Ukrayna’daki siyasi gelişmelerde önemli rol üstlenen, şimdi de Rusya’nın askeri nitelikli karşı adımına ilişkin ortak pozisyon belirlemeye çalışan Avrupa Birliği (AB), dışişleri bakanları düzeyinde “olağanüstü” nitelikli bir toplantıda bundan sonra atabileceği adımları masaya yatıracak.
Rusya ile ilişkileri son dönemde oldukça soğuk olan AB’nin son gelişmeler ışığında atabileceği adımlar oldukça sınırlı. Rusya’nın askeri unsuru da devreye sokmuş olması AB’nin manevra alanını oldukça kısıtlayan bir durum yaratıyor.
AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso’nun, “Bugün yapabileceğimizin asgarisi Ukrayna’nın egemenliğini desteklemek ve ekonomik entegrasyon ile siyasi ortaklık konusunda perspektif sunmayı sürdürmek ve gelecekte onlar için bir Avrupa perspektifi olduğunu göstermek” ifadelerini kullandığı mesajı, AB içindeki genel havayı yansıtan bir niteliğe sahip.
AB kaynakları, dün yapılan NATO toplantısından çıkan sonucun ve toplantı sonrasında yapılan açıklamada yer alan ifadelerle bugünkü AB dışişleri bakanları toplantısından çıkması olası sonucun paralellik içermesinin beklenmesi gerektiğine dikkat çekiyor. NATO üyelerinin büyük bölümünün aynı zamanda AB üyesi de olması bu tür bir paralelliği kaçınılmaz kılıyor.
Carnegie Europe adlı düşünce kuruluşundan Jan Techau, AB dışişleri bakanları toplantısından sert kararlar çıkma olasılığını oldukça düşük görüyor. Techau’ya göre devreye sokabileceği unsurlar oldukça sınırlı olan AB içinde bu konuda görüş birliği de bulunmuyor.
AB’nin sert kararlara imza atmasının gerekli olduğunu düşünenlere de rastlamak mümkün. Avrupa Parlamentosu (AP) Liberal Grup Başkanı Guy Verhofstadt bu isimlerin başını çekiyor.
Rusya’nın eylemlerinin çok sayıda uluslararası taahhüdün ihlali anlamına geldiğine dikkat çeken Verhofstadt, Moskova’daki AB temsilcisinin istişarelerde bulunmak üzere geri çağrılmasından yana.
Verhofstadt, toplantıya ilişkin yaptığı açıklamada, “AB, hem Ukrayna hükümeti hem de Rusya ile temasa geçip arabuluculuk yapabilir. Polonya Dışişleri Bakanı Radoslaw Sikorski, Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier ve Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius, tavizler kopararak fark yaratılabileceğini gösterdiler. AB, son olarak yaptığı hatanın aynısına düşüp çok uzun süre bekleyip durumun tırmanmasına izin vermemeli” ifadelerini kullandı.
Avrupa Politika Çalışmaları Merkezi’nden (CEPS) Michael Emmerson’ın değerlendirmesine göre ise çoğu kişiye göre Rusya, Kırım’da kırımızı çizgileri aşmış durumda. Emmerson, kırmızı çizgilerin aşılmasının Rusya ile Ukrayna arasında sonuçları önceden hesaplanamayacak bir savaş, AB ve ABD için ise soğuk savaş anlamına geleceği görüşünde.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in uluslararası alanda dışlanması ve Rusya’nın ekonomik çıkarlarına karşı yaptırımlar oluşturulmasına işaret eden Emmerson, bundan sonra atılabilecek adımlara örnek olarak, Rusya’nın da dahil olduğu G-8’in formatının eski hali olan G-7’ye çekilmesini, haziranda Soçi’de yapılması öngörülen AB-Rusya Zirvesi’nden vazgeçilmesini, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) ile Avrupa Konseyi’nde Rusya’yı kınayan kararlar alınması ve Rusya’nın bu kurumlara üyeliğinin askıya alınması teklifinde bulunulmasını sıralıyor.
AB dışişleri bakanlarının, tartışma düzeyi yüksek olması beklenen toplantıda, kınama ve endişe mesajlarının yoğun olduğu bir sonuç bildirisine imza atması öngörülüyor.
Muhabir: Güven Özalp