Eğitim Bir-Sen Samsun 1 No'lu Şube Başkanı Hamdi Yıldız eğitim çalışanlarına yönelik artan şiddet olaylarına dikkat çekmek ve yasal önlemler talep etmek amacıyla düzenlenen basın toplantısında önemli açıklamalar yaptı.
Bu toplantı, İstanbul/Eyüpsultan'da öldürülen okul müdürü İbrahim Oktugan'ın trajik ölümüyle tetiklenmiş ve geniş çapta bir tepki toplamıştır.
Eğitim Bir-Sen olarak, eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin artık kabul edilemez bir düzeye ulaştığını vurgulayan Yıldız, eğitim alanında ciddi yasal düzenlemeler yapılması gerektiğini ifade etti. Toplantıda, şiddeti önleyecek, failleri cezalandıracak ve mağdurlara hukuki koruma sağlayacak bir yasal düzenlemenin bir an önce yapılmasını talep eden Yıldız, bu konudaki kararlılıklarını ve ısrarlarını belirtti.
Acılar ve İhmalin Neticesi
Yıldız, şiddetin münferit olaylar olmaktan çıkıp genel bir toplumsal soruna dönüştüğünü ve eğitim hizmetlerini tehdit eder hale geldiğini söyledi. Devletin, eğitim çalışanlarını koruma görevi olduğunu vurgulayarak, "Kasıtlı şekilde ölüme, yaralanmaya ve zarara sebebiyet verilmesini önlemek devletin yükümlülüklerindendir," dedi.
Yasal Çağrı ve Öneriler
Eğitim Bir-Sen, şiddete maruz kalan eğitim çalışanlarına yönelik caydırıcı ve koruyucu yasal düzenlemelerin yapılmasını ivedilikle talep ediyor. Önerilen yasal düzenlemeler arasında, eğitim çalışanlarına yönelik şiddet eylemlerinin cezai yaptırımlarla güçlendirilmesi, hukuki destek sağlanması ve şiddetin önlenmesine yönelik kapsamlı politikaların hayata geçirilmesi yer alıyor.
Toplumsal Duyarlılık ve Eğitim Politikaları
Yıldız, eğitim politikalarının yeniden gözden geçirilmesi ve eğitim çalışanlarına yönelik şiddeti engelleyecek tedbirlerin alınması gerektiğini belirtti. Ayrıca, eğitim çalışanlarının itibarının korunması ve güvenli bir çalışma ortamının sağlanması için toplumsal duyarlılığın artırılması gerektiğini vurguladı.
Geniş Katılımlı Eylemler ve Kampanyalar
Eğitim Bir-Sen, yasal düzenlemelerin yanı sıra, eğitim çalışanlarının korunması için geniş katılımlı eylemler ve kampanyalar düzenlemeyi planlıyor. 10 Mayıs'ta başlatılan iş bırakma eylemi ve bir hafta sürecek dilekçe kampanyası, bu çabaların bir parçası. Bu kampanyalar, eğitim çalışanlarının sorunlarına dikkat çekmeyi ve yasal değişiklikler için baskı yapmayı amaçlıyor.
Devletin Rolü ve Yükümlülükleri
Eğitim Bir-Sen, devletin eğitim çalışanlarını koruma görevini hatırlatarak, şiddet olayları karşısında daha aktif rol almasını ve yasal düzenlemelerle eğitim çalışanlarının haklarını güçlendirmesini talep ediyor. Yıldız, devletin suç işlemekten caydırıcı yasal zemin ve idari şartları oluşturarak, eğitim çalışanlarının yaşam hakkını koruma görevinin, hukuk devleti olmanın bir gereği olduğunu vurguladı.
Milli Eğitim Bakanlığı ile İşbirliği ve Çağrılar
Eğitim Bir-Sen'in Milli Eğitim Bakanlığı ile olan diyalogları ve işbirlikleri de basın toplantısında gündeme geldi. Genel Başkan Ali Yalçın'ın Bakan Yusuf Tekin ile gerçekleştirdiği görüşmeler ve sonrasında yapılan ortak basın açıklamaları, eğitimcilerin sorunlarına dair devlet nezdinde farkındalık yaratma çabalarını gösteriyor. Bu görüşmelerde, eğitimde şiddeti önlemek amacıyla alınacak tedbirler ve atılacak adımlar ele alındı.
Eğitim Çalışanlarının Güvenliği İçin Yeni Tedbirler
Basın toplantısında, eğitim çalışanlarının güvenliğini artıracak yeni tedbirlerin alınmasının zorunluluğu üzerinde duruldu. Özellikle şiddet eylemlerine maruz kalan eğitimciler için hızlı ve etkili hukuki destek sağlanması, acil durum müdahale ekiplerinin kurulması, eğitim alanlarında güvenlik önlemlerinin artırılması gibi konular gündeme geldi.
Toplumun Rolü ve Medyanın Etkisi
Toplumun ve medyanın, eğitim çalışanlarına yönelik şiddet konusunda daha duyarlı olması gerektiği vurgulandı. Medyanın bu konuda daha sorumlu ve duyarlı bir yaklaşım sergileyerek, eğitimcilerin karşılaştıkları zorlukları ve maruz kaldıkları şiddet olaylarını gündeme getirmesi, toplumsal farkındalığın artırılmasında önemli bir rol oynayabilir. Yıldız, eğitimcilerin yaşadığı sorunların çözümünde toplumsal destek ve bilinç düzeyinin yükseltilmesinin kritik olduğunu belirtti.
Uzun Vadeli Hedefler ve Politikalar
Eğitim Bir-Sen, eğitim çalışanlarına yönelik şiddeti sadece yasal düzeyde değil, aynı zamanda eğitim politikaları ve okul kültürleri içinde ele alınması gerektiğini vurgulamaktadır. Uzun vadeli hedefler arasında, öğretmenlerin ve diğer eğitim çalışanlarının yetiştirilmesi ve profesyonel gelişim süreçlerinde şiddetin önlenmesine yönelik eğitimlerin entegre edilmesi yer almaktadır. Böylece, öğretmenlerin şiddetle başa çıkma becerileri artırılacak ve okul içinde şiddeti önleme kültürü güçlendirilecektir.
Sendikanın Rolü ve Üye Katılımı
Eğitim Bir-Sen, üyeleri arasında şiddet olaylarına karşı farkındalığı artırmak ve onları bu tür durumlarla başa çıkmak için desteklemek amacıyla çeşitli programlar ve seminerler düzenlemektedir. Bu tür etkinlikler, eğitim çalışanlarının hem kendilerini koruma becerilerini geliştirmelerine yardımcı olmakta hem de onlara hukuki hakları konusunda bilgi sağlamaktadır. Sendika, üyelerinin aktif katılımını teşvik ederek, onların seslerini daha geniş bir platformda duyurulmasına olanak tanımaktadır.
Kamuoyu Duyarlılığı ve İşbirlikleri
Eğitim Bir-Sen, eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesi konusunda kamuoyu duyarlılığını artırmak için medya, sivil toplum kuruluşları ve diğer ilgili kurumlarla işbirliği yapmaktadır. Bu işbirlikleri aracılığıyla yapılan kampanyalar ve etkinlikler, toplumu bilinçlendirme ve eğitim sektöründe şiddetin önlenmesi konusunda genel bir kabul ve anlayış geliştirme amacını taşımaktadır.
Geleceğe Yönelik Planlar
Eğitim Bir-Sen, şiddete karşı mücadelesini sürdürürken, eğitim çalışanlarının güvenliğini sağlamak ve eğitim ortamlarını şiddetten arındırmak için geleceğe yönelik planlarını da revize etmektedir. Bu planlar arasında, yasal düzenlemelerin yanı sıra, eğitim politikalarında reformlar, okul güvenliği programlarının güçlendirilmesi ve eğitim çalışanlarının korunmasına yönelik yeni stratejilerin geliştirilmesi bulunmaktadır.
Sonuç
Eğitim Bir-Sen'in düzenlediği bu basın toplantısı, eğitim çalışanlarına yönelik artan şiddet olaylarının sadece bir sendika veya grup için değil, tüm toplum için ciddi bir sorun olduğunu gözler önüne sermiştir.
Eğitim Bir Sen Samsun 1 nolu şube başkanlığı'nda eğitimde şiddete hayır konulu basın açıklaması tam olarak şu şekilde:
Değerli basın mensupları ve kıymetli eğitim çalışanları,Eğitim çalışanlarına yönelik giderek artan şiddet olaylarını protesto etmek; şiddeti önleyecek, failleri cezalandıracak ve mağdurlara hukuki koruma sağlayacak bir yasal düzenlemenin yapılması talebiyle bir araya gelmiş bulunmaktayız.Son olarak İstanbul/Eyüpsultan’da eski bir öğrenci okul müdürü İbrahim Oktugan’a silahla saldırıda bulunmuş, ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan okul müdürümüz maalesef kurtarılamayarak vefat etmiştir. Meslektaşımıza Allah’tan rahmet, ailesine ve bütün eğitim camiasına başsağlığı diliyoruz.Yıllardır, kanayan bir yara hâline gelen şiddet olaylarına dikkat çekiyor, tedbir alınması için yetkililere çağrıda bulunuyoruz.
Bu çağrımızı yıllardır yapıyoruz. Sesimize kulak verilseydi, gereken önlemler zamanında alınmış olsaydı belki de bugün başka şeyler konuşurduk.
Ancak ne yazık ki birçok konuda olduğu gibi bu konuda da geç kalınmıştır.Şiddetin her türlüsüne ve kime yapılırsa yapılsın karşı olduğumuzu ve mağdurun yanında saf tutarak destek olduğumuzu her platformda ifade ediyoruz. Ancak ne hazindir ki bu ülkede bir futbol hakeminin uğradığı şiddet oluşturduğu gündem kadar geleceğimizi imar edecek nesilleri yetiştiren kutsal mesleği icra eden öğretmene, eğitim çalışanına yapılan şiddet gündem oluşturmuyor bu içimizi acıtıyor. Genel Başkanımız Ali Yalçın, Millî Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin’in daveti üzerine bakanlıkta bir görüşme gerçekleştirmiş, görüşmenin ardından ortak basın açıklaması yapılmıştır. Sayın bakanın davetini ve eğitimcilere şiddeti önlemek üzere yapılacağı ifade edilen çalışmaları önemli ve kıymetli görüyoruz.Bakanlıkta gerçekleştirilen ortak basın açıklamasının ardından TBMM önünde genel başkanımızın yaptığı geniş katılımlı eylem eğitimcilere şiddeti önlemeye dönük kararlılığımızın ve şiddet olaylarının oluşturduğu büyük üzüntünün bir tezahürüdür.
Dün Ankara’da TBMM önünde yaptığımız çağrıyı bugün burada bizlerde yapıyoruz: Artık ölümle sonuçlanmaya başlayan saldırıların son bulması için gereken adımların ivedilikle atılmalıdır. Eğitimcilere yönelik şiddeti önleme yasası artık çıkarılmalıdır .Öğretmen, memur hizmetli, şef şube müdürü demeden tüm eğitim çalışanlarına kamu görevlilerine yönelen şiddeti bir defa daha lanetliyoruz.
Bugüne kadar kamu görevlilerine yönelik gerçekleştirilen tüm şiddet olaylarında tepkimizi en sert şekilde ortaya koyduk. Sendika olarak, geçen yıl hayata geçirilen Öğretmenlik Meslek Kanunu tartışmalarında şiddete yönelik düzenlemeyi talep edip son ana kadar sergilediğimiz ısrarın gereği yapılmadı.O gün gereği yapılsaydı belki bugün daha farklı konuşmak mümkün olacaktı.
Değerli katılımcılar,
Eğitim çalışanlarına yönelik artan şiddet olaylarını önleyecek, caydırıcı olacak, failleri cezalandıracak ve mağdur eğitim çalışanlarına hukuki koruma sağlayacak bir yasal düzenlemenin yapılmasının sağlanması için bugün (10 Mayıs) iş bırakma eylemi gerçekleştiriyor, ülke genelinde basın açıklamaları yapıyoruz. İş bırakma eylemiyle eş zamanlı olarak, 1 hafta sürecek (10-17 Mayıs tarihleri arasında) dilekçe kampanyamızı da başlatmış bulunuyoruz.Eğitimciler birliği sendikası olarak bugün iş bırakma eylem kararımızı uyguluyoruz bizler öğretmeniz okullarımızdaki öğrencilerimiz bizler için evlatlarımızdan ayırmadığımız yetiştirdiğimiz nesiller onlar için her türlü fedakarlığı yapıyoruz yaparızda ancak yetkililere sesleniyoruz bizi bizleri iş bırakma eylemine zorlamayın. Bizlerin bu hassasiyetini suistimal etmeyin ve bir an önce Eğitim çalışanları olarak, şiddete karşı caydırıcı nitelikte münhasıran bir cezai müeyyide getirilmesini, şiddete uğrayana, çalışana da hukuki koruma sağlayacak türden yasal düzenlemeleri meclise getirerek yasalaşmasını sağlayın istiyoruz.
Değerli katılımcılar,
Son birkaç yılda yaşanan hadiselere bakıldığında görülecektir ki, şiddet olayları münferit eylemler olmaktan çıkmış, ne yazık ki yaygın bir toplumsal sorun hâline gelmiş; eğitim ve öğretim hizmetlerinin yürütülmesini sekteye uğratacak boyuta ulaşmıştır. Bugün yaşadığımız acılar, dünün ihmal ve umursamazlığının neticesidir. Yarın yaşanmasını istemediğimiz acılar da bugünkü ilgisizliğin sonucu olmamalıdır.
Şiddetin, eğitimi tehdit eder boyuta ulaşması, geleceğimizi tehlikeye sokacak boyuta varması, acil ve köklü çözüm bulmayı zaruri hâle getirmektedir.
Devlet, kasıtlı şekilde ölüme, yaralanmaya ve zarara sebebiyet verilmesini önlemekle mükelleftir. Devletin bu yükümlülük çerçevesinde, suç işlemekten caydırıcı yasal zemini ve idari şartları tesis ederek yaşam hakkını koruma ve ayrıca buna ilişkin ihlalleri önleyici, bastırıcı ve cezalandırıcı bir infaz mekanizması geliştirme ödevinin hukuk devleti olmanın gereği olduğunu bugün burada bir kere daha hatırlatmak istiyoruz.
Bu doğrultuda, eğitim çalışanlarına karşı eğitim ve öğretim hizmetinin sunumundan kaynaklı şiddet eylemlerine yönelik cezai ve hukuki tedbirlerin alınması elzemdir.