"Deli kavramının yiğitlere nasıp olduğunu hiç unutmamak lazım." ifadelerini kullanan Aşık Sefai, Milliyetçi ve Ülkücü kimliğiyle de öne çıkan şair ve Ozanlardan birisidir. Peki, Aşık Sefai kimdir, nerelidir, kaç yaşındadır?Aşık Sefai, Ülkü Ocakları tarafından organize edilen bir çok etkinliklerde blundu. Türkiye'yi karış karış gezen ve salonları dolduran Milliyetçi, Ülkücü gençleri heyecanlandıran sözleriyle onların kalplerini fetheden Aşık Sefai, sazıyla, sözüyle de Türk Milletinin adeta dili oldu.Türkiye'de ismi akıllara kazınan önemli Ozanlardan birisi olan Aşık Sefai, bir konuşmasında, "Şeyh Edebali, Atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler, Anadolu da da bazı deyimler vardır; Akıllı düşünene kadar deli suyu geçer derler." diyor. Aşık Sefai"nin sazının tellerine vurarak okuduğu "Deli Feryat Etse Sehere Karşı" şiirinin sözleri şu şekilde:Deli feryat etse sehere karşı
Fırtınalar kopar yeli dokunur
Deli uzanırsa bir baştan başa
Kolu yetişmezse eli dokunurDelidir dağlara çıktığı yeter
Delirdir ocağı yaktığı yeter
Deliler konuşmaz baktığı yeter
Deli kelam söyler dili dokunurDeliler aşk ile yanar dolanır
Bu alemi bomboş sanar dolanır
Ataşın içinde döner dolanır
Közü yakmaz amma külü dokunurDeliler el açar çıkar divane
Sefai'nin özü deli divane
Deli meczup olur deli divane
Deli bergüzardır deli dokunurAşık Sefai,1956 yılında dünyaya geldi. Aslen Trabzon, Yomra İlçesi Tepeköy nüfusuna bağlı olan Sefai, Yüksekokul mezunu olup Evli ve bu evliliğinden iki evladı bulunmaktadır. Aşık Sefai’nin gerçek ismi Ayhan Akyüz’dür.Türk İslam Ülküsünü eserlerinde işleyen Aşık Sefai sohbetlerinde Hz. Mevlana’nın Mesnevisinden ve Aşıklardan şiirlerinde örnekler vermiştir.Aşık Sefai'nin Albümleri şöyledir: Ayşem, Pusu, Zaman Gelsin söylerim, Bizden Yana, Bu Hesap Sorulacak ve Ağıt…Aşıf Sefai, (Ayhan Akyüz) Konak sülalesinden Davut Ağa’nın oğludur. İlkokulu Amasya’da, ortaokulu Kayseri’de, Lise’yi Erzurum’da bitirdi. Burdur Eğitim Fakültesinde okudu. Şeker Şirketi’nde çalışan Sefai, Mardin Yol Su Elektrik Müdürlüğü emrinde çalışmasını sürdürdü. öğretmenlikte yapan Sefai, Orta Anadolu dağ köylerinde çerçilik yaparakta hayatını kazandı.Kendisi gibi ailesinde de halk şiiriyle ilgilenenlerin olduğunu belirten Sefâî, ozanların piri Dede Korkut’tan günümüze gelen süreçte Kul Mustafa’dan Meydanî’ye, Murat Çobanoğlu’ndan Şeref Taşlıova’ya, Sefil Selimî’ye nice âşığın kendisini etkilediğini ve asıl ustasının Âşık Hasretî olduğunu şöyle ifade eder: “Hasretî Hoca, gölgesiyle döğüşen bir insandı, aynada kendisiyle kavga eden bir insandı. Ben ona on üç yıl çıraklık yaptım hem de öğretmen olduktan sonra, bu kolay bir şey değildir. Ayrıca onda olumsuzlukların her türünü gördüm, onun tersi olarak bu hâle geldim.”Mustafa Yıldızdoğan ve Osman Öztunç’un ustası olan Sefâî, birçok âşığa ustalık yaptı.Âşık, kendisini destan şairi olarak nitelemektedir. Sefai, “Âşıklığım da var; ancak ozan değilim. Bana göre ozan halkın içinden beslenip elde ettiği birikimi yine halka verendir. Âşıklık ise doğrudan doğruya Hak’tan alıp halka vermektir” demektedir.1969’da başlayan Sefâî, ilk şiirlerini nitelikten uzak, benlik duygularıyla yazılmış, hamlık dönemine ait şiirler olarak nitelendirir. Sefâî, rüya görme ve bade içme motifine inanır. Sefâî, âşık meclisleri konusunda “Aşk meclisleri, aşk taşıyan insanlarla kurulur. Kaldı ki bu zamanda insanlar aşkı bir yana bırakın, kendisini bile taşıyamıyor. Keşke aşk ehlinin meclisleri olsa da gitsek” şeklinde ifade eder.Âşık Sefâî zamanında Şeref Taşlıova, Murat Çobanoğlu, Âşık Feymanî, Âşık Meydanî, Âşık Hasreti, Kul Nuri gibi zamanın usta denilebilecek âşıklarıyla çeşitli ortamlarda, büyük meydanlarda atışmalarda bulundu.Sefâî’ye göre atışma, bir gönül hâlidir ve ancak ehli gönülle yapılır. Âşık Sefâî, mahlasını nasıl aldığı konusunda ise “Bir zamanlar, Seyranî şenliklerindeydik. O sıra bir huzursuzluk oldu. Ben o esnada bir şeyler söyledim ve huzursuzluk kayboldu. Bana orada bulunanlar, “Allah razı olsun, hoşluk getirdin, sefa getirdin, sefa oldu; senin adın Sefâî olsun, hoşluk getiren olsun” dediler. Mahlasımı kendim almadım, Hasretî Hoca verdi diyebilirim." demektedir. Sefâî, “söylediklerime sonradan müdahale yaparsam, işe akıl karışır; bu da aşk ehlinde olmaz şüphesiz” der. Aşık Sefai Albümleri
Fırtınalar kopar yeli dokunur
Deli uzanırsa bir baştan başa
Kolu yetişmezse eli dokunurDelidir dağlara çıktığı yeter
Delirdir ocağı yaktığı yeter
Deliler konuşmaz baktığı yeter
Deli kelam söyler dili dokunurDeliler aşk ile yanar dolanır
Bu alemi bomboş sanar dolanır
Ataşın içinde döner dolanır
Közü yakmaz amma külü dokunurDeliler el açar çıkar divane
Sefai'nin özü deli divane
Deli meczup olur deli divane
Deli bergüzardır deli dokunurAşık Sefai,1956 yılında dünyaya geldi. Aslen Trabzon, Yomra İlçesi Tepeköy nüfusuna bağlı olan Sefai, Yüksekokul mezunu olup Evli ve bu evliliğinden iki evladı bulunmaktadır. Aşık Sefai’nin gerçek ismi Ayhan Akyüz’dür.Türk İslam Ülküsünü eserlerinde işleyen Aşık Sefai sohbetlerinde Hz. Mevlana’nın Mesnevisinden ve Aşıklardan şiirlerinde örnekler vermiştir.Aşık Sefai'nin Albümleri şöyledir: Ayşem, Pusu, Zaman Gelsin söylerim, Bizden Yana, Bu Hesap Sorulacak ve Ağıt…Aşıf Sefai, (Ayhan Akyüz) Konak sülalesinden Davut Ağa’nın oğludur. İlkokulu Amasya’da, ortaokulu Kayseri’de, Lise’yi Erzurum’da bitirdi. Burdur Eğitim Fakültesinde okudu. Şeker Şirketi’nde çalışan Sefai, Mardin Yol Su Elektrik Müdürlüğü emrinde çalışmasını sürdürdü. öğretmenlikte yapan Sefai, Orta Anadolu dağ köylerinde çerçilik yaparakta hayatını kazandı.Kendisi gibi ailesinde de halk şiiriyle ilgilenenlerin olduğunu belirten Sefâî, ozanların piri Dede Korkut’tan günümüze gelen süreçte Kul Mustafa’dan Meydanî’ye, Murat Çobanoğlu’ndan Şeref Taşlıova’ya, Sefil Selimî’ye nice âşığın kendisini etkilediğini ve asıl ustasının Âşık Hasretî olduğunu şöyle ifade eder: “Hasretî Hoca, gölgesiyle döğüşen bir insandı, aynada kendisiyle kavga eden bir insandı. Ben ona on üç yıl çıraklık yaptım hem de öğretmen olduktan sonra, bu kolay bir şey değildir. Ayrıca onda olumsuzlukların her türünü gördüm, onun tersi olarak bu hâle geldim.”Mustafa Yıldızdoğan ve Osman Öztunç’un ustası olan Sefâî, birçok âşığa ustalık yaptı.Âşık, kendisini destan şairi olarak nitelemektedir. Sefai, “Âşıklığım da var; ancak ozan değilim. Bana göre ozan halkın içinden beslenip elde ettiği birikimi yine halka verendir. Âşıklık ise doğrudan doğruya Hak’tan alıp halka vermektir” demektedir.1969’da başlayan Sefâî, ilk şiirlerini nitelikten uzak, benlik duygularıyla yazılmış, hamlık dönemine ait şiirler olarak nitelendirir. Sefâî, rüya görme ve bade içme motifine inanır. Sefâî, âşık meclisleri konusunda “Aşk meclisleri, aşk taşıyan insanlarla kurulur. Kaldı ki bu zamanda insanlar aşkı bir yana bırakın, kendisini bile taşıyamıyor. Keşke aşk ehlinin meclisleri olsa da gitsek” şeklinde ifade eder.Âşık Sefâî zamanında Şeref Taşlıova, Murat Çobanoğlu, Âşık Feymanî, Âşık Meydanî, Âşık Hasreti, Kul Nuri gibi zamanın usta denilebilecek âşıklarıyla çeşitli ortamlarda, büyük meydanlarda atışmalarda bulundu.Sefâî’ye göre atışma, bir gönül hâlidir ve ancak ehli gönülle yapılır. Âşık Sefâî, mahlasını nasıl aldığı konusunda ise “Bir zamanlar, Seyranî şenliklerindeydik. O sıra bir huzursuzluk oldu. Ben o esnada bir şeyler söyledim ve huzursuzluk kayboldu. Bana orada bulunanlar, “Allah razı olsun, hoşluk getirdin, sefa getirdin, sefa oldu; senin adın Sefâî olsun, hoşluk getiren olsun” dediler. Mahlasımı kendim almadım, Hasretî Hoca verdi diyebilirim." demektedir. Sefâî, “söylediklerime sonradan müdahale yaparsam, işe akıl karışır; bu da aşk ehlinde olmaz şüphesiz” der. Aşık Sefai Albümleri
- Ayşem
- Pusu
- Zaman Gelsin söylerim
- Bizden Yana
- Bu Hesap Sorulacak
- Ağıt