M. Halistin Kukul, "Düşündükçe/20" başlıklı makalesinde, ilmin önemini, ahlakla olan bağını ve medeniyet anlayışını ele alıyor. Medeniyetin sadece maddi gelişimle sınırlı olmadığını, ahlaki değerlerin ve milli kültürün temel unsurlar olduğunu vurguluyor.
İlim ve Medeniyet Arasındaki Bağ
Peygamber Efendimizin
“Dünyayı isteyen ilme sarılsın, ahireti isteyen ilme sarılsın, dünya ve ahireti isteyen ilme sarılsın” hadisinden yola çıkan M. Halistin Kukul, medeniyetin ancak ilmin berrak ışığıyla ve güzel sanatların katkısıyla gelişebileceğini belirtiyor. Kukul’a göre,
medeniyet sadece bina yapmak ya da kıyafet tarzlarıyla ilgili bir kavram değil, maddi ve manevi unsurların birleşimiyle anlam kazanan bir yapıdır.
Medeniyet ve Şehirleşme Sorunları
Makalesinde, medeniyetin şehirleşmeyle eş değer tutulmasını eleştiren Kukul, Türkiye’de şehirleşmenin "cehalet modernitesi" olarak nitelendirilebileceğini ifade ediyor.
Tarihi eserlerin korunmaması, tarım arazilerinin betonlaşması ve sosyal yapının bozulması, bu cehaletin en önemli göstergelerinden biri olarak değerlendiriliyor.
Ahlak ve İlim İlişkisi
M. Halistin Kukul,
“Medeniyet, ahlaklı olmayı gerektirir” diyerek ahlakın medeniyetin temel taşı olduğunun altını çiziyor. Ancak ahlak kavramını, sıradan beşeri ahlaktan ayırarak medeniyet ahlakı perspektifinde inceliyor. Ona göre,
hakiki bir alim, aynı zamanda ahlaklı olmalıdır ve medeniyet, milli kültürlerin zenginlikleriyle şekillenir.
Milli Kültür ve Türk’e Aitlik
Kukul, medeniyet ve kültür arasındaki yakın ilişkinin milli karakterlerin omurgası olduğunu belirtiyor.
“Bizim medeniyet anlayışımız Türk’e aitlik üzerinde şekillenmelidir” diyerek, milli kültürün önemine vurgu yapıyor.
Daha Fazlası İçin
M. Halistin Kukul’un 'Düşündükçe/20' başlıklı makalesini okumak ve medeniyet, ilim ve ahlak üzerine derinlemesine bilgi edinmek için
makalenin tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.