Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü ve Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, gençlerde madde kullanımının hızla arttığını ve Türkiye’de ciddi bir güvenlik sorunu haline geldiğini belirterek, bu artışın sosyal izolasyon ve yalnızlık gibi faktörlerden kaynaklandığını ifade etti. Prof. Dr. Tarhan, ailelerin zayıflayan bağlarının ve sosyal medya kullanımının madde bağımlılığı üzerindeki etkisine vurgu yaparak, ailelerin gençlerle kurdukları sağlıklı iletişimin bağımlılık riskini azaltabileceğini dile getirdi.
Madde Bağımlılığında Endişe Verici Artış
Madde bağımlılığının gençler arasında hızla yayılmasına dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Türkiye’nin bu konuda Avrupa ile benzer seviyelerde olduğunu belirtti. Avrupa’da ve Türkiye’de yapılan araştırmalara dayanarak konuşan Tarhan, “Avrupa ülkelerinin ortaöğrenim öğrencileri arasında yaptığı ESPAD raporu, madde bağımlılığındaki artışı belgelemektedir. Türkiye de bu çalışmanın bir parçasıdır ve lise düzeyindeki gençlerin %79’u hayatında en az bir kez alkol kullanmış, %17’si ise yasadışı madde denemiş durumda. Bu rakamlar 1980’lerde %1 civarındaydı, şimdi ise 17 kat artmış durumda. Madde kullanım oranında Avrupa ile eşdeğer seviyedeyiz” dedi.ESPAD verilerinin madde bağımlılığı artışının küresel bir sorun olduğunu ortaya koyduğunu belirten Tarhan, gençlerin alkol ve yasadışı maddelere kolay erişim sağladığını vurguladı. Tarhan, “Eskiden aileler çocuklarını bu tür bağımlılıklardan koruyabiliyordu. Ancak günümüzde zayıflayan aile yapısı ve gençlerin sosyal medya yoluyla bu tür maddelere ulaşabilmesi, bağımlılık oranlarını artırıyor” diye konuştu.Aile Yapısının Zayıflaması Gençleri Savunmasız Hale Getiriyor
Gençlerin madde kullanımında artış yaşanmasının en önemli sebeplerinden birinin aile içi bağların zayıflaması olduğunu belirten Tarhan, “Ailelerin güvenli bir ortam olmaktan çıktığı ve gençlerin dış etkilere daha açık hale geldiği bir dönemdeyiz” dedi. Tarhan, sosyal medyanın gençlerin bağımlılıklara yönelmesinde etkili olduğunu belirterek, “Gençler sosyal medya ve akıllı telefonlar üzerinden yasadışı maddelere ulaşabiliyorlar. Çevrelerinden de kolayca bu tür maddelere erişim sağlıyorlar. Bu nedenle, aileler gençlerin bu tür tehlikelerden uzak durmaları için güvenli bir ortam sunmalı ve onlarla daha güçlü bağlar kurmalı” dedi.Prof. Dr. Tarhan, “Gençlerde yalnızlık hissi ve sosyal izolasyon, madde kullanımını tetikleyen önemli faktörlerdir” diyerek ailelerin gençlerle kaliteli zaman geçirmesinin ve güvenli bir ilişki kurmasının bağımlılık riskini azaltacağını söyledi. “Aile içindeki sıcak, paylaşımcı bir ortam, gençlerin bağımlılıklara yönelmesini engelleyebilir. Aile dinamiklerinin sağlıklı olduğu evlerde büyüyen gençler, madde yerine ailelerini tercih edebilir” dedi.Pozitif Propaganda Yöntemleri ile Bağımlılıkla Mücadele
Geleneksel yöntemlerin, bağımlılığı önlemede yeterli olmadığını ifade eden Prof. Dr. Tarhan, pozitif propaganda yöntemlerinin daha etkili sonuçlar verdiğini belirtti. Tarhan, “Dünya genelinde, yalnızca korkutarak bağımlılığı önlemeye çalışmak yerine, gençlerin yaşam kalitelerini artıracak, onları olumlu davranışlara yönlendirecek yöntemler geliştirilmelidir. Bu tür çalışmalar, bireyleri madde bağımlılığına yönelten psikolojik ve sosyal etkenleri ele almalıdır. Gençlere sağlıklı yaşam ve sosyal bağlantılar kurma fırsatları sunulmalıdır” dedi.Madde bağımlılığı riskinin, gençlerin heyecan arayışı ve stresle başa çıkma ihtiyaçlarından kaynaklandığını belirten Tarhan, “Mutlu, sağlıklı ve sosyal olarak tatmin edici bir yaşam, bağımlılık riskini azaltır. Aile bağları güçlü olan ve sosyal destek bulan gençler, stresli dönemlerinde maddeye başvurma ihtiyacı hissetmezler” şeklinde konuştu.Rehabilitasyon ve Destek Çalışmalarının Önemi
Madde bağımlılığını önleme ve tedavi süreçlerinin zorluğuna değinen Prof. Dr. Tarhan, rehabilitasyon merkezlerinin bağımlılıkla mücadelede önemli bir rol oynadığını ifade etti. Tarhan, “Madde bağımlılığı tedavisinde hastane ortamında iyileşme zorlu ve maliyetlidir. Bu nedenle, çocuklar ve gençler için rehabilitasyon merkezleri kurulmalıdır. Ancak, bu tür merkezlerin etkin faaliyet göstermesini sağlayacak düzenlemelere ihtiyaç vardır” dedi.Tarhan, Türkiye’de bağımlılıkla mücadelede sivil toplum kuruluşlarının önemli rol oynadığını belirterek, “Gönüllü kuruluşların bağımlılıkla mücadelede daha etkin olabilmesi için yasal düzenlemeler yapılmalı ve bu tür kuruluşlara destek sağlanmalı” dedi.Sosyal Medyanın Bilinçli Kullanımı ve Gençlerde Yalnızlık
Prof. Dr. Tarhan, gençlerin sosyal medya kullanımının bilinçli bir şekilde sınırlandırılması gerektiğini vurguladı. Sosyal medyanın, gençlerin yalnızlık hislerini geçici olarak hafifletebildiğini ancak gerçek sosyal bağlantılar kurmalarını engellediğini ifade etti. Tarhan, “Gerçek sosyal ilişkiler ve duygusal bağlantılar, gençlerin sağlıklı bir gelişim süreci geçirmeleri için hayati öneme sahiptir. Aile içindeki sıcak ilişkiler, çocukların yalnızlık ve sosyal izolasyondan etkilenmeden büyümelerini sağlar” dedi.Sosyal medyanın, yüz yüze etkileşimlerin yerini tutamadığını belirten Tarhan, ailelerin çocuklarıyla zaman geçirmelerinin bağımlılık riskini azalttığını ifade etti. “Yalnız hisseden gençler, bu duygusal boşluğu doldurmak için madde kullanımına yönelebilirler. Oysa aileyle paylaşılan kaliteli zaman, onları bu tür risklerden korur” dedi.Güçlü Aile Bağları ve Sağlıklı İletişim Çocukları Bağımlılıktan Koruyor
Tarhan, aile içindeki sağlıklı iletişimin ve güçlü bağların, gençleri bağımlılıklardan uzak tutabileceğini söyledi. “Ailede disiplin ve sevgi dengeli bir şekilde sağlanmalıdır. Anne-baba, çocuklarına hem güvenli bir alan sunmalı hem de sınırlar koymalıdır. Ebeveynlerin sağlıklı bir aile ortamı sunması, çocukların kötü alışkanlıklara yönelmesini önleyebilir. Ancak aile içindeki sevgi ve şefkatin aşırı serbestlik veya kontrolsüz davranışlarla sunulması, çocukların bağımlılığa olan eğilimini artırabilir” dedi.Ailelerin Önceliklerini Gözden Geçirmesi Gerekiyor
Prof. Dr. Tarhan, madde bağımlılığı ile mücadelede ailelere büyük sorumluluk düştüğünü belirtti. “Türkiye’de madde bağımlılığı ciddi bir güvenlik sorunu haline gelmiştir. Çocuklarımıza yeterince zaman ayırmıyoruz. Onlara yaşamla ilgili konularda rehberlik etmek yerine, televizyon veya sosyal medya ile vakit geçiriyoruz. Bu tür ihmaller, gençlerin bağımlılık riskini artırıyor” dedi. Tarhan, çocukların ihtiyaç duydukları ilgi ve sevgiyi ailelerinden göremedikleri zaman, bu eksikliği dış etkenlerde arayabileceklerini vurguladı.Prof. Dr. Nevzat Tarhan, aile içi iletişimin gençlerin bağımlılık riskini önlemede önemli olduğunu ifade ederek, ailelerin gençlerle güçlü bir bağ kurmaları ve bağımlılıkla mücadelede bilinçli olmaları gerektiğini söyledi. Tarhan, sağlıklı aile yapısının ve sosyal desteğin gençlerin bağımlılık riskini büyük ölçüde azalttığını belirterek sözlerini tamamladı.