MHP Samsun Milletvekili ve Plan Bütçe Komisyon Üyesi Erhan Usta, Kapsamhaber’de Türkiye’nin içinde bulunduğu kötü gidişe dikkat çekerek, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Usta’yı Kapsamhaber Genel Yayın Yönetmeni Ramazan Çağlar, Yazı işleri Müdürü ve yazarı Hasan Basri Arslan, Kapsamhaber Yazarı Prof. Dr. Mustafa Özdemir ağırladı.
İlkadım Belediyesi eski Başkanı Necattin Demirtaş, Samsun MHP eski İl Başkanı Şaban Kılıç'ın da katıldığı ziyarette Özellikle Samsun’u gelecekte bekleyen tehlikelere dikkat çekildi.ANALİZLERİ İSTEDİĞİNİZ YERDEN BAŞLATABİLİRSİNİZKalkınma Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı yapan ve 26 yıl Devlet Planlama Teşkilatında görev yapan ekonomist Erhan Usta; AKP’nin icraatlarını sürekli 2002 yılı ile mukayese etmesini eleştirdi. Usta, “Ben buna 2002 hastalığı diyorum” dedi. Milletvekili Usta, “Halbuki esas itibarıyla Parlamento, geçen yıldan bu yıla, verilen bütçeyle neler yapılmış bunu görmek istiyor. Geçmişe gitmeyin demiyorum ama sürekli 2002’yle olmaz. Analizlerinizi İstediğiniz yerden başlatabilirsiniz ancak, bu işin olmazsa olmazı, Bakanlar konuşmalarında bir önceki yıl bütçesini nasıl kullandı? Veya en son gerçekleşen veriler ışığında bir analiz yapması, sunum yapması beklenir. Belki 2014’e göre 2015’te bazı şeyler kötüleşti, bunu Parlamentonun bilmesi lazım, bunları bilmiyoruz” diye belirtti.2002 HÜKÜMETİ GERÇEKTEN BÜYÜK İŞLER BAŞARMIŞTIRMHP’nin bugüne kadar bu meselenin üzerine gitmediğini 1999 ve 2002 tarihleri arasında koalisyon hükümeti kurulduğunu, erken seçimde hükümetin yıkıldığını ve 2001 krizi yaşandığını dile getiren Usta, “Ben bunu genel kurulda ifade ettim. O dönemin hükümeti hakikaten büyük işler başarmıştır. Fakat, yaşanan 2001 krizi sebebi ile gölgelenmiştir. Hiç kimse ağzını açıp 2002 ye sahip çıkamamıştır. Bende diyorum ki, 2002 kötü bir dönem değildir. O döneme biraz rakamlardan sıyrılıp analitik bakarsak o hükümetin neler yaptığını göreceksiniz. Şimdi 2002 mukayeselerine kimse ağzını açıp bir şey diyemiyor. AKP’lilere inat bunu ben yapıyorum. Samimi söylüyorum; şimdi 2002 mukayeselerini yapmaktan vazgeçmeye başladılar. 2002’de döneminin hükümeti çok önemli işler yaptı” diye kaydetti. BİZİM HÜKÜMETİMİZDE BAZILARINA KARŞI ÇIKILDITürkiye’de bütçenin milli gelire oranla faiz harcamaları % 15’lere gerildiğini, bugünkü rakamla milli gelirin 2 trilyon %15’i 300 milyar civarında olduğunu belirten Usta, “Ama bu gün Türkiye 50 milyar faiz ödüyor; aynı rakama baksak bugün 300 milyar faiz ödeyecektik” dedi. MHP’nin koalisyon ortağı olduğu hükümet döneminde çok ciddi reformlar yapıldığını ifade eden Erhan Usta, “O gün bizim hükümetimizde bazılarına karşı çıkıldı. İMF’den gelmiş, şuradan gelmiş, buradan gelmiş. Türkiye vergisinin % 80, %90 faize giden bir bütçesi vardı. O günkü yapılan reformlarla Türkiye’yi 2008’e taşıdı, hatırlayın 2003, 2005, 2008 dönemini. Tasarruf tedbirleri alınıyor; bilmem neler yapılıyor, ekonomiye çeki düzen veriliyor. Küresel iklim uygundu, para boldu. Bu avantajla temiz bir yapısal reform alanı, güçlü bir siyasi iktidar koalisyondan sonra güçlü bir iktidar önemli bir unsur haline geldi” diye kaydetti. O PARALAR ARGE’YE KULLANILMIŞ OLSAYDIKoalisyonların herzaman kötü olduğu kanaatinde olmadığını da sözlerine ekleyen Milletvekili Usta, “Uygun küresel iklim şartları Türkiye’yi 2008 yılına kadar getirdi. AKP, ülkeyi ileriye götürecek yerlere kanalize etmek yerine, paraları oya tahvil edecek, vatandaşa şirin görünecek, fakat memleketi kalkındırmada katkısı olmayacak işlere yatırmıştır. Bu alanları ARGE’ye kullanmış olsaydı, daha büyük yatırımlar yapsaydı, üretim alanlarını çoğaltsaydı daha farklı bir tablo çıkardı karşımıza. Yapılacak iş var fakat yapacak adam yok. Bu mantık, her ne kadar % 50 oy’u getirdiyse de, ülkeyi nereye götürdüğü belli değildir. Ülke tıkandı, problem kronikleşti. Bizim geçmiş krizlerimizde hızlı bir dip yapıyordu sonra hızlıca yükseliyordu; iş düzeliyordu” diye ifade etti. İNSANLARIN BUNU GÖRMESİ GEREKİYORGünümüzde, 2002 senesinin çok üzerinde işsizlik oranı olduğunu belirten Usta, “İnsanların iş bulması önemlidir. Vatandaşın borcu almış başını gidiyor. Borçla birlikte milli gelirdeki artışa baktığımız zaman 2002 yılı bundan çok daha iyi bir yıldı. 4 bin 200 Dolar gelirimiz vardı. Kişi başı borç 200 dolardı. Şimdi 9200 Dolar kişi başı gelir var ama 5300 Dolar civarında borç var. Borcu çık net gelir olarak baktığımızda bu gün kimisinde çok kimisinde az ortalamada 2002 yılından daha kötü bir gelir var. İnsanların bunu görmesi gerekmektedir. Bu gün aslında kimse kendi parasını harcamıyor, herkes borcunu harcıyor. Ülkenin borcu olmuş 406 milyar Dolar, 130 milyar Dolar’dan 406 milyar Dolar’a yükselmiştir. Dünya’da negatif faiz varken biz %10’un üzerinde faiz veriyoruz” dedi. TÜRKİYE’DE 4 YILDIR KRİZ VARTürkiye’de şu an yatırım yapılmadığını, ifade eden MHP Samsun Milletvekili Erhan Usta, Türkiye’de 4 yıldır kriz olduğunu performansa emsallerimizle bakılması gerektiğini belirterek: Bizim performansımıza bakacağımız yer gelişmekte olan ülkelerdir. Dünya krizi olarak bilinen krizde bizim ekonomimiz %8 küçülmüştür. Gelişmekte olan ülkeler yaklaşık 1 veya 2 puan düştü ortalamada eksiye düşmedi ama düşenlerde oldu en çok Avrupa ülkeleri etkilendi. %45’lik kısım bizim ihracat pazar alanımız etkilendi. 12 yılla ondan önceki 10 yılık kendi büyümelerimizle gelişmekte olan ülkeleri mukayese edelim. 1990 ile 2002 döneminde Türkiye’nin büyüme oranına dikkat çekerek, gelişmekte olan ülkelerle Türkiye’nin büyüme farkının yıllık ortalama %0,3 olduğunu, gelişmekte olan ülkelerin ortalamasına yakın büyümenin gerçekleştiğini, gelişmekte olan ülkelerin sadece % 0,3 altında büyürken AKP’nin 13 yıllık iktidarında bu fark 1.6’ya çıktı” diye konuştu.TÜRKİYE KENDİNİ BÜYÜTÜYOR DEDİKAKP’nin dönemini ikiye ayıran Erhan Usta, “2003-2007 döneminin değerlendirmesini yapalım. İyi dönem dediğiniz yerde % 0,3 fark 0,6 ya çıkmış ama fena değil, büyüme %6.9. Gelişmekte olan ülkelerde 7,9 4-5 yıllık dönemde büyüme oranı yükselmiş, bizde de yükselmiştir. Biz, Türkiye kendini büyütüyor dedik. İklim çok uygundu, bizde alt yapıyı hazırladık ama o andaki küresel büyüme %3’lerden %4’lerden %6’lara çıktı. büyüme küresel iklimin getirdiği bir hararetti. Bunun bir çok nedeni vardı: Siyasi nedenleri var, iktisadi nedenleri var, reform yapılmaması vardı. Büyük ölçüde reform yapılmamasının nedeni, 2008 sonrasıdır. Çünkü önceki reformlarda bizim gibi ülkelerde ‘ben bir kere reform yaparım 20 sene yatarım’ demiyorsun. Yaptığın reform seni 5 yıl götürüyor ama 5 yıldan sonar ekonominin tekrar reforma ihtiyacı var. 2008’den sonra hükümet yattı. 2008’den sonra 2013’de o fark 2’ye çıktı. Yıllık ortalama 2 puan altındayız o ülkelerin. Onlarda küresel kriz yok mu küresel kriz Endonezya içinde var, Güney Afrika içinde var, brezilya içinde var, Arjantin içinde var, bizim içinde var. Onların ortalamasından aradaki %0,3 -0,6 olan fark %2’ye çıktı. Türkiye’nin 2008 sonrası performansı çok kötü. Hükümetin yorgunluğumu dersiniz? 2007 de başlayan iç siyasetteki kapatma davaları mı dersiniz? Bu hükümetler üzerine getirdiği daha sonar bunların yaptığı paralelle kol kola girmenin maliyetleri mi dersiniz her ne koyacaksanız adını. AKP önceden de reform yapmadı. Önceki yapılmış reformları yürüterek idare ettiler. Ondan sonar reform ihtiyacı var. Dizayn edilmesi lazımdır. Mesela bütçeyi kıstık o birşey kazandırdı ekonomiye. Bütçeyi kısmak yetmiyor, onu iyi yere harcaman lazım, katma değer, yüksek üretim, ARGE inovasyon, yenilikçiliğe, KOBİ'leri desteklemek lazım. Teşvik sistemini buna göre uyarlaman lazım. Ama bunların hiç birisi yapılamadı. Ali Babacan da benzer şeyleri söyledi. fakat bunları biz söylettik ona” dedi.ÜLKEMİZİ BETONLAŞTIRIYORUZUsta, “Dünyayı takip edebilmek çok önemli. Öncesinde hareket edebilmek, zihin olarak hazır olmamız lazım; sonrasında yakalamamız çok zor. Benimde çok önemsediğim bir konu olan bütün siyasi partilerin üzerinde mutabık olduğu rantın vergilendirilmesi konusu var. Türkiye’de bu konuyu ilk ben dile getirdim. Bütün siyasi partilerin de seçim beyannamelerin de var. Kaynaklarımızı üretken olmayan alanlarda kullanıyoruz. AVM yapıyoruz, konut yapıyoruz, gayri menkul üzerinden memleketi kalkındıracağımızı zannediyoruz. Ülkemizi betonlaştırıyoruz. Hem kentleşme sorunları çıkıyor, hem kültürel sorunlar çıkıyor. Ama daha da önemlisi bizim açımızdan iktisadi etkileri var. Ülkenin borcu 130 milyar Dolar’dan 406 milyar Dolar’a çıktı ama ülkenin yatırımları ne kadar arttı? Üretken yatırımlarda bir şey yok. Bunu siyaset olsun diye söylemiyorum ciğerim yanarak söylüyorum. Gittik lüks konutlar yaptık. Millet de bu refahı birşey zannetti. ama sürdüremiyoruz bu refahı. Ben iddia ediyorum bu konutların yakıtlarını dahi karşılayamayacağız. İstihdam olmadıktan sonra 500m2 evde otursan ne olacak? Türkiye böyle bir çıkmaza girdi. Dolayısıyla bunun temelinde ben bir inşaat firmasını suçlamam. Firma dediğin kar maksimizasyonu için çalışır. Devlet’tir buralara müdahale edecek, kaynak tahsisini yapacak olan. Yıllık karını %40larda tutarsan bir de imar düzenlemelerini yolsuzluğa müsait hale getirirsen, buranın bir yoğunluğu var diye devlet’e yakın belediyeye 3-5 kuruş verip oranın yoğunluğunu yükseltip buradan astronomik karlarla eline verirsen, Türkiye’nin en büyük elektronikçisi Zorlu, gidip avm yapıyor, Koç gidiyor ‘koç kuleler’ diye kule yapıyor. Kim üretim yapacak? Bırak sanayi devrimini normal üretim yapamıyoruz. Türkiye 90’lı yıllarda ürettiği birçok şeyi bugün üretemez hale geldi. Hem rekabet gücünü kaybetmiş, hem de önemsenmemiş bir çok şeyi ithal eder hale gelmişsin” diye ifade etti. BİR YIL SONRA NE OLACAK TÜRKİYE’DE?Milletvekili Erhan Usta, “Ekonomik olarak takip ediyoruz, sürekli projeksiyonlar yapıyoruz, projeksiyonlarımızı güncelliyoruz ama ekonomi bugünkünden biraz daha sıkışık olacak. Ölmeden yaşayacağız. Aç kalmaya alışık olduğumuz için 3-4 yıldır biraz daha idare edeceğiz. Dökülen firmalar olacak. İşsizlik oranı biraz daha artacak. Keşke olmasa ama olacak. Gelir seviyemiz bundan daha iyi olmayacak” dedi.TÜRKİYE’DE SİYASİ BİR KAOS GÖRÜLÜYOR MU?“Cumhurbaşkanı ve Başbakan ve ekipler arasında çok ciddi bir sürtüşme var. Bu sürtüşmeye dayalı Türkiye’de yeni bir siyasi parti olur veya olmaz bilinmez” diyen Usta, “Öncelikle seçim konusuna gelecek olursak; referandum da istedikleri sonucu elde edemezlerse, iklimi de uygun görürlerse bir seçim olabilir. Ama referandumda istediğini elde edemezse seçime zorlayacak referandum nasıl olacak? sorusuna gelirsek; 330’u bulacak şundan dolayı bulabilir kendilerinden fire vereceklerdir ama HDP referandumda başkanlık sistemi olursa destekleyecektir başkanlığın olmadığı bir referandumda başka partilerden destek gelebilir. MHP başkanlığın olduğu bir referanduma hiç bir şekilde destek vermeyecektir. Bunada MHP'nin hiç bir milletvekili kesinlikle destek vermez.” şeklinde konuştu.
KAYNAK: KAPSAMHABER
İlkadım Belediyesi eski Başkanı Necattin Demirtaş, Samsun MHP eski İl Başkanı Şaban Kılıç'ın da katıldığı ziyarette Özellikle Samsun’u gelecekte bekleyen tehlikelere dikkat çekildi.ANALİZLERİ İSTEDİĞİNİZ YERDEN BAŞLATABİLİRSİNİZKalkınma Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı yapan ve 26 yıl Devlet Planlama Teşkilatında görev yapan ekonomist Erhan Usta; AKP’nin icraatlarını sürekli 2002 yılı ile mukayese etmesini eleştirdi. Usta, “Ben buna 2002 hastalığı diyorum” dedi. Milletvekili Usta, “Halbuki esas itibarıyla Parlamento, geçen yıldan bu yıla, verilen bütçeyle neler yapılmış bunu görmek istiyor. Geçmişe gitmeyin demiyorum ama sürekli 2002’yle olmaz. Analizlerinizi İstediğiniz yerden başlatabilirsiniz ancak, bu işin olmazsa olmazı, Bakanlar konuşmalarında bir önceki yıl bütçesini nasıl kullandı? Veya en son gerçekleşen veriler ışığında bir analiz yapması, sunum yapması beklenir. Belki 2014’e göre 2015’te bazı şeyler kötüleşti, bunu Parlamentonun bilmesi lazım, bunları bilmiyoruz” diye belirtti.2002 HÜKÜMETİ GERÇEKTEN BÜYÜK İŞLER BAŞARMIŞTIRMHP’nin bugüne kadar bu meselenin üzerine gitmediğini 1999 ve 2002 tarihleri arasında koalisyon hükümeti kurulduğunu, erken seçimde hükümetin yıkıldığını ve 2001 krizi yaşandığını dile getiren Usta, “Ben bunu genel kurulda ifade ettim. O dönemin hükümeti hakikaten büyük işler başarmıştır. Fakat, yaşanan 2001 krizi sebebi ile gölgelenmiştir. Hiç kimse ağzını açıp 2002 ye sahip çıkamamıştır. Bende diyorum ki, 2002 kötü bir dönem değildir. O döneme biraz rakamlardan sıyrılıp analitik bakarsak o hükümetin neler yaptığını göreceksiniz. Şimdi 2002 mukayeselerine kimse ağzını açıp bir şey diyemiyor. AKP’lilere inat bunu ben yapıyorum. Samimi söylüyorum; şimdi 2002 mukayeselerini yapmaktan vazgeçmeye başladılar. 2002’de döneminin hükümeti çok önemli işler yaptı” diye kaydetti. BİZİM HÜKÜMETİMİZDE BAZILARINA KARŞI ÇIKILDITürkiye’de bütçenin milli gelire oranla faiz harcamaları % 15’lere gerildiğini, bugünkü rakamla milli gelirin 2 trilyon %15’i 300 milyar civarında olduğunu belirten Usta, “Ama bu gün Türkiye 50 milyar faiz ödüyor; aynı rakama baksak bugün 300 milyar faiz ödeyecektik” dedi. MHP’nin koalisyon ortağı olduğu hükümet döneminde çok ciddi reformlar yapıldığını ifade eden Erhan Usta, “O gün bizim hükümetimizde bazılarına karşı çıkıldı. İMF’den gelmiş, şuradan gelmiş, buradan gelmiş. Türkiye vergisinin % 80, %90 faize giden bir bütçesi vardı. O günkü yapılan reformlarla Türkiye’yi 2008’e taşıdı, hatırlayın 2003, 2005, 2008 dönemini. Tasarruf tedbirleri alınıyor; bilmem neler yapılıyor, ekonomiye çeki düzen veriliyor. Küresel iklim uygundu, para boldu. Bu avantajla temiz bir yapısal reform alanı, güçlü bir siyasi iktidar koalisyondan sonra güçlü bir iktidar önemli bir unsur haline geldi” diye kaydetti. O PARALAR ARGE’YE KULLANILMIŞ OLSAYDIKoalisyonların herzaman kötü olduğu kanaatinde olmadığını da sözlerine ekleyen Milletvekili Usta, “Uygun küresel iklim şartları Türkiye’yi 2008 yılına kadar getirdi. AKP, ülkeyi ileriye götürecek yerlere kanalize etmek yerine, paraları oya tahvil edecek, vatandaşa şirin görünecek, fakat memleketi kalkındırmada katkısı olmayacak işlere yatırmıştır. Bu alanları ARGE’ye kullanmış olsaydı, daha büyük yatırımlar yapsaydı, üretim alanlarını çoğaltsaydı daha farklı bir tablo çıkardı karşımıza. Yapılacak iş var fakat yapacak adam yok. Bu mantık, her ne kadar % 50 oy’u getirdiyse de, ülkeyi nereye götürdüğü belli değildir. Ülke tıkandı, problem kronikleşti. Bizim geçmiş krizlerimizde hızlı bir dip yapıyordu sonra hızlıca yükseliyordu; iş düzeliyordu” diye ifade etti. İNSANLARIN BUNU GÖRMESİ GEREKİYORGünümüzde, 2002 senesinin çok üzerinde işsizlik oranı olduğunu belirten Usta, “İnsanların iş bulması önemlidir. Vatandaşın borcu almış başını gidiyor. Borçla birlikte milli gelirdeki artışa baktığımız zaman 2002 yılı bundan çok daha iyi bir yıldı. 4 bin 200 Dolar gelirimiz vardı. Kişi başı borç 200 dolardı. Şimdi 9200 Dolar kişi başı gelir var ama 5300 Dolar civarında borç var. Borcu çık net gelir olarak baktığımızda bu gün kimisinde çok kimisinde az ortalamada 2002 yılından daha kötü bir gelir var. İnsanların bunu görmesi gerekmektedir. Bu gün aslında kimse kendi parasını harcamıyor, herkes borcunu harcıyor. Ülkenin borcu olmuş 406 milyar Dolar, 130 milyar Dolar’dan 406 milyar Dolar’a yükselmiştir. Dünya’da negatif faiz varken biz %10’un üzerinde faiz veriyoruz” dedi. TÜRKİYE’DE 4 YILDIR KRİZ VARTürkiye’de şu an yatırım yapılmadığını, ifade eden MHP Samsun Milletvekili Erhan Usta, Türkiye’de 4 yıldır kriz olduğunu performansa emsallerimizle bakılması gerektiğini belirterek: Bizim performansımıza bakacağımız yer gelişmekte olan ülkelerdir. Dünya krizi olarak bilinen krizde bizim ekonomimiz %8 küçülmüştür. Gelişmekte olan ülkeler yaklaşık 1 veya 2 puan düştü ortalamada eksiye düşmedi ama düşenlerde oldu en çok Avrupa ülkeleri etkilendi. %45’lik kısım bizim ihracat pazar alanımız etkilendi. 12 yılla ondan önceki 10 yılık kendi büyümelerimizle gelişmekte olan ülkeleri mukayese edelim. 1990 ile 2002 döneminde Türkiye’nin büyüme oranına dikkat çekerek, gelişmekte olan ülkelerle Türkiye’nin büyüme farkının yıllık ortalama %0,3 olduğunu, gelişmekte olan ülkelerin ortalamasına yakın büyümenin gerçekleştiğini, gelişmekte olan ülkelerin sadece % 0,3 altında büyürken AKP’nin 13 yıllık iktidarında bu fark 1.6’ya çıktı” diye konuştu.TÜRKİYE KENDİNİ BÜYÜTÜYOR DEDİKAKP’nin dönemini ikiye ayıran Erhan Usta, “2003-2007 döneminin değerlendirmesini yapalım. İyi dönem dediğiniz yerde % 0,3 fark 0,6 ya çıkmış ama fena değil, büyüme %6.9. Gelişmekte olan ülkelerde 7,9 4-5 yıllık dönemde büyüme oranı yükselmiş, bizde de yükselmiştir. Biz, Türkiye kendini büyütüyor dedik. İklim çok uygundu, bizde alt yapıyı hazırladık ama o andaki küresel büyüme %3’lerden %4’lerden %6’lara çıktı. büyüme küresel iklimin getirdiği bir hararetti. Bunun bir çok nedeni vardı: Siyasi nedenleri var, iktisadi nedenleri var, reform yapılmaması vardı. Büyük ölçüde reform yapılmamasının nedeni, 2008 sonrasıdır. Çünkü önceki reformlarda bizim gibi ülkelerde ‘ben bir kere reform yaparım 20 sene yatarım’ demiyorsun. Yaptığın reform seni 5 yıl götürüyor ama 5 yıldan sonar ekonominin tekrar reforma ihtiyacı var. 2008’den sonra hükümet yattı. 2008’den sonra 2013’de o fark 2’ye çıktı. Yıllık ortalama 2 puan altındayız o ülkelerin. Onlarda küresel kriz yok mu küresel kriz Endonezya içinde var, Güney Afrika içinde var, brezilya içinde var, Arjantin içinde var, bizim içinde var. Onların ortalamasından aradaki %0,3 -0,6 olan fark %2’ye çıktı. Türkiye’nin 2008 sonrası performansı çok kötü. Hükümetin yorgunluğumu dersiniz? 2007 de başlayan iç siyasetteki kapatma davaları mı dersiniz? Bu hükümetler üzerine getirdiği daha sonar bunların yaptığı paralelle kol kola girmenin maliyetleri mi dersiniz her ne koyacaksanız adını. AKP önceden de reform yapmadı. Önceki yapılmış reformları yürüterek idare ettiler. Ondan sonar reform ihtiyacı var. Dizayn edilmesi lazımdır. Mesela bütçeyi kıstık o birşey kazandırdı ekonomiye. Bütçeyi kısmak yetmiyor, onu iyi yere harcaman lazım, katma değer, yüksek üretim, ARGE inovasyon, yenilikçiliğe, KOBİ'leri desteklemek lazım. Teşvik sistemini buna göre uyarlaman lazım. Ama bunların hiç birisi yapılamadı. Ali Babacan da benzer şeyleri söyledi. fakat bunları biz söylettik ona” dedi.ÜLKEMİZİ BETONLAŞTIRIYORUZUsta, “Dünyayı takip edebilmek çok önemli. Öncesinde hareket edebilmek, zihin olarak hazır olmamız lazım; sonrasında yakalamamız çok zor. Benimde çok önemsediğim bir konu olan bütün siyasi partilerin üzerinde mutabık olduğu rantın vergilendirilmesi konusu var. Türkiye’de bu konuyu ilk ben dile getirdim. Bütün siyasi partilerin de seçim beyannamelerin de var. Kaynaklarımızı üretken olmayan alanlarda kullanıyoruz. AVM yapıyoruz, konut yapıyoruz, gayri menkul üzerinden memleketi kalkındıracağımızı zannediyoruz. Ülkemizi betonlaştırıyoruz. Hem kentleşme sorunları çıkıyor, hem kültürel sorunlar çıkıyor. Ama daha da önemlisi bizim açımızdan iktisadi etkileri var. Ülkenin borcu 130 milyar Dolar’dan 406 milyar Dolar’a çıktı ama ülkenin yatırımları ne kadar arttı? Üretken yatırımlarda bir şey yok. Bunu siyaset olsun diye söylemiyorum ciğerim yanarak söylüyorum. Gittik lüks konutlar yaptık. Millet de bu refahı birşey zannetti. ama sürdüremiyoruz bu refahı. Ben iddia ediyorum bu konutların yakıtlarını dahi karşılayamayacağız. İstihdam olmadıktan sonra 500m2 evde otursan ne olacak? Türkiye böyle bir çıkmaza girdi. Dolayısıyla bunun temelinde ben bir inşaat firmasını suçlamam. Firma dediğin kar maksimizasyonu için çalışır. Devlet’tir buralara müdahale edecek, kaynak tahsisini yapacak olan. Yıllık karını %40larda tutarsan bir de imar düzenlemelerini yolsuzluğa müsait hale getirirsen, buranın bir yoğunluğu var diye devlet’e yakın belediyeye 3-5 kuruş verip oranın yoğunluğunu yükseltip buradan astronomik karlarla eline verirsen, Türkiye’nin en büyük elektronikçisi Zorlu, gidip avm yapıyor, Koç gidiyor ‘koç kuleler’ diye kule yapıyor. Kim üretim yapacak? Bırak sanayi devrimini normal üretim yapamıyoruz. Türkiye 90’lı yıllarda ürettiği birçok şeyi bugün üretemez hale geldi. Hem rekabet gücünü kaybetmiş, hem de önemsenmemiş bir çok şeyi ithal eder hale gelmişsin” diye ifade etti. BİR YIL SONRA NE OLACAK TÜRKİYE’DE?Milletvekili Erhan Usta, “Ekonomik olarak takip ediyoruz, sürekli projeksiyonlar yapıyoruz, projeksiyonlarımızı güncelliyoruz ama ekonomi bugünkünden biraz daha sıkışık olacak. Ölmeden yaşayacağız. Aç kalmaya alışık olduğumuz için 3-4 yıldır biraz daha idare edeceğiz. Dökülen firmalar olacak. İşsizlik oranı biraz daha artacak. Keşke olmasa ama olacak. Gelir seviyemiz bundan daha iyi olmayacak” dedi.TÜRKİYE’DE SİYASİ BİR KAOS GÖRÜLÜYOR MU?“Cumhurbaşkanı ve Başbakan ve ekipler arasında çok ciddi bir sürtüşme var. Bu sürtüşmeye dayalı Türkiye’de yeni bir siyasi parti olur veya olmaz bilinmez” diyen Usta, “Öncelikle seçim konusuna gelecek olursak; referandum da istedikleri sonucu elde edemezlerse, iklimi de uygun görürlerse bir seçim olabilir. Ama referandumda istediğini elde edemezse seçime zorlayacak referandum nasıl olacak? sorusuna gelirsek; 330’u bulacak şundan dolayı bulabilir kendilerinden fire vereceklerdir ama HDP referandumda başkanlık sistemi olursa destekleyecektir başkanlığın olmadığı bir referandumda başka partilerden destek gelebilir. MHP başkanlığın olduğu bir referanduma hiç bir şekilde destek vermeyecektir. Bunada MHP'nin hiç bir milletvekili kesinlikle destek vermez.” şeklinde konuştu.
KAYNAK: KAPSAMHABER