Samsun Sosyal Medya ve Gazeteciler ve Yazarlar Cemiyeti (SAM-MED) Başkanı ve Matematikçi Bilim İnsanı Kerim SARILAR, Samsun İl Müftüsü Seyfullah ÇAKIR ile makamında bir röportaj gerçekleştirdi.Müslümanlar, ilmi keşifleri desteklemeli, araştırmayı teşvik etmeli ve bilgiyle donanmış bir toplum oluşturarak insanlığın refahına katkıda bulunmalıdır.SARILAR: Sayın Müftüm, İslam Dini'nin bilime etkisi nedir ve dinimiz İslamiyet’te ilmin yeri nedir?ÇAKIR: Din ile bilim çelişmez. İslam Dini mutlak doğru olan bilimsel çalışmaları reddetmediği gibi aksine destekleyip kabul etmektedir. Nitekim Kur’an-ı Kerim'de birçok bilimsel ayet mevcuttur. Ve bugün bilim de bunu teyit etmektedir. İslam’ın değer verip üstün gördüğü ilim, dini veya müspet tüm ilimlerdir. Hz. Peygamber, ilmi, Müslüman’ın yitiği saymakta, nerede bulursa almasını, (İbn Mace, Zühd, 15) Çin’de dahi olsa, gidip öğrenmesini emretmektedir. Düşünme ve onun ürünü olan bilgi ve dolayısıyla bilim yeryüzünde sadece insana özgü bir haslettir.Kur’an, Hz. Âdem’in meleklerden daha üstün olma sebebini, ona verilen, fakat meleklerin bilmediği bilgilerle izah eder. Çünkü ilim Allah’ın sıfatıdır. Bu nedenle ilim ve hikmetten yoksun kalarak kendisini bu iki özellikten de mahrum bırakan insan, kendi şahsına karşı en büyük zararı vermiş sayılır; ayrıca kendisine en değerli nimet olan aklı bağışlayan Allah’a da nankörlük etmiş olur.Tarihsel olarak, İslam dünyası Ortaçağ’da bilimin gelişimi için önemli bir merkezi olmuştur.İslam bilginleri matematik, astronomi, tıp, kimya, felsefe ve diğer alanlarda önemli katkılarda bulunmuşlardır. Örneğin; İslam dünyası, antik Yunan bilim ve felsefesini kapsayan önemli eserleri tercüme etmiş ve üzerinde çalışmalar yapmıştır. Bu şekilde, Yunan düşüncesinin batı dünyasında korunmasına ve geliştirilmesine katkı sağlamıştır. 8. ve 14. yüzyıllar arasında, matematikte cebirin geliştirilmesi ve astronomide gözlem tekniklerinin geliştirilmesi gibi başarılar elde edilmiştir.İslam dininde ilim ve bilgi, hayatın her yönünde önemli bir yer tutar. Müslümanlar, ilmi keşifleri desteklemeli, araştırmayı teşvik etmeli ve bilgiyle donanmış bir toplum oluşturarak insanlığın refahına katkıda bulunmalıdır.SARILAR: Sayın Müftüm, İslam dünyasının Müslüman bilim insanlarının bulduğu ilmi keşifleri desteklemesi hususunda düşünce ve değerlendirmeleriniz nelerdir?ÇAKIR: İslam dünyasındaki bilim insanları, geçmişte önemli bir dönemde, bilimsel düşünceyi teşvik etmiş, araştırmalar yapmış ve keşiflerde bulunmuşlardır. Bu durum, İslam dünyasının bilime verdiği önemi ve bilimsel gelişimi teşvik etme çabasını yansıtmaktadır.Hz. Peygamber kendisine tebliğ etmesi için vahyedilen Kur’an vasıtasıyla Müslümanlara ilmin önemini, öğrenmeyi ve düşünmeyi öğretmiştir. Müslümanlar da Miladi 8-12. Yüzyıllarda yazmış oldukları eserlerle -ki bu dönem Müslüman bilim insanlarının ilmi çalışmalarının altın çağıdır- Avrupa’da Hristiyan ve Yahudilere içinde yaşadıkları dünya hakkında nasıl düşünüleceğini öğretmişlerdir.Öğrenme faaliyeti daha Medine döneminde bile; Müslümanların ele geçirdikleri savaş esirlerini kendi çocuklarına okuma-yazma öğretmelerine karşılık serbest bırakma gibi, daha önceleri hayal bile edilemeyecek boyutlara ulaşmıştır.Bu dönemin öncüleri olarak kimyada Cabir bin Hayyam, Fizikte İbni Heysem, Matematikte Harizmi, Astronomide ise Nasıreddin Tusi sayılabilir.Son iki asırdır dünyada her alanda köklü değişikliklerin yaşandığı hepimizin malumudur. 18. Yüzyıldan itibaren, batı merkezli bir yaklaşımla insanın metafizikle ilişkisi yeniden belirlenmeye çalışılmış, özellikle bilgi alanında yaratıcıyı ve aşkın boyutu öteleyen parçacı bir bakış öne çıkmış ve bu yaklaşım dünyanın her yerini az veya çok etkilemiştir.Bugün, küresel olarak yaşanan birçok sorun ve krizin temelinde, işte batı merkezli gelişen bu bilim anlayışının insana, evrene ve hayata bakışındaki bencillik ve insanın Allah’la ilişkisi bağlamında oluşturduğu marazi ve paradoksal yaklaşım vardır. Dolayısıyla bilhassa bugün tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşayan İslam dünyası için önemli ve öncelikli mesele son iki asırdır yaşanan bu değişimler içinde bütün boyutlarıyla bilgi ve ilim dünyası ile kurduğu iletişim ve etkileşimin şekli, metodu ve niteliği hususunda ciddi ve kapsamlı bir tefekkür, muhasebe ve öz eleştiri yapmak ihtiyacıdır.SARILAR: Sayın Müftüm, Bilimi, ilmi keşifleri; genç nesillere sevdirmenin ve onları bu konuda teşvik etmenin, bilim kültürünü gelenek haline getirmenin İslamiyet açısından önemi nedir?ÇAKIR: İslamiyet açısından bilimi, ilmî keşifleri genç nesillere sevdirmenin ve onları bu konuda teşvik etmenin, bilim kültürünü gelenek haline getirmenin önemi oldukça büyüktür.İslam bilimi destekler, İslam bilim yolunda mücadele edenleri de yüceltmiştir. İslam hakikat aydınlığı ile huzur içinde insanlara dünya ve ahiret saadetini temin edeceğine göre hakikatin yollarını açan ilmi feraset ve motivasyonun gençler marifeti ile sahiplenilmesi ve aktarılması İslam’ın gerçekleştirmek istediği zemin için önem arz edecektir.Zira; "Dünyayı isteyen ilme sarılsın, âhireti isteyen ilme sarılsın; hem dünyayı, hem âhireti isteyen ilme sarılsın" (Tirmizi) hadisi bunun bir ifadesidir.Son iki yüzyıldır dünyada her alanda köklü değişikliklerin yaşandığı hepimizin malumudur. 18. Yüzyıldan itibaren, batı merkezli bir yaklaşımla insanın metafizikle ilişkisi yeniden belirlenmeye çalışılmış, özellikle bilgi alanında yaratıcıyı ve aşkın boyutu öteleyen parçacı bir bakış öne çıkmış ve bu yaklaşım dünyanın her yerini az veya çok etkilemiştir.Bugün, küresel olarak yaşanan birçok sorun ve krizin temelinde, işte batı merkezli gelişen bu bilim anlayışının insana, evrene ve hayata bakışındaki bencillik ve insanın Allah’la ilişkisi bağlamında oluşturduğu marazi ve paradoksal yaklaşım vardır. Dolayısıyla bilhassa bugün tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşayan İslam dünyası için önemli ve öncelikli mesele son iki asırdır yaşanan bu değişimler içinde bütün boyutlarıyla bilgi ve ilim dünyası ile kurduğu iletişim ve etkileşimin şekli, metodu ve niteliği hususunda ciddi ve kapsamlı bir tefekkür, muhasebe ve öz eleştiri yapmak ihtiyacıdır.SARILAR: Sayın Müftüm, Bilimi, ilmi keşifleri; genç nesillere sevdirmenin ve onları bu konuda teşvik etmenin, bilim kültürünü gelenek haline getirmenin İslamiyet açısından önemi nedir?ÇAKIR: İslamiyet açısından bilimi, ilmi keşifleri genç nesillere sevdirmenin ve onları bu konuda teşvik etmenin, bilim kültürünü gelenek haline getirmenin önemi oldukça büyük...İslam bilimi destekler, İslam bilim yolunda mücadele edenleri de yüceltmiştir. İslam hakikat aydınlığı ile huzur içinde insanlara dünya ve ahiret saadetini temin edeceğine göre hakikatin yollarını açan ilmi feraset ve motivasyonun gençler marifeti ile sahiplenilmesi ve aktarılması İslam’ın gerçekleştirmek istediği zemin için önem arz edecektir.Zira; "Dünyayı isteyen ilme sarılsın, âhireti isteyen ilme sarılsın; hem dünyayı, hem âhireti isteyen ilme sarılsın" (Tirmizi) hadisi bunun bir ifadesidir.Son iki yüzyıldır dünyada her alanda köklü değişikliklerin yaşandığı hepimizin malumudur. 18. Yüzyıldan itibaren, batı merkezli bir yaklaşımla insanın metafizikle ilişkisi yeniden belirlenmeye çalışılmış, özellikle bilgi alanında yaratıcıyı ve aşkın boyutu öteleyen parçacı bir bakış öne çıkmış ve bu yaklaşım dünyanın her yerini az veya çok etkilemiştir.Bugün, küresel olarak yaşanan birçok sorun ve krizin temelinde, işte batı merkezli gelişen bu bilim anlayışının insana, evrene ve hayata bakışındaki bencillik ve insanın Allah’la ilişkisi bağlamında oluşturduğu marazi ve paradoksal yaklaşım vardır. Dolayısıyla bilhassa bugün tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşayan İslam dünyası için önemli ve öncelikli mesele son iki asırdır yaşanan bu değişimler içinde bütün boyutlarıyla bilgi ve ilim dünyası ile kurduğu iletişim ve etkileşimin şekli, metodu ve niteliği hususunda ciddi ve kapsamlı bir tefekkür, muhasebe ve öz eleştiri yapmak ihtiyacıdır.SARILAR: Sayın Müftüm, Bilimi, ilmi keşifleri; genç nesillere sevdirmenin ve onları bu konuda teşvik etmenin, bilim kültürünü gelenek haline getirmenin İslamiyet açısından önemi nedir?ÇAKIR: İslamiyet açısından bilimi, ilmi keşifleri genç nesillere sevdirmenin ve onları bu konuda teşvik etmenin, bilim kültürünü gelenek haline getirmenin önemi oldukça büyük... İslam bilimi destekler, İslam bilim yolunda mücadele edenleri de yüceltmiştir. İslam hakikat aydınlığı ile huzur içinde insanlara dünya ve ahiret saadetini temin edeceğine göre hakikatin yollarını açan ilmi feraset ve motivasyonun gençler marifeti ile sahiplenilmesi ve aktarılması İslam’ın gerçekleştirmek istediği zemin için önem arz edecektir.Zira; "Dünyayı isteyen ilme sarılsın, âhireti isteyen ilme sarılsın; hem dünyayı, hem âhireti isteyen ilme sarılsın" (Tirmizi) hadisi bunun bir ifadesidir.Son iki yüzyıldır dünyada her alanda köklü değişikliklerin yaşandığı hepimizin malumudur. 18. Yüzyıldan itibaren, batı merkezli bir yaklaşımla insanın metafizikle ilişkisi yeniden belirlenmeye çalışılmış, özellikle bilgi alanında yaratıcıyı ve aşkın boyutu öteleyen parçacı bir bakış öne çıkmış ve bu yaklaşım dünyanın her yerini az veya çok etkilemiştir.Bugün, küresel olarak yaşanan birçok sorun ve krizin temelinde, işte batı merkezli gelişen bu bilim anlayışının insana, evrene ve hayata bakışındaki bencillik ve insanın Allah’la ilişkisi bağlamında oluşturduğu marazi ve paradoksal yaklaşım vardır. Dolayısıyla bilhassa bugün tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşayan İslam dünyası için önemli ve öncelikli mesele son iki asırdır yaşanan bu değişimler içinde bütün boyutlarıyla bilgi ve ilim dünyası ile kurduğu iletişim ve etkileşimin şekli, metodu ve niteliği hususunda ciddi ve kapsamlı bir tefekkür, muhasebe ve öz eleştiri yapmak ihtiyacıdır.SARILAR: Sayın Müftüm, Bilimi, ilmi keşifleri; genç nesillere sevdirmenin ve onları bu konuda teşvik etmenin, bilim kültürünü gelenek haline getirmenin İslamiyet açısından önemi nedir?ÇAKIR: İslamiyet açısından bilimi, ilmi keşifleri genç nesillere sevdirmenin ve onları bu konuda teşvik etmenin, bilim kültürünü gelenek haline getirmenin önemi oldukça büyük ve hayati bir konudur. İslam'ın temel öğretileri, insanlara bilgiye ve keşfetmeye değer vermenin yanı sıra bilimin ilerlemesine de destek olmayı vurgular. Genç nesiller, bilimsel düşünceyi teşvik eden, sorgulamayı özendiren ve doğru bilgiye ulaşma yolunda çaba sarf etmelerini öğreten bir çevrede yetiştirilmelidir.Bu yaklaşım, İslam dünyasının geçmişteki parlak dönemlerinde de görülmüştür. Müslüman bilim insanları, matematik, astronomi, tıp, kimya ve diğer alanlarda önemli katkılarda bulunmuşlardır. İslam dünyası, bilimsel keşiflere öncülük etmiş, bilgiyi korumuş ve aktarmıştır. Bugün de bu geleneği sürdürmek, gençleri bilim kültürüne teşvik etmek İslam dünyasının yeniden yükselmesi ve gelişmesi için kritik bir adımdır.İslam'ın temel prensipleri ile bilimsel keşifleri uyumlu bir şekilde bir araya getirmek, gençlerin düşünme yeteneklerini geliştirmek ve bilimsel yöntemi benimsemelerini sağlamak, hem dini hem de dünyevi anlamda bir zenginlik ve ilerleme getirecektir. Genç nesiller, hem İslam'ın öğretilerine bağlı kalarak hem de bilim alanında ilerleyerek toplumlarına ve insanlığa değerli katkılarda bulunabilirler.Bilimin rehberliğinde, öğrenmeye açık, sorgulayıcı ve araştırmacı gençler yetiştirmek, İslamiyet açısından sadece bir zorunluluk değil, aynı zamanda bir sorumluluktur. Bu sayede hem dinin ışığında hem de bilimin aydınlığında ilerleyen bir nesil inşa edebiliriz.SARILAR: Sayın Müftüm; bu güzel röportaj ve bizlere ayırdığınız kıymetli vakitleriniz için çok teşekkür ederiz.ÇAKIR: Rica ederim, ben de bu önemli konuda bana verdiğiniz söz hakkı ve röportaj için size ve gazeteciler cemiyetinize teşekkür ederim.Haber: Oktay ZERRİN- Samsun
İnanç
Yayınlanma: 30 Ağustos 2023 - 14:38
Güncelleme: 30 Ağustos 2023 - 15:08
Samsun İl Müftüsü Seyfullah ÇAKIR'LA İlim Üzerine Bir Röportaj
SAM-MED Başkanı Kerim SARILAR, Samsun İl Müftüsü Seyfullah ÇAKIR ile röportaj gerçekleştirdi.
İnanç
30 Ağustos 2023 - 14:38
Güncelleme: 30 Ağustos 2023 - 15:08