Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 11 Haziran 2024'te TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin karşı karşıya olduğu iç ve dış tehditlere dikkat çekti. Bahçeli, özellikle terörle mücadele ve Türkiye'nin bölgesel politikaları hakkında önemli açıklamalarda bulundu, iç siyasetteki gelişmeleri değerlendirdi.

Türkiye'nin Tarihi ve Stratejik Konumu

Devlet Bahçeli, konuşmasının başında Anadolu coğrafyasının tarih boyunca karşı karşıya kaldığı zorluklara dikkat çekerek, "Emsalsiz mükâfatlarının yanında pek çok müşkülatının da bulunduğu, dahası bölgesel ve küresel senaryoların devamlı güncellenip canlı tutulduğu Anadolu coğrafyasında bin yıldır varlığımızı sürdürüyoruz. Allah’ın izniyle kıyamet gününe kadar vaki milli varlığımız gücüne güç katarak mevcudiyetini muhafaza edecektir," dedi.

Bahçeli, Türkiye'nin jeopolitik ve jeokültürel konumuna vurgu yaparak, "Üzerinde yaşadığımız vatan topraklarının, tarihin hiçbir döneminde sükûnet bulmadığını, gerilim atmosferinin hiç eksik olmadığını diri hafızamızın yardımıyla biliyoruz. Jeopolitik ve jeokültürel bilek güreşlerine eklemlenen hâkimiyet ve hükümranlık mücadelelerinin kaygan ve kırılgan fay hatlarındayız. Bundan mülhem sıcak veya soğuk çatışma ya da cepheleşme dinamiklerinin ağırlık merkezindeyiz," ifadelerini kullandı.

İç ve Dış Tehditlere Karşı Mücadele

Bahçeli, iç ve dış tehditlere karşı mücadelede dikkatli olunması gerektiğini belirterek, "Maruz kaldığımız muhtelif ve muhtevalı ağır sorunları ele alırken mutlak surette tarih şuurunun rehberliğiyle hareket etmeli, müteyakkız ve müessir bir fikir ve siyasetin temsilcileri olduğumuzu mücessem şekilde ispat etmeliyiz. Gösterilen sahteliği değil, saklanan gerçeği görmeliyiz," dedi.

Sözlerine devam eden Bahçeli, "Sivri yalanlara, sipariş telkinlere, sinsi tekliflere aldırış edip sonuçsuz meşguliyetlere gömülmek yerine gizil ve gizli amaçların içyüzüne ışıklar tutacak, bu suretle oyunları bozacak cesaret, cüret ve zekaya sahip olmalıyız. Heyecanlarımızın canlılığıyla hedeflerimizin cazibe ve çekimini her seviyede birleştirmeliyiz," şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanına Yapılan Eleştiriler

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik eleştirilere de değinen Bahçeli, "Televizyon ekranlarında ya da gazete sayfalarında kulis bilgisi maskesiyle servis edilen dedikoduları, körüklenen spekülasyonları, estirilen yalan rüzgarlarını, özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı ikili görüşmelerin çarpıtılmasını hayretle, ibretle takip ediyoruz. İki kişi arasında geçen bir konuşmanın, sanki not alan kalabalık bir dinleyici güruhu varmışçasına takdim edilmesi, bu vesileyle karmaşa ve kargaşa ortamının yaratılması normalleşme bekleyen malum zihniyetlerin basit kurnazlığından başka bir şey değildir," dedi. Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın herkesle görüşme hakkına sahip olduğunu vurgulayarak, "Sayın Cumhurbaşkanımız doğal olarak herkesle görüşebilir, herkesle konuşabilir, herkesi dinleyebilir, bizce hiçbir mahsuru ve sakıncası yoktur," ifadelerini kullandı.

PKK ve Bölücü Terörle Mücadele

Devlet Bahçeli, Türkiye'nin güney sınırlarındaki tehditlere dikkat çekerek, "Türkiye’nin çevresini saran zalim ve hain kuşatmanın yeni mevziler elde etmesi gayesine matuf olmak suretiyle planlı tahrik ve tahrip süreci küresel güçlerin müşahitliği ve mihmandarlığıyla mesafe almaktadır. Mütecaviz emel sahipleri kartlarını açık oynamaktadır," dedi.

Bahçeli, PKK ve bölücü terörle mücadelenin önemine vurgu yaparak, "Bir yanda Milliyetçi Hareket Partisi ile Cumhur İttifakı’na sistematik saldırılar icra edilirken, diğer yanda emperyalizm kanlı gündemi bölücü terör örgütü eliyle temsil ve teşhir edilmektedir. Suriye’nin parçalanmasını esas alan emperyalist bir proje devrededir," şeklinde konuştu.

Türkiye'nin Bölgesel Politikaları ve ABD'nin Tavrı

ABD'nin Suriye politikalarına sert eleştirilerde bulunan Bahçeli, "ABD, Suriye’de sonuçları çok vahim olacak bir oyun kurmaktadır. ABD Dışişleri Bakanlığı, PKK/PYD/YPG’nin Suriye’de işgal ettiği alanları, ‘Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi’ olarak tanımlamaktadır," dedi. Bahçeli, Suriye'nin bölünmesine kesinlikle karşı olduklarını belirterek, "Suriye Arap Cumhuriyeti’nin toprakları üzerinde ameliyata girişmek, idari yapısıyla oynamak, bölücü terör örgütüne meşruiyet zemini kurmak için sözde demokratik manevralar yapmak, açıkça söylüyorum ki, Türkiye için haklı operasyon nedenidir," ifadelerini kullandı.

İç Politika ve Belediye Başkanlarının Durumu

Bahçeli, HDP'li belediye başkanlarının görevden alınması konusuna değinerek, "DEM Partili Hakkari Belediye Başkanı’nın hukuk sınırları kapsamında görevden el çektirilmesi, ardından geçtiğimiz çarşamba günü, silahlı terör örgütünü yönetmek suçundan 19 yıl 6 ay hüküm alarak tutuklanması Türk devlet ve hukuk onurunun şaşmaz hükmüdür," dedi.

HDP'nin bölgedeki etkisine dikkat çeken Bahçeli, "DEM’li belediyelerin hemen hemen hepsinde paralel yönetim, PKK’nın sözde komiserleri vasıtasıyla ağırlığı ve gölgesi hakimdir," ifadelerini kullandı. Bahçeli, devletin hazinesinden aktarılan paraların teröristlere yağmalattırıldığını belirterek, "Dünyanın neresine giderseniz gidiniz, hangi ülkenin hukuk sistemini incelerseniz inceleyiniz böylesi bir tablonun suç olduğunu, hatta devlete ve millete ihanetle eşanlamlı olduğunu görürsünüz," dedi.

DEM'in ve CHP'nin Tutumu

Bahçeli, HDP ve CHP'nin tutumunu eleştirerek, "DEM’in hedefi yöre insanımıza hizmet değildir. DEM’in hedefi yöre insanımızın derdine deva, ihtiyaçlarına çare olmak hiç değildir," dedi. Bahçeli, CHP Genel Başkanı'nı eleştirerek, "PKK’ya gıkını çıkaramayan, bölücü belediye başkanlarına en küçük tepki gösteremeyen, Suriye’nin kuzeydoğusundaki hain teşebbüsleri kuzuların sessizliğiyle izleyen bir şahsın, CHP’nin genel başkanı olması başlı başına bir trajedidir," şeklinde konuştu.

İç İşgal Cephesine Karşı Mücadele

Devlet Bahçeli, HDP'li milletvekillerinin açıklamalarını eleştirerek, "DEM’in Mardin Milletvekili, 6 Haziran 2024 tarihinde, şehadet ve gazilikle harcı karılan TBMM’de açıkça dedi ki: ‘Kürdistan’da işgalcisiniz. Düşmanlığınızın altında kalacaksınız. Kürt’e reva gördüğünüz sömürge hukukudur. Kürtleri vatandaş saymıyorsunuz. Seçilme ve seçme haklarını ellerinden alıyorsunuz. Kürtleri bölücülükle suçluyorsunuz. Halkımızı direnişe davet ediyoruz,’" ifadelerini kullandı.

Bahçeli, bu tür açıklamaların kabul edilemez olduğunu belirterek, "Türkiye Cumhuriyeti’nin şehit kanlarıyla sulanan, kahramanlıklarla nurlanan, fedakarlıklarla tapulanan vatan topraklarında; bir vatandaşımızın, bir polisimizin,

bir askerimizin, bir kaymakamımızın, bir valimizin sokakta önünü kesecek, dolaşmasını engelleyecek dahili ve harici bir bedhahtı henüz güneş görmemiş ve görmeyecek, böylesi bir alçağın varlığına hiç kimse şahit olamayacaktır," dedi.

Bahçeli, bu tür açıklamaların Türk milletinin sabrını zorladığını ifade ederek, "Bu sözde milletvekilinin Ankara’da dolaşması, Gazi Meclisi’mize gelip fitne saçması sadece sabrımızın ve kör talihinin yaver gitmesinden dolayıdır. Türkiye’de Kürdistan diye bir yer olmadığını, olamayacağını anlamakta zorlanan hayasız ve hastalıklı ruhlara daha ne diyelim? Bu hakikati daha nasıl anlatalım?" diye konuştu.

Terörle Mücadelede Kararlılık

Bahçeli, terörle mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceğini vurgulayarak, "Bu milletvekili müsveddelerinin TBMM’de olmasına, devletten maaş almalarına, keyif sürmelerine, ihaneti meslek edinmelerine nereye kadar katlanalım? Kürt kökenli kardeşlerimizin vatandaş sayılmadığını iddia etmek sadece soysuz bir iftira değil, aynı zamanda düşman dilidir. Türkiye’yi barbarlığın mümessili İsrail ile aynı kefeye koymak ifade hürriyeti değil, izansızlığın ve ihanetin hüviyetidir," dedi. Bahçeli, bu milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması gerektiğini belirterek, "Bu milletvekillerinin dokunulmazlığının derhal kaldırılarak adaletin önünde hesap vermeleri çok acil ve milli bir ihtiyaçtır," ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin Bölgesel Güvenliği

Türkiye'nin bölgesel güvenliğinin önemine dikkat çeken Bahçeli, "Ne DEM’in ne PKK’nın Kürt kökenli kardeşlerimizle hiçbir ilişkisi yoktur. Kürt kanı dökenlerin, Kürt çocuklarına kıyanların, kendileri sefa içinde yaşarken Kürtleri eziyete ve çileye mahkum edenlerin Kürt kökenli kardeşlerimizin sözde haklarını savunuyor görünmeleri bile dehşet verici bir aldatmadır," dedi.

Demokrasi ve özgürlüğün terörizmle bağdaştırılamayacağını belirten Bahçeli, "Demokrasi ihanete kılıf olamaz. Demokrasi terörizmin saklanacağı kisve olamaz. Özgürlük ve insan hakları şiddetin sığınağı görülemez. Demokrasi, bir ülkeyi düşürmenin, bir ülkeyi düşkün göstermenin gerekçesi olarak tavzih ve tevil edilemez," şeklinde konuştu.

Ekonomi ve Sosyal Politika

Bahçeli, Türkiye ekonomisindeki gelişmelere değinerek, "Türkiye ekonomisinde güven veren kararların, istikrar vaat eden tedbirlerin, halkımızın refahını gözeten vizyoner atılımların farkındayız ve destekçisiyiz. Bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 5,7; üst üste 45 aydır da büyüme başarısı gösteren Türkiye ekonomisi inanıyorum ki, enflasyonda da en kötüyü geride bırakmıştır," dedi.

Bahçeli, emeklilerin ve dar gelirli vatandaşların ekonomik durumuna dikkat çekerek, "Dar ve orta gelirli insanımızı enflasyona ezdirmemeliyiz. Emeklilerimizin şikayetlerini kademeli şekilde dindirmeliyiz. Büyüyen, güçlenen ve gelişen Türkiye ekonomisinden her kesimin, her insanımızın adil ve hakkaniyetli pay alması için elimizden geleni yapmak durumundayız," ifadelerini kullandı.

Sosyal Adalet ve Toplumsal Refah

Bahçeli, sosyal adaletin sağlanması ve toplumsal refahın artırılması gerektiğini belirterek, "Çiftçimizden memurumuza, işçimizden esnafımıza, emeklimizden sanayicimize kadar herkesin yanındayız, haklı taleplerinin takipçisiyiz. Taşeron firmalarda çalışan kardeşlerimizin kadroya alınması, staj ve çıraklık mağduru kardeşlerimize el uzatılması, terörle mücadelede yaralanan, ancak gazi sayılmayan 20 bine yakın kardeşimize gazilik unvanının verilerek şeref aylığının bağlanması, uzman çavuşlarımızın kadroya alınmalarıyla mesleki güvenceye kavuşturulmaları, yardımcı hizmetler sınıfındaki kardeşlerimizin sorunlarının çözülmesi hedeflerimiz arasındadır," dedi.

Uluslararası Gelişmeler ve Türkiye'nin Tavrı

Bahçeli, uluslararası gelişmelere ve Türkiye'nin tavrına değinerek, "Fransa’da yapılan 2024 Avrupa Ampüte Futbol Şampiyonası’nda üçüncü kez şampiyonluğa ulaşan can parçası evlatlarımızı yürekten kutluyor, teknik kadroyla birlikte hepsinin gözlerinden öpüyorum. Sizlerin, aziz milletimizin ve Türk-İslam aleminin bu hafta sonu karşılayacağımız Mübarek Kurban Bayramı’nı şimdiden tebrik ediyorum," dedi.

Bahçeli, Avrupa Birliği'ne üyelik sürecine de değinerek, "Milliyetçi Hareket Partisi Avrupa Birliği’yle inişli çıkışlı üyelik sürecine kategorik bir reddiye içinde değildir. Bilakis üyelik müzakerelerinde ipe un seren ve reddiyeci tavır takınan Avrupa Birliği’dir. Dünya sadece Avrupa Birliği’nden de ibaret sayılamaz. Onurlu, eşit hak ve sorumluluk içeren, milli ve manevi değerlere hürmet gösteren, başkent Ankara’yı Brüksel’in kapı kulu haline getirmeyen bir üyelik statüsüne itirazımız elbette olmaz, olamaz," dedi.

Bahçeli, konuşmasını şöyle tamamladı: "Türkiye Cumhuriyeti tam bağımsız bir devlettir, bağımsızlık milletimizin şeref ve namus sancağıdır. Sancak yere düşmeyecek, Türkiye kör labirentlerde yolunu kaybetmeyecektir. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı çatışmak için değil, kardeşliği yaşatmak için vardır. Ancak, milli varlık tehlikeye düşerse gereğini yapmaya hazır olduğumuz çok iyi bilinmelidir. Devletimiz yaşasın, milletimiz var olsun, Tanrı Türk’e yar olsun, Türk ve Türkiye Yüzyılı hakim olsun."