1873 yılında Orta Asya’nın önemli merkezlerinden biri olan Kaşgar’da, Müslüman kadınların yaşamı, dönemin siyasi yapısı, dini kurallar ve geleneksel toplumsal normlarla şekillenmişti. O dönemde Kaşgar, Yakup Beg önderliğinde kurulan ve kısa süreli bağımsızlığını ilan eden Kaşgar Hanlığı’nın başkentiydi. Hanlık, Çin’in Qing Hanedanı’nın zayıfladığı dönemde bölgede güç kazanmış ve Müslüman halk için yeni bir düzen inşa etmeye çalışmıştı. Bu süreçte, özellikle kadınların sosyal statüsü ve günlük yaşamları dikkat çekici bir çerçevede gelişmiştir.
Kaşgar’da yaşayan Müslüman kadınlar, İslam inancının rehberliğinde büyük ölçüde aile odaklı bir hayat sürüyordu. Kadınların temel görevleri ev işleri, çocuk bakımı ve aile birliğini koruma üzerine kuruluydu. Kadının toplumdaki yeri, büyük ölçüde annelik ve eş rolleri üzerinden tanımlanırken, bu roller kadını toplum içinde saygın bir konuma da taşıyordu. Kadınlar, erkeklerle eşit haklara sahip olmasalar da, ev içindeki karar süreçlerinde aktif roller üstlenebiliyorlardı.
Eğitim açısından ise 1873 Kaşgar’ında fırsatlar oldukça sınırlıydı. Ancak buna rağmen bazı Müslüman kadınlar, temel dini bilgileri öğrenme konusunda çaba gösteriyor, Kur’an eğitimi ve okuma-yazma öğrenimi gibi alanlarda kendilerini geliştirme imkânı bulabiliyordu. Erkek çocuklarla aynı seviyede eğitim almaları mümkün olmasa da, bazı aileler kız çocuklarının dini ilimlerde bilgi sahibi olmasını teşvik ediyordu.
Kadınların ekonomik hayattaki varlığı da dikkat çekiciydi. Evde yapılan el sanatları, dokuma işleri ve küçük çaplı ticaret, kadınların aile ekonomisine katkı sunmasına olanak sağlıyordu. Pazarlarda nadiren de olsa kendi ürünlerini satan kadınlara rastlanabiliyordu. Özellikle el emeğiyle yapılan ürünlerin ev dışında değerlendirilmesi, kadının ekonomik bağımsızlık arayışının ilk örneklerinden biri olarak yorumlanabilir.
Toplumsal hayatta ise kadınların kamusal alandaki görünürlüğü sınırlıydı. Mahremiyet ve dini değerlere bağlılık, kadınların sosyal ilişkilerini belirleyen temel unsurlardı. Ancak özel günlerde, dini bayramlarda ve düğün gibi toplumsal etkinliklerde kadınlar bir araya gelerek güçlü sosyal bağlar kurabiliyordu. Bu bağlar, kadınların kendi aralarındaki dayanışmayı ve bilgi paylaşımını artırıyordu.
1873 yılında Kaşgar’da Müslüman kadınların yaşamı, geleneksel İslamî yapının yanı sıra dönemin siyasi ve toplumsal koşullarının etkisiyle şekillenmişti. Kadınlar, her ne kadar sınırlı bir alanda varlık gösterse de, hem aile hem de toplum içinde hayati roller üstlenmişlerdi. Bu tarihî dönem, Müslüman kadın kimliğinin oluşum sürecinde önemli bir dönemeç olarak değerlendirilebilir.