Bilim İnsanı Kerim SARILAR'dan MEB Yeni Müfredat Basın Açıklaması

Samsun Sosyal Medya Gazeteciler ve Yazarlar Cemiyeti Derneği (SAM-MED) Onursal Başkanı ve Bilim İnsanı Kerim SARILAR, MEB Yeni Müfredat Taslağı hakkında görüşlerini açıkladı. Çağımızda matematikte çok önemli buluşları olan Bilim İnsanı ve Sosyal Medya Gazeteciler ve Yazarlar Cemiyeti Derneği (SAM- MED) Onursal Başkanı Kerim Sarılar; çağımızda matematikte çok önemli buluşları ve Yeni Müfredat Taslağı ile ilgili olarak, Millî Eğitim Bakanlığı'na görüşlerini açıkladı.

Sarılar, görüşlerini şöyle dile getirdi:

“Bizim Türk Milletine örnek olarak kalmamız lazımdır.”

“Türkiye’de eğitimin bilgi yazılım çağının dışında kalmasının ağır sorumluluğunu taşıyacaksınız ve tarih tüm açıklığı ile sizi de yazacak bizi de yazacak.”

Milli Eğitim Bakanlığı'nda müfredata karar vericiler orta öğretimde matematik, geometride elipsin alan formülünü müfredattan çıkartmakla, bilgi yazılımın dışına çıkartmışlar ve eğitim bilgi yazılım alanında çökmüştür. Çünkü elipse ait elipsin alan formülü içine uyarlanan alan oranı (b1/r) olmadan bilgi yazılıma geçemezsiniz. Şöyle ki; Geometride her çeşit üçgen dahil bilgi yazılıma geçmek için; Elipste; "alan oranı = yükseklik oranı" eşitliğinde alan oranı Ao1= (b1/r), Ao1 = (b1/r) : 0.1; 0.2; 0.3; 0.4; 0.5; 0.6; 0.7; 0.8; 0.9; 1 kullanımı olmazsa olmaz şartıdır. Ao1 = (b1/r); b1 = r* Ao1 b1 = r * b1 / r A(E) = Pi * r * r * (b1/r) r'ler sadeleşirse A(E) = Pi * r * b1 Çemberde bu değer 1 ile çizilir ve kare, dikdörtgen, dik üçgen ve her çeşit üçgen elipsin alan formülü içine uyarlanan alan oranı (b1/r) ile şekillenir. Oysa bu işlemleri liseyi bırakalım, bir ortaokul öğrencisi bile rahatlıkla yapabilir. Yine elipsin alan formülü içine uyarlanan alan oranı (b1/r) olmadan, kısaca onunla bağlantılı teoremler olmadan; öğrenciler müfredatta yer alan üçgenin Sin A, Sin B ve Sin C ve h yüksekliklerinin çıkışlarını anlayamazlar. Çünkü onlarda elipsin alan formülü üzerinden anlaşılır bir şekilde ortaya çıkar. Türkiye’de eğitimin bilgi yazılım çağının dışında kalmasının ağır sorumluluğunu taşıyacaksınız ve tarih tüm açıklığı ile sizi de yazacak bizi de yazacak. Avrupa’da bir otomobil şirketi büyük bir meblağ karşılığı üniversitelerce onaylı ilmi keşiflerimin bütün haklarını talep etti ben satmadım. Gerekçesi binek otomobil çizimleri elips şeklinde olup; "alan oranı = yükseklik oranı" olmak üzere iki eşitliğe dayanıyor. Sarılar dönengesi ise; " "alan oranı = yükseklik oranı = yay oranı" olmak üzere üç eşitliğe dayanıyor. Patent almada yeni bir saha oluşturuyor. Satılmış olsaydı, bir gün eğitimde kullanılmak istendiğinde, bu teknolojiyi oradan almanız gerekecekti; ancak, onlar ne şartlarda verir, bu da başka bir konu.

Satmadım, çünkü benim edebiyat alanında da eserlerim var. İçinde on iki sayfası bana ait şiir ve hikayelerden oluşan “Türk Dünyası ve Kardeş Ülkeler Edebiyat” kitabı; 1997 yılında 500 adet Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Kırgızistan’a gönderilmiştir ve bu ülkelerin bazı üniversitelerinde Türkiye’den giden öğrencilere lisans tezi olarak verilmiştir. Hatta bazıları yanıma kadar gelmiştir.

Kısaca bizim Türk Milletine örnek olarak kalmamız lazımdır. 1997 yılında basın, basın toplantımızı “Kardeş Ülkeler Kuruluyor” diye vermişti. Bu gün o kardeş ülkelerin geçeceği ortak alfabe ilk kez o kitapta yer almıştı. Kitabın başına, CCCP dağıldığında Türkiye Cumhuriyeti'nin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün o Türk Cumhuriyetleri ile ilgili vasiyeti konulmuş ve o Cumhuriyetlerin Devlet Başkanları ve Eğitim Bakanları dahil birçok etkili ve yetkiliye gönderilmişti. Türk Devletleri Teşkilatının temelleri işte o tarihlerde atılmıştı.

O gün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan, bu gün ise Cumhurbaşkanımız olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan; Samsun'da Başak TV'de karşılaştığımızda bize ne yaptığımızı sormuştu. Ben de, Şair dostum Halk Şairi Bahtiyar Vahapzade'nin Profesör Dr. Maarife Hacıyeva'yı bir mektupla bana gönderdiğini, TV programlarını organize ederek birçok Profesör, Müftü, Avukat ve benim de bir strateji uzmanı olarak katıldığım TV programlarında; Türk Cumhuriyetlerin bağımsızlıklarına katkı sunduğumuzu, güzel dinimiz İslamiyet ve millî değerlerimizi aktardığımızı ve video kasetlerinin de Türk Cumhuriyetlerine gittiğini belirttiğimde aynen şöyle demişti:

“Bu güne kadar bunca yer dolaştım. İlk kez böyle hayırlı işler yapanlara rastlıyorum. Beni bir dost kardeş bilin. Kapımız size her zaman açık. Profesör Dr. Maarife Hanım'a da dönerek; ‘Sayın Bahtiyar Vahapzade'ye selamlarımı iletin.’”

Haber: Oktay Zerrin- Samsun