Demokrasi Zamanı Partisi (DEZA-PAR) Eş Genel Başkanı Ali Demirel, son bir yılda 85 bin ton bomba atıldığını, 41 bin insanın yaşamını yitirdiğini ve 96 bin kişinin de yaralandığını vurgulayarak, “Uluslararası sermayenin yayılmacı ve sömürgeci politikalarının ahlaki temelleri ciddi şekilde sorgulanmalıdır” dedi.Demirel, günümüzde özellikle Filistin örneğinde gördüğümüz insanlık dramlarının, küresel sermayenin çıkar çatışmalarıyla beslenen emperyalist politikaların bir sonucu olduğunu belirtti. Demirel, sömürgeci güçlerin din, millet ya da coğrafya fark etmeksizin insanlık üzerinde bıraktığı derin yaraların, tarihin her döneminde gözlemlenebildiğini dile getirerek şöyle konuştu:
“Bugün Filistin’de yaşanan insanlık dramı, geçmişte Yahudi halkı ve diğer birçok milletin maruz kaldığı zulümlerin günümüzdeki bir tezahürüdür. Bu durum, emperyalizmin ve sermayenin küresel düzeydeki çıkar çatışmalarının bir parçası olarak sürmektedir. Halkların, din, millet veya bölge ayrımı gözetilmeksizin acı çektiği bu tablo, artık insanlık adına kabul edilemez bir hal almıştır.”Halkların Özgürlük Talepleri Yok SayılıyorDEZA-PAR Eş Genel Başkanı, özellikle 7 Ekim yıl dönümünde yaşanan şiddet olaylarının ardından yaşananları değerlendirirken, uluslararası sömürgeci güçlerin yayılmacı emelleri doğrultusunda hareket ettiğini belirtti. Demirel:
“41 bin insan hayatını kaybetmiş, 96 bin kişi yaralanmış. Bu tablo, ulusların bağımsızlık mücadelesinin, kan ve gözyaşıyla bastırılmaya çalışıldığını, halkların özgürlük taleplerinin ise yok sayıldığını açıkça gözler önüne sermektedir. Bölgesel ve uluslararası güçlerin egemenlik kurma emelleri, halkların acı dolu kaderini şekillendirmektedir.”Savaşın Toplumsal Yıkımları ve Vicdani ÖzgürlükEş Genel Başkan Demirel, savaşın yalnızca fiziki yıkım getirmediğine, aynı zamanda toplumsal ve siyasi karmaşayı derinleştirdiğine dikkat çekti. Küresel sermayenin milliyetçilikle harmanlanarak adalet, insan hakları ve vicdani özgürlükleri yok saydığını ifade eden Demirel, şunları kaydetti:
“Küresel sermaye, bölgesel milliyetçilikle birleştiğinde halkları çatışmaya sürüklüyor ve adaletin önünü kesiyor. Bu şartlar altında, hiçbir güç halklara insanlıktan, vicdani özgürlükten, adaletten ya da kardeşlikten bahsetme hakkına sahip değildir. Yıkım yalnızca fiziki kayıplarla sınırlı kalmıyor; toplumsal yapıyı da bozarak siyasi ve ekonomik istikrarsızlık yaratıyor. Bu, insanlık için kabul edilemez bir durumdur.”“Sömürgeciliğe Karşı Durmanın Zamanı Geldi”DEZA-PAR Eş Genel Başkanı Demirel, barışa dayalı bir dünya düzeni oluşturulmadıkça savaşların bitmeyeceğini belirterek, uluslararası aktörlere adalet ve insan haklarını önceleyen politikalar izlemeleri çağrısında bulundu:
“Uluslararası güçler, halkların kendi kaderini tayin etme hakkına saygı duymalı ve savaşın, sömürgeciliğin karşısında durmalıdır. Emperyalist ve yayılmacı emeller terk edilmeli, halkların sesine kulak verilmelidir. Bugün, sömürgecilik karşısında insanlık için barış, adalet ve dayanışma temelinde yeni bir gelecek inşa etmenin zamanı gelmiştir.”Ali Demirel, insanlığın bu süreçte köklü bir değişim için sorumluluk üstlenmesi gerektiğini vurgularken, savaş ve sömürgeciliğin karşısında durarak, adalet ve barış içinde bir gelecek yaratma çağrısında bulundu.