Samsun kapsam- OMÜ İİBF Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan GÜL tarafından Samsun Türk Ocağının Anakent İş Merkezindeki yeni hizmet binasında verilen konferans ilgi çekti.
OMÜ İİBF Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan GÜL tarafından Samsun Türk Ocağının Anakent İş Merkezindeki yeni hizmet binasında verilen konferans günümüz Türkiye’si için dikkat çekici mesajlarla yüklüydü. Açış konuşmasını yapan Şube Başkanı Prof. Dr. Kaya Tuncer ÇAĞLAYAN “İktisat ve liderlik arasında her zaman sıkı bir ilişki olagelmiştir. Nasreddin Hoca merhumun dediği gibi parayı verenin düdüğü çaldığı bu dünyada Millet olarak lider olmak istiyorsak millî iktisat politikaları ile dışa bağımlılığı azaltacak tasarruf ve üretkenliğe ulaşmamız gerekir” dedi. Kürsüye gelen Doç.Dr. Hasan Gül konuşmasında şu noktalar temas etti: Alvin Toffler medeniyetler tarihini tarım, sanayi ve bilgi toplumu olarak üç döneme ayırmıştır. Sanayi ve bilgi toplumunun ortak özelliği kapitalizme dayanmasıdır. Ne yazık ki kapitalizm ekonomik bir model olarak dünyaya refah ve mutluluktan çok, acı ve gözyaşı sunmaktadır. Ülkemize ve az gelişmiş ülkelerin tamamına 1960'larda kalkınma ve modernleşme olarak sunulan kapitalizm 1990'lara gelindiğinde aslında 1960'lı yıllardan beri süregelen çalışmalarla ekonomik anlamda ülkelere önemli bir ivme kazandırması gerekirken uluslararası sermayenin azgelişmiş ülkelere yerleşmesi ve enflasyondan başka bir şey sunamamıştır. 2000’li yıllarda kapitalizm tekrar kabuk değiştirerek post-modernizm” şeklinde ortaya çıkmıştır.
LİDER KITLIĞI YAŞANIYOR
21. yüzyılda iş hayatının temel özellikleri şunlarıdır: Rekabet giderek artmakta ve yok edici hale gelmektedir, Kalitenin önemi artmaktadır, Müşterilerin ihtiyaç, ilgi ve bilgileri değişmektedir, İşletmelerin kar marjları giderek azalmaktadır, İşçilik, girdi ve üretim maliyetleri artmaktadır, İşletmelerin ve ürünlerin ömürleri kısalmaktadır, Yetişmiş insan kaynağının önemi artmaktadır, İnsanların örgütlere olan bağlılıkları azalmaktadır, Stratejik yönetim daha değerli hale gelmektedir, İnsan kaynağı daha heterojen hale gelmekte ve farklılıkların yönetimi önemli hale gelmektedir, Değişim artmakta ve değişime hızla uyum sağlama önem kazanmaktadır, Esnek çalışma sistemleri önem kazanmaktadır, İşletmeler ve piyasalar küreselleşmektedir, İşletmeler arasında işbirliği, ortaklıklar ve birleşmeler artmaktadır, Pazar ve pazarlama sorunları artmaktadır, Ekonomik, sosyal ve siyasi krizler artmakta ve küresel hale gelmektedir, Eskilerin tabiriyle “kaht-ı rical” denilen lider kıtlığı yaşanmaktadır.
LİDERLER KAVİMLERİNİN HİZMETKARLARIDIR
Liderlik sosyal bilimlerin en zor tanımlanan kavramlarından birisi olarak, kişi, kurum ve toplumların önüne amaçlar koyma ve insanları bu amaçlar doğrultusunda yönlendirme sürecidir. Warren Bennis’in ifadesiyle liderlik “tıpkı güzellik gibidir, tanımlanması zordur ama görünce hemen anlarsın”. Bugün klasik, otoriter, baskıcı ve dediğim dedik tarzında güç kullanılarak ve insanların başında demoklesin kılıcını sallayarak onları yönetmeye yönelik liderlik, çağ dışı kalmış olup bütün dünyada yeni liderlik modelleri geliştirilmiştir. Çünkü araştırmalar göstermektedir ki, klasik anlayışı kullanan liderler, mesuliyeti altındaki fertlerin kalbini, zihnini ve ruhunu kazanamamaktadırlar. İnsanların ruhuna, kalbine ve zihinlerine hitap edebilecek bir liderlik nasıl bir model üzerine oturmalıdır? Sorusunun cevabı 1970’li yıllarda Robert Greenleaf tarafından geliştirilen “hizmetkâr liderlik” modeli ile bulunmuştur. Aslında yüzyıllar önce Peygamberimiz tarafından çerçevesi çizilen “seyyidü’l-kavmi hâdimuhum: Liderler kavimlerinin hizmetkârlarıdır” hadisinin sırrı bu liderlik türü ile ortaya çıkmıştır. Hizmetkâr liderlikte sahip olunan güç ve kuvvet, çalışanların ve toplumun her türlü ihtiyacının karşılanması için kullanılır. Faydalı olmak, insanlığa ve topluma hayırlı hizmetlerde bulunmak hizmetkar liderliğin özünü oluşturmaktadır.
Liderin yönetmiş olduğu topluluğa hizmet sunabilmesi için birtakım özelliklere sahip olması gerekmektedir: Lider; hayal kurabilendir, ufukları çok geniştir. Lider; ümitli olma ve olumlu düşünme alışkanlığına sahip olandır, kararlı, inançlı ve azimlidir. Lider; zihinsel, ruhsal ve fiziksel yoğunlaşma sağlayabilendir, cesaret gösterebilendir. Lider; hızlı ve isabetli karar verebilendir, hata ve başarısızlıklarından dersler çıkarabilendir. Lider; öngörüde bulunabilen ve fırsatları değerlendirebilendir, toplumsal ilişkilerini ahlaki değerler üzerine inşa edendir. Lider, özgüven sahibidir, sorunları çözebilendir, içindeki potansiyel lideri keşfeden ve geliştirendir ve insan yetiştirmesini bilendir. Lider, risk almasını bilendir, ikna etme gücüne sahip olandır, değişim gerçekleştirebilendir ve karizmasını geliştirerek psikolojik çekim gücünü arttırır. Lider, kendini bilendir, bilgeliğin dinlemekle geliştiğini bilendir. Lider, zamanı doğru kullanabilendir, seven ve sevilendir, sorumluluk duygusuna sahip olandır, iletişim uzmanıdır, motive edebilendir, ekip ruhuyla sinerji meydana getirendir, yatırım yapmasını bilendir ama en önemlisi adil olandır. Atatürk bu vasıfların büyük kısmını taşıyan nadir liderlerden birisi olarak tarihe geçmiştir.
Konferansın sonunda konuşmacı Doç. Dr. Hasan GÜL’ün plaketi Şube Başkanı Prof. Dr. K. Tuncer ÇAĞLAYAN ve MHP Samsun Milletvekili adayı Osman TEBER tarafından takdim edildi.
OMÜ İİBF Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan GÜL tarafından Samsun Türk Ocağının Anakent İş Merkezindeki yeni hizmet binasında verilen konferans günümüz Türkiye’si için dikkat çekici mesajlarla yüklüydü. Açış konuşmasını yapan Şube Başkanı Prof. Dr. Kaya Tuncer ÇAĞLAYAN “İktisat ve liderlik arasında her zaman sıkı bir ilişki olagelmiştir. Nasreddin Hoca merhumun dediği gibi parayı verenin düdüğü çaldığı bu dünyada Millet olarak lider olmak istiyorsak millî iktisat politikaları ile dışa bağımlılığı azaltacak tasarruf ve üretkenliğe ulaşmamız gerekir” dedi. Kürsüye gelen Doç.Dr. Hasan Gül konuşmasında şu noktalar temas etti: Alvin Toffler medeniyetler tarihini tarım, sanayi ve bilgi toplumu olarak üç döneme ayırmıştır. Sanayi ve bilgi toplumunun ortak özelliği kapitalizme dayanmasıdır. Ne yazık ki kapitalizm ekonomik bir model olarak dünyaya refah ve mutluluktan çok, acı ve gözyaşı sunmaktadır. Ülkemize ve az gelişmiş ülkelerin tamamına 1960'larda kalkınma ve modernleşme olarak sunulan kapitalizm 1990'lara gelindiğinde aslında 1960'lı yıllardan beri süregelen çalışmalarla ekonomik anlamda ülkelere önemli bir ivme kazandırması gerekirken uluslararası sermayenin azgelişmiş ülkelere yerleşmesi ve enflasyondan başka bir şey sunamamıştır. 2000’li yıllarda kapitalizm tekrar kabuk değiştirerek post-modernizm” şeklinde ortaya çıkmıştır.
LİDER KITLIĞI YAŞANIYOR
21. yüzyılda iş hayatının temel özellikleri şunlarıdır: Rekabet giderek artmakta ve yok edici hale gelmektedir, Kalitenin önemi artmaktadır, Müşterilerin ihtiyaç, ilgi ve bilgileri değişmektedir, İşletmelerin kar marjları giderek azalmaktadır, İşçilik, girdi ve üretim maliyetleri artmaktadır, İşletmelerin ve ürünlerin ömürleri kısalmaktadır, Yetişmiş insan kaynağının önemi artmaktadır, İnsanların örgütlere olan bağlılıkları azalmaktadır, Stratejik yönetim daha değerli hale gelmektedir, İnsan kaynağı daha heterojen hale gelmekte ve farklılıkların yönetimi önemli hale gelmektedir, Değişim artmakta ve değişime hızla uyum sağlama önem kazanmaktadır, Esnek çalışma sistemleri önem kazanmaktadır, İşletmeler ve piyasalar küreselleşmektedir, İşletmeler arasında işbirliği, ortaklıklar ve birleşmeler artmaktadır, Pazar ve pazarlama sorunları artmaktadır, Ekonomik, sosyal ve siyasi krizler artmakta ve küresel hale gelmektedir, Eskilerin tabiriyle “kaht-ı rical” denilen lider kıtlığı yaşanmaktadır.
LİDERLER KAVİMLERİNİN HİZMETKARLARIDIR
Liderlik sosyal bilimlerin en zor tanımlanan kavramlarından birisi olarak, kişi, kurum ve toplumların önüne amaçlar koyma ve insanları bu amaçlar doğrultusunda yönlendirme sürecidir. Warren Bennis’in ifadesiyle liderlik “tıpkı güzellik gibidir, tanımlanması zordur ama görünce hemen anlarsın”. Bugün klasik, otoriter, baskıcı ve dediğim dedik tarzında güç kullanılarak ve insanların başında demoklesin kılıcını sallayarak onları yönetmeye yönelik liderlik, çağ dışı kalmış olup bütün dünyada yeni liderlik modelleri geliştirilmiştir. Çünkü araştırmalar göstermektedir ki, klasik anlayışı kullanan liderler, mesuliyeti altındaki fertlerin kalbini, zihnini ve ruhunu kazanamamaktadırlar. İnsanların ruhuna, kalbine ve zihinlerine hitap edebilecek bir liderlik nasıl bir model üzerine oturmalıdır? Sorusunun cevabı 1970’li yıllarda Robert Greenleaf tarafından geliştirilen “hizmetkâr liderlik” modeli ile bulunmuştur. Aslında yüzyıllar önce Peygamberimiz tarafından çerçevesi çizilen “seyyidü’l-kavmi hâdimuhum: Liderler kavimlerinin hizmetkârlarıdır” hadisinin sırrı bu liderlik türü ile ortaya çıkmıştır. Hizmetkâr liderlikte sahip olunan güç ve kuvvet, çalışanların ve toplumun her türlü ihtiyacının karşılanması için kullanılır. Faydalı olmak, insanlığa ve topluma hayırlı hizmetlerde bulunmak hizmetkar liderliğin özünü oluşturmaktadır.
Liderin yönetmiş olduğu topluluğa hizmet sunabilmesi için birtakım özelliklere sahip olması gerekmektedir: Lider; hayal kurabilendir, ufukları çok geniştir. Lider; ümitli olma ve olumlu düşünme alışkanlığına sahip olandır, kararlı, inançlı ve azimlidir. Lider; zihinsel, ruhsal ve fiziksel yoğunlaşma sağlayabilendir, cesaret gösterebilendir. Lider; hızlı ve isabetli karar verebilendir, hata ve başarısızlıklarından dersler çıkarabilendir. Lider; öngörüde bulunabilen ve fırsatları değerlendirebilendir, toplumsal ilişkilerini ahlaki değerler üzerine inşa edendir. Lider, özgüven sahibidir, sorunları çözebilendir, içindeki potansiyel lideri keşfeden ve geliştirendir ve insan yetiştirmesini bilendir. Lider, risk almasını bilendir, ikna etme gücüne sahip olandır, değişim gerçekleştirebilendir ve karizmasını geliştirerek psikolojik çekim gücünü arttırır. Lider, kendini bilendir, bilgeliğin dinlemekle geliştiğini bilendir. Lider, zamanı doğru kullanabilendir, seven ve sevilendir, sorumluluk duygusuna sahip olandır, iletişim uzmanıdır, motive edebilendir, ekip ruhuyla sinerji meydana getirendir, yatırım yapmasını bilendir ama en önemlisi adil olandır. Atatürk bu vasıfların büyük kısmını taşıyan nadir liderlerden birisi olarak tarihe geçmiştir.
Konferansın sonunda konuşmacı Doç. Dr. Hasan GÜL’ün plaketi Şube Başkanı Prof. Dr. K. Tuncer ÇAĞLAYAN ve MHP Samsun Milletvekili adayı Osman TEBER tarafından takdim edildi.