi Süreci
Zona vakalarında en sık karşılaşılan komplikasyon, döküntüler iyileştikten sonra başlayan kronik sinir ağrısı (postherpetik nevralji) olarak öne çıkıyor. Bu durum, özellikle 50 yaş ve üzerindeki bireylerde daha sık görülür. Hastalık sürecinde, bakteriyel enfeksiyonlar ve göz çevresinde gelişen zona durumunda görme kaybı gibi ciddi komplikasyonlar da söz konusu olabiliyor. Uzmanlar, ağrının şiddeti ve süresi bakımından erken tanı ve tedavinin önemine vurgu yapıyor.
Zona Aşısının Rolü
Sağlık otoriteleri, zona aşısının hastalığın önlenmesinde ve komplikasyonların azaltılmasında büyük rol oynadığını belirtiyor. Özellikle 50 yaş ve üzerindeki yetişkinlerin ve bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerin zona aşısı olmaları öneriliyor. Günümüzde iki tip zona aşısı uygulanmaktadır:
- Canlı Zoster Aşısı (ZVL): Genellikle 60 yaş ve üzerindeki bireylere tek doz olarak uygulanır.
- Rekombinant Zoster Aşısı (RZV): İki doz halinde uygulanır ve 50 yaş ve üzerindeki bireyler için tercih edilir. Bu aşı, canlı virüs içermemesi nedeniyle bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde de güvenle kullanılabilmektedir.
Dr. Tuba Efe, Liv Hospital Aile Hekimi Uzmanı, “Zona aşısı, hastalığın ortaya çıkma riskini ve sonrasında yaşanabilecek komplikasyonları önemli ölçüde azaltmaktadır. Daha önce zona geçirmiş bireylerde de aşı yapılması önerilmektedir, ancak aktif enfeksiyon döneminde aşılanmaması gerekmektedir” şeklinde konuştu.
Tanı ve Ayırıcı Değerlendirme
Zona hastalığı, benzer cilt lezyonlarına sahip diğer durumlarla karıştırılabilmektedir. Herpes simpleks, dermatitis herpetiformis, impetigo, kontakt dermatit, kandidiyazis, ilaç reaksiyonları ve böcek ısırıkları, klinik değerlendirme sırasında göz önünde bulundurulması gereken ayırıcı tanılar arasında yer alır. Özellikle, lezyonlar başlamadan önce hissedilen şiddetli ağrı, tanının konulmasında önemli bir ipucudur.
Zona, özellikle yaşlılık ve zayıflamış bağışıklık sistemi ile ilişkilendirilen ciddi bir hastalıktır. Erken tanı, doğru tedavi ve aşılamanın önemi, hastalığın seyri ve sonrasında yaşanabilecek komplikasyonların önlenmesinde belirleyici faktörler arasında yer alıyor. Sağlık kurumları, artan vaka sayısına dikkat çekerek, halka erken başvuru ve koruyucu önlemler konusunda uyarılarda bulunuyor.