Avukat Sefer Gök, Kapsamhaber'de yayımlanan "Türkiye'nin Arsa Patronu: kentsel dönüşüm Başkanlığı" başlıklı makalesinde, 6306 Sayılı "Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun" ve onun uygulamaları üzerine dikkat çekiyor. Gök, kanunun asıl amacının kişilerin sağlıklı ve güvenli yaşam alanlarına kavuşmalarını sağlamak olduğunu belirtirken, uygulamada bu hedefin sıklıkla göz ardı edildiğini vurguluyor.19 Mayıs İlçesinde Rezerve alan ilanı...Makalesinde özellikle 19 Mayıs ilçesinde gerçekleşen Kentsel Dönüşüm Başkanlığınca Hazine'ye ait yüzlerce arsanın bir kararla önce rezerv alan ilan edilip hemen akabinde Kentsel Dönüşüm Başkanlığı'na devir ile birlikte apar topar açık ihale ile satışına ve burada yaşayan insanların dikkate alınmamasına dikkat çeken Gök, bu uygulamaların insanların mülkiyet haklarını ciddi şekilde ihlal ettiğini ve adaletsiz olduğunu savunuyor. Gök, idarenin ve yöneticilerin iki gün sonra yapılacak arsa satış ihalesinin idarece durdurulması gerektiği yönünde çağrıda bulunuyor.
Rezerv Yapı Alanı ve Yanlış Uygulamalar"Rezerv yapı alanı" kavramının son yapılan değişikliklerle genişletildiğini ve potansiyel olarak Türkiye'nin her yerini kapsayacak şekilde düzenlendiğini belirten Gök, bu durumun, yasal düzenlemelerin ve yönetmeliklerin kötüye kullanılmasına zemin hazırladığını ifade ediyor. Bu geniş yetkilerin hukuki denetim mekanizmalarının dışında kalmakta ve keyfi uygulamalara yol açmakta olduğunu eleştiriyor.Anayasal ve Uluslararası Hukuk ÇiğneniyorGök, makalesinde Anayasa ve uluslararası hukuk normlarına atıfta bulunarak, kentsel dönüşüm sürecinde hukukun üstünlüğünün ve insan haklarının göz ardı edildiğini belirtiyor. Devletin ve ilgili idari birimlerin geniş yetkileri kötüye kullanmalarının, Türkiye'de hukuk devleti ilkesine zarar verdiğini ve toplumsal huzursuzluk yarattığını iddia ediyor.Kentsel Dönüşümde Daha Adil Bir Yönetim ÇağrısıAv. Gök, kentsel dönüşüm projelerinin şeffaf, adil ve hukuka uygun bir şekilde yürütülmesi gerektiğini vurguluyor. Bu süreçlerin yalnızca fiziksel alanların yeniden şekillendirilmesi değil, aynı zamanda sosyal dokunun korunması ve geliştirilmesi gerektiğini savunuyor.Detaylı Bilgi ve Makale İçinAv. Sefer Gök'ün kapsamlı analizini okumak ve konu hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyen okurlar, Kapsamhaber'deki yazısına bu linkten ulaşabilirler.
Rezerv Yapı Alanı ve Yanlış Uygulamalar"Rezerv yapı alanı" kavramının son yapılan değişikliklerle genişletildiğini ve potansiyel olarak Türkiye'nin her yerini kapsayacak şekilde düzenlendiğini belirten Gök, bu durumun, yasal düzenlemelerin ve yönetmeliklerin kötüye kullanılmasına zemin hazırladığını ifade ediyor. Bu geniş yetkilerin hukuki denetim mekanizmalarının dışında kalmakta ve keyfi uygulamalara yol açmakta olduğunu eleştiriyor.Anayasal ve Uluslararası Hukuk ÇiğneniyorGök, makalesinde Anayasa ve uluslararası hukuk normlarına atıfta bulunarak, kentsel dönüşüm sürecinde hukukun üstünlüğünün ve insan haklarının göz ardı edildiğini belirtiyor. Devletin ve ilgili idari birimlerin geniş yetkileri kötüye kullanmalarının, Türkiye'de hukuk devleti ilkesine zarar verdiğini ve toplumsal huzursuzluk yarattığını iddia ediyor.Kentsel Dönüşümde Daha Adil Bir Yönetim ÇağrısıAv. Gök, kentsel dönüşüm projelerinin şeffaf, adil ve hukuka uygun bir şekilde yürütülmesi gerektiğini vurguluyor. Bu süreçlerin yalnızca fiziksel alanların yeniden şekillendirilmesi değil, aynı zamanda sosyal dokunun korunması ve geliştirilmesi gerektiğini savunuyor.Detaylı Bilgi ve Makale İçinAv. Sefer Gök'ün kapsamlı analizini okumak ve konu hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyen okurlar, Kapsamhaber'deki yazısına bu linkten ulaşabilirler. 
