Cumhuriyetimizin 90. yıldönümünü büyük bir şevk, heyecan ve gururla idrak ediyoruz.
7 düvel tarafından bölünüp, parçalanıp, küçük bir coğrafyaya sıkıştırılmaya çalışılan aziz milletimiz; varlığına, birliğine ve son yurduna kanıyla, canıyla sahip çıkmış ve bedeli ne olursa olsun teslim olmayacağını ispatlamıştır.
Millet yaşadıkça, bölünmez bütünlüğü korundukça her türlü mihnet ve zahmetin sonuçsuz kalacağı, saldırıların da hükümsüz bırakılacağı böylelikle gösterilmiştir.
Büyük milletimiz, 29 Ekim 1923 tarihinde, kutlu mazisinin en önemli stratejik silkinişlerinden birini yapmış, içteki ve dıştaki art niyetli odaklara asla fırsat vermeyeceğini azim ve cesaretle ortaya koymuştur.
Bu kapsamda Türkiye Cumhuriyeti; şehit kanıyla, savaş meydanlarındaki kahramanlıklarla ve hakkını hiçbir zaman ödeyemeyeceğimiz fedakârlıklarla vücut bulmuş ve sonsuza kadar yaşamayı da ziyadesiyle hak etmiştir.
Tarihteki sayısız badireyi geçerek, tuzakları bozarak yolunda kararlı adımlarla yürüyen Türk milleti, Cumhuriyetle birlikte ileriye ve müreffeh bir seviyeye erişme niyetini de açıklıkla ilan etmiştir.
Ne var ki Cumhuriyetin 90. Yılını idrak ettiğimiz bu günlerde, içinden geçtiğimiz bu süreçte, Cumhuriyet ruhunun bölücü niyet ve saldırılarla sarsılmasına, üniter devlet yapısının tahrip edilme gayretlerine herkes şahit olmaktadır.
PKK ele başı ile sürdürülen gizli pazarlıklarla, bölücü terör örgütünün bez parçası serbest bırakılmakta, şanlı bayrağımız yasaklanmaya çalışılmaktadır.
“PKK geri çekiliyor”, kandırmacasıyla asıl, asker ve polisimiz geri çekilip pasifize edilmekte, bölücü teröristler, “Apo’nun Asayiş Timleri” adı altında, Güneydoğu’daki bazı illerde, gündüz dahi yol kesip kimlik kontrolü yapmaya cüret edebilmektedir.
Andımız kaldırılarak, aslında “adımız” yok edilmek istenmektedir. Hükumet, haçlıların Büyük Ortadoğu projesine eş başkan olmakta, haçlı zihniyetinin talepleri doğrultusunda kiliseler ve ruhban okulu açmaktadır.
Dozu ve etkisi sürekli genişleyen, destek ve himaye görerek yayılan, ilave olarak terörle arkalanan etnik temelli fitnenin en başta Cumhuriyet’in yaşaması konusunda büyük bir tehdit olduğu şüphesizdir.
Herkes bilmeli ve unutmamalıdır ki, Türk milleti son vatanında ettiği 90 yıllık yemininden şartlar ne olursa dönmeyecek, bin yıllık kardeşlik hukukunu ihlal etmeyecek ve ihanete sevineceği imkânı inşallah sunmayacaktır.
Şanlı bayrağımız inmeyecek, ezan susmayacak, vatan bölünmeyecektir.
Haçlı zihniyetli küresel güçlerin yedeğinde ve gölgesinde olanların, bu gerçeği akıllarından çıkarmaması şüphesiz hayırlarına olacaktır.
Muazzam mücadelelerle fikri hür, irfanı hür ve vicdanı hür nesillerin yetişmesini temin eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, tüm kurucu kahramanları saygı ve minnetle yâd ediyorum.
Cumhuriyet; ateşle girdiğimiz imtihandan, zaferle çıktığımız İstiklal Harbimizin tacı, unvanı ve ilelebet yaşayacak son kararıdır.
Bu duygu ve düşüncelerle, büyük Türk milletinin Cumhuriyet Bayramı’nı içtenlikle kutluyorum.