Yeniçağ Gazetesi yazarı Coşkun Çokyiğit, 'Turan'ın Kalbi' başlıklı makalesinde, Türkiye'nin küresel düzeyde karşılaşabileceği zorluklara dikkat çekerken, Türkiye'nin tarihsel ve kültürel önemine vurgu yapıyor.
Türkiye, zengin tarihi ve kültürel mirasıyla sadece coğrafi bir konumdan öte, tarihi ve köklü geçmişiyle "Turan'ın Kalbi" olarak kabul ediliyor. Yeniçağ Gazetesi yazarlarından Coşkun Çokyiğit'in "Turan'ın Kalbi" başlıklı makalesinde Türkiye'nin bu benzersiz konumuyla ilgili önemli uyarılarda bulunuyor.
Tarihi Perspektif:
Çokyiğit'e göre, Türkler 745 yılında Gök Türk Devleti'ni kurarak başlattıkları "budun birliği"ni, 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna kadar sürdürmüşlerdir. Ancak bu süreçte Türk boylarını bir araya getiren ideal zamanla unutulmuş. Yazar, bu tarihsel sürecin, Türk milletinin kültürel ve siyasi kimliğinin anlaşılması açısından kritik öneme sahip olduğunu vurguluyor.
Atatürk ve Türk Kimliğinin Yeniden İnşası:
Atatürk'ün "Türk" adını devlet adı olarak benimsemesi, sadece dilde bir değişiklik olmakla kalmayıp, aynı zamanda "Turan" şuurunun bir tezahürü olarak kabul edilmelidir. Atatürk'ün bu adımı, Türk milletinin tarih sahnesindeki yerini pekiştirmiştir.
Modern Tehditler ve Türkiye'nin Pozisyonu:
Yazar, 19. ve 20. yüzyıllarda Türk aydınlarının yaşadığı zorluklara ve Rusya, Çin gibi devletler tarafından yapılan baskılara değiniyor. Bu zorluklar, Türk kimliği ve Turancı ideallerin küresel tehlikelerle karşı karşıya olduğunun bir göstergesi olarak ele alınıyor. Çokyiğit, Türkiye'nin "Turan'ın Kalbi" olarak global çatışmalarda önemli bir stratejik konuma sahip olduğunu ve bu nedenle hem iç hem de dış politikada dikkatli adımlar atması gerektiğini savunuyor.Coşkun Çokyiğit'in "Turan'ın Kalbi" makalesi, Türkiye'nin tarihi ve kültürel önemini vurgularken, bu konumun getirdiği sorumlulukları ve karşılaşılacak zorlukları da gözler önüne seriyor. Makalenin tamamını okumak için Yeniçağ Gazetesi'nin ilgili sayfasını ziyaret edebilirsiniz:
Turan'ın Kalbi.