Polonya’nın başkenti Varşova’da temaslarını sürdüren TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Polonya ile Türkiye arasındaki dostluğun ne kadar güçlü olduğunu müşahede ettiğini söyledi.
Polonya Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nde (PISM) konuşan Çiçek, Polonya-Türkiye ilişkilerinin yanı sıra Türkiye-AB ilişkileri ve uluslararası konulara değindi.
Polonya’nın, Türkiye’nin AB üyeliğini desteklediğine işaret eden Çiçek, bu destekten dolayı dost ve müttefik Polonya’ya teşekkür ederek, bu desteğin gelecek dönemde de görünür ve güçlü bir şekilde devamını beklediğini dile getirdi.
Çiçek, Türkiye ile AB arasındaki müzakerelerde 22. faslın açıldığını, gelecek dönemde de yeni fasılların açılmasıyla Türkiye-AB müzakerelerinin hızla ilerlemesi ve objektif kriterler temelinde Türkiye’nin üyeliğinin bir an önce gerçekleşmesini arzu ettiğini belirtti.
- Ermeni iddialarının Polonya Meclisi’nde kabul edilmesi
Sejm’de 2005 yılında kabul edilen, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarıyla ilgili kararın 600 yılı aşkın süredir Polonya halkına karşı büyük dostluk besleyen Türk halkında üzüntüye neden olduğunu vurgulayan Çiçek, Birinci Dünya Savaşı’nda zalim savaş koşulları nedeniyle pek çok halkın büyük acılar çektiğine, Türk halkının da büyük acılar çektiğine dikkati çekerek, "Savaş koşullarında yaşanan acılar nedeniyle bir milletin soykırım ile suçlanması kabul edilebilir bir şey değildir. Bunun ötesinde, görevleri tarih yazmak olmayan yasama organları tarafından bu yönde karar alınması bir millete karşı yapılabilecek en büyük haksızlıktır" ifadesini kullandı.
- Kıbrıs ve Yukarı Karabağ sorunu
Kıbrıs konusuna da değinen Çiçek, KKTC ve Rum liderlerinin şubat ayında BM gözetiminde kapsamlı çözüm müzakerelerine yeniden başlamış olmalarından memnuniyet duyduğunu, bu müzakere sürecinin sonuç alıcı olması ve en kısa sürede Ada’nın ortak sahibi olan iki halkın asli kurucu iradeleri ve siyasi eşitlik temelinde adil, kapsamlı ve kalıcı bir çözüme varılmasını arzuladıklarını kaydetti.
Yukarı Karabağ ihtilafına da değinen Çiçek, Azerbaycan topraklarının beşte birinin 1992 yılından beri Ermenistan işgali altında olduğuna işaret etti.
Bir milyon Azeri’nin Yukarı Karabağ ve etrafındaki bölgelerden zorla göç ettirildiğini anımsatan Çiçek, Ermeni işgalinin en kısa zamanda son bulmasının, Azerbaycanlı mültecilerin huzur içinde evlerine dönmelerinin ve Yukarı Karabağ sorununun tüm boyutlarıyla ele alınmaya devam edilmesinin büyük önem arz ettiğini vurguladı.
- Suriye'deki trajedi
Kafkaslar'da bu durumun çözülmediğine, günde 50 kişinin hayatını kaybettiği Irak’taki durumun da dünyanın gündeminde olmadığına dikkati çeken Çiçek, ''Kuzey Kutbu'nda sıkışan iki balina için dünya ayağı kalkıyor, Türkiye’nin güneyinde her gün yüzlerce insan ölüyor, herkes oturduğu yerden beyanat vererek, vicdanlarını rahatlamaya çalışıyor. Kimsenin kılını kıpırdattığı yok’’ dedi.
- Kırım krizi
Ukrayna’daki kriz konusunda da Çiçek, Kırım'da Türk kültürünün mirasçıları ve soydaş olan Tatarların yaşadığına dikkati çekerek, Tatarların İkinci Dünya Savaşı’nda acılar çektiğini ve yerlerinden yurtlarından edildiğini, uluslararası camianın o dönemde de bu Kırım meselesine yeteri kadar ilgi göstermediğini kaydetti.
- Türkiye-AB ilişkileri
Türkiye’de halkın AB’ye ilgisinin azaldığı yönündeki soruya Çiçek, "Türkiye’nin AB’ye üye olma yönündeki hedefi konjonktürel, mevsimlik, gelip geçici bir karar değil" yanıtını verdi.
Türkiye’nin 51 senedir stratejik tercih olarak AB ile bütünleşmek istediğini ifade eden Çiçek, Türkiye’nin tam üye olma noktasında kararlılığını her sefer ortaya koyduğunu belirtti.
- ''Müzakere edecek başlık kalmadı''
AB üyesi ülkelerin önde gelen devlet ve siyaset adamlarının, Türkiye’yi rahatsız edici tam üyeliğin dışında başka üyelikler teklif eden açıklamaları sebebiyle Türk halkında da zaman zaman "biz ne yaparsak yapalım bizi AB'ye tam üye olarak almayacaklar" tarzında bir kanaatin oluştuğunun görüldüğünü ifade eden Çiçek, "Dolayısıyla iki taraflı bakmak gerekiyor. Türkiye belli bir tarihten beri müzakere yapan ülke konumundadır ancak şu an müzakere edeceği başlık kalmadı" diye konuştu.
"Açılmış başlıkların kapanış kriterleri bize bildirilmedi. Açılacak başlıkların da açılış kriterleri halen bize bildirilmedi. Yani tabiri caizse biz imtihana girmişiz AB hala soruyu göndermemiş. Biz neyi cevaplayacağımızı bilmiyoruz. Biz cevapları bulabiliriz, bu ayrı bir mesele. Bu kendi yeteneğimiz kendi ferasetimiz’’ diyen Çiçek, 2005’ten beri halen kalan başlıklarla ilgili açılış kriterlerinin bildirilmediğine dikkati çekti.
Güney Kıbrıs Rum kesimi ve Fransa’nın blokajlarından dolayı zaten bazı başlıkları müzakere etme imkanının fiilen bulunmadığını belirten Çiçek, Türkiye’nin müstakil Avrupa Birliği Bakanlığı kurarak tercihini ve kararlılığını ortaya koyduğunu ifade etti.
Kriterler bilindiğinde gereğinin yapılacağını vurgulayan Çiçek, Almanya’yı eleştirerek, "Zaman zaman önde gelen AB ülkelerden ahde vefasızlık görüyoruz. İmtiyazlı ortaklık diye asla kabul etmeyeceğimiz bir kısım teklifler geldi. Bu teklifler de bizi rahatsız eder. Biz başlangıçta bu işe girerken tam üye olacağız dedik. Maçın yarısında önde gelen ülkelerin bazıları kural değiştirmeye çalışıyor" dedi.