Kudüs, tarihin derinliklerinden gelen bir şehir olup, bu kutsal topraklarda yaşamış birçok medeniyetin ve inancın izlerini taşımaktadır. Şehrin kökenleri milâttan önce IV. binyıla kadar uzanmakta, burada bulunan çömlekler bu dönemde şehrin güneydoğu kısmında bir kavmin yaşadığını göstermektedir. İlk ve orta Bronz çağına ait bulgular, III. binyılda ve II. binyılın ilk devirlerinde de bu bölgede insanların bulunduğuna işaret etmektedir.İslâm ve Tevrat Kaynaklarında Kudüsİslâm tarihçilerine göre Kudüs, tarih sahnesine ilk defa Erken Bronz çağında diğer bazı eski Ken‘ân şehirleriyle birlikte çıkmıştır. Kur'an-ı Kerim'de kudüs ismi doğrudan geçmemekle birlikte, bazı müfessirler "el-Mescidü'l-Aksâ" (el-İsrâ 17/1) ve "el-arzü'l-mukaddese" (el-Mâide 5/21) gibi ifadelerle Kudüs'ün kastedildiğini belirtmişlerdir. Tevrat'ta ise Kudüs adı geçmemekte, ancak Salem şehri olarak anılmaktadır. Hz. İbrâhim'in oğlu İshak'ı kurban etmek istediği Moriya (Moriah) dağının, Hz. Süleyman’ın mâbedi yaptırdığı yer olduğu kabul edilmektedir.Kudüs'ün İlk ÇağlarıGeç Bronz çağında (M.Ö. XV. yüzyıl civarı) Hurriler, Kudüs’te yeni yapılar inşa etmişlerdir. Mısır metinlerinde Kudüs, bir Ken‘ân site devleti olarak zikredilir. Filistin’e gelen İsrâiloğulları, Kudüs Kralı Adoni-tsedek ve müttefiklerini mağlup etmiş, ancak Yebusîler’in hâkim olduğu Kudüs’e girmemişlerdir. Hz. Dâvûd döneminde Kudüs, Yebusîler’den alınarak krallığın merkezi yapılmış ve şehir güçlendirilmiştir.Hz. Dâvûd ve Hz. Süleyman DönemiHz. Dâvûd’un krallığı döneminde Kudüs, dinî ve siyasî merkez haline gelmiştir. Oğlu Hz. Süleyman, Mescid-i Aksâ’yı inşa etmiş ve Kudüs’ü Yahuda Krallığı’nın merkezi yapmıştır. Süleyman’ın ardından Kudüs, Mısır Kralı Şişak tarafından yağmalanmış, zamanla nüfusu artarak çeşitli mahalleler oluşmuştur. Kudüs, Eski Ahid’de birçok peygamberin geçtiği ve önemli olayların yaşandığı bir şehir olarak anlatılır.Roma Dönemi ve SonrasıKudüs, M.Ö. 63 yılında Roma imparatorluğunun hâkimiyetine geçmiştir. Büyük İskender’in ölümü sonrası şehir çeşitli savaşlar görmüş, en sonunda Romalı kumandan Titus tarafından kuşatılmıştır. M.S. 70 yılında şehir ve mâbed tamamen yıkılmıştır. İmparator Hadrien, Kudüs’ü putperest bir şehir olarak yeniden inşa etmiş ve adı Colonia Aelia Capitolina olarak değiştirilmiştir.Hristiyanlık ve İslam Dönemleriİmparator Konstantinos’un Hristiyanlığı kabul etmesiyle Kudüs’te birçok kilise inşa edilmiştir. 638 yılında ise müslümanlar tarafından fethedilen şehir, İslam dünyası için önemli bir merkez haline gelmiştir. Müslümanların fethine kadar Süleyman Mâbedi’nin bulunduğu alan harabe halinde kalmıştır. Müslümanlar, şehirde birçok yapı inşa etmiş ve Kudüs, İslamiyet'in kutsal şehirlerinden biri olmuştur.Kudüs'ün Önemi ve Tarihi MisyonuKudüs, üç semavi din için de kutsal kabul edilen bir şehirdir. Peygamber Efendimizin (s.a.s) miraç yolculuğunda Mescid-i Aksâ’da tüm peygamberlere imamlık yapması, bu kutsal şehrin Müslümanlar için önemini artırmaktadır. Tarih boyunca birçok medeniyetin hüküm sürdüğü Kudüs, özellikle Müslümanlar için bir hoşgörü ve adalet simgesi olmuştur.Günümüzde Kudüs, siyasi ve dini çatışmaların odak noktası olmayı sürdürmekte, tarihi ve kutsal mirasıyla dikkat çekmektedir. Şehir, her ne kadar günümüzde huzursuzluk ve çatışmalarla anılsa da, geçmişteki hoşgörü ve barış dolu günlerine geri dönmesi umut edilmektedir. Kudüs’ün tarih boyunca süregelen misyonu, dinlerin ve medeniyetlerin buluşma noktası olmasıdır. Bu miras, gelecekte de barış ve adaletin sağlanması için önemli bir temel teşkil etmektedir.
İnanç
Yayınlanma: 06 Ağustos 2024 - 01:14
Kudüs'ün Tarihi: Binlerce Yıllık Kutsallığın İzleri
İnanç
06 Ağustos 2024 - 01:14