MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin eski başdanışmanı Davutoğlu'da Başdanışman oldu...
MHP Merkez Yönetim Kurulu üyeliğinden istifa ettikten sonra cemaate yaklaşan Vedat Bilgin 17 Aralık sonrasında ise cemaatten ayrılarak AKP'ye yanaştı. Bundan sonrada yanaşabileceği yerler olacaktır. İnsan, birkez satmaya başlamışsa alışkanlık haline dönüşür ve her türlü satar...
MHP Genel Başkanlığı başdanışmanlığından ve MHP Merkez Yönetim Kurulu Üyeliğinden istifa ettikten sonra Cemaate yakınlaşan Vedat Bilgin 17 Aralık sonrası oradan da ayrılarak AKP'ye iyice yanaşmıştı. Ve nihayet yanaşmanın faydalarını gördü
Ülkücü Hareket gibi bir siyasi partinin Genel Başkanına danışmanlık yapıp sonra tam rakibi partiye başdanışman olarak geçmek ne siyasi ahlaka nede insani davranışa uygun bir hareket değildir.
Siyasi ahlak, bir duruşu gerektirir. Bu duruşu gösterenler ayakta kalır ve tarihin sayfalarına şerefince geçerler...
Fikri özellikler taşıyan bir partide danışmanlık gibi bir görevi bırakmanız anlaşılabilir bir durumdur.
Hatta partinizden istifa etmeniz de anlaşılabilir durumdur.
Hatta ve hatta arkadaşlarınızla bir başka parti kurmanız da anlaşılabilir bir durumdur.
Rakip bir partiye terfi ederek geçmiş olursanız bunun adı başka bir şey olur...
Bir siyasi partinin üst kademelerinde bulunan birisinin daha sonra karşı bir partiye geçmenin izah edemezsiniz.
Ülkücülerde Davutoğlu'nun hiç ülkücü danışmanı yok diye övünüyordu...
Siyasi ahlak, bir duruşu gerektirir. Bu duruşu gösterenler ayakta kalır ve tarihin sayfalarına şerefince geçerler...
Fikri özellikler taşıyan bir partide danışmanlık gibi bir görevi bırakmanız anlaşılabilir bir durumdur.
Hatta partinizden istifa etmeniz de anlaşılabilir durumdur.
Hatta ve hatta arkadaşlarınızla bir başka parti kurmanız da anlaşılabilir bir durumdur.
Rakip bir partiye terfi ederek geçmiş olursanız bunun adı başka bir şey olur...
Bir siyasi partinin üst kademelerinde bulunan birisinin daha sonra karşı bir partiye geçmenin izah edemezsiniz.
Ülkücülerde Davutoğlu'nun hiç ülkücü danışmanı yok diye övünüyordu...
NAMIK Kemal, ‘’Felek her türlü esâb-ı cefasını toplasın gelsin’’ der ve ekler:
‘’Dönersem kahbeyim millet yolundan azimatten’’
Diyeceksiniz ki, ‘’Senin bu dediklerin boş laf!’’, bak Neyzen Tevfik ne diyor:
‘’Asrın yeni bir umdesi var, hak kapanındır
Söz haykıranın mantık ise şarlatanındır,
Geçmez ele bir peye kavuk sallamayınca
Liyakat görmesi, pez....k, p....t olanındır.’’
Neyzen Tevfik bu dörtlüğü 1940’da söylemiş, yetmiş yıl kadar önce...
O günden bugüne bu (p’ler) çoğaldı mı, azaldı mı?
Çevrenize bakın, hemen anlarsınız...
Garabey/Kapsamhaber
Garabey/Kapsamhaber