Yazar Amine Çalışkan, yeni yazısında insanın yaradılış gayesini derinlemesine inceliyor. Çalışkan, insanın yaratılışı gereği İslam ahlakı üzerine doğduğunu ve kendini keşfetmek için belirli yollara ihtiyacı olduğunu vurguluyor. Bu yolların, insanın akıl ve nefsi arasındaki çizgiyi aşmadan, ahlakını belirlemek suretiyle dünyevi hayatını düzenlediğini belirtiyor.
Şükür ve Tefekkürün Önemi
Çalışkan, doğuşundan itibaren insanı diğer varlıklardan ayıran en temel özelliğin şükür ve tefekkür olduğunu ifade ediyor. Acıyı, tatlıyı, soğuk ve sıcağı, hüznü ve mutluluğu, sessizliği ve zikri tamamen akıl ve mantığın belirlediğini anlatıyor. İslami ilimlerin, güzel ahlakın, farzlar ve sünnetlerin, Yaradan'ın emirlerini yerine getirmekle mükellef olan insan için ne kadar önemli olduğunu vurguluyor. Ancak bu süreçte gözden kaçan ince bir detay var:
Âhlakına değil, Âhlakımıza Yakışan.İnsanın Karakteri ve Tutumu
İnsanın en büyük özelliği olan karakteri, tutumu, merhamet ve ahde vefa, kişinin kendine verdiği ödüldür. Çalışkan, etrafını mutlu eden insanın insani görevini yerine getirdiğini, insanların önce kendine, sonra etrafına ve topluma karşı anlayışlı, kararlı, sözüne sadık ve hoşgörülü olması gerektiğini belirtiyor.
Dinimiz de bu insani vasıfları emreder.Olumsuz Davranışlar ve İnsanlığa Etkisi
Çalışkan, haksızlık, kıskançlık, riyakarlık, yalan, iftira, fitne, fesat ve üstünlük savaşı gibi davranışların insanın insani özelliklerini yok ettiğini ifade ediyor.
İnsanlar birbirini sevmedikçe, birbirinin iyiliğini istemedikçe ve birbirine el uzatmadıkça, bu dünyada huzur bulamaz ve ahiret hayatında da mutlu olamaz.Helal Dairesinde Rızkın Peşinde
Rızkının peşine düşerken helal dairesinde kalmanın önemini vurgulayan Çalışkan, insanlık sıfatlarına ve Yaradan'ın kurallarına riayet etmenin gerekliliğini anlatıyor. Efendi ve düzgün görünen insanların haksızlık karşısında susmaması gerektiğini, insanın amacı olarak başkalarına nasıl faydalı olabilirim, nasıl iyi bir kul olurum ve nasıl dosdoğru yaşarım sorularını sorması gerektiğini belirtiyor.
Kudüs Meselesi ve İnsani Duyarlılık
Çalışkan, Kudüs meselesine de değinerek, birçok insanın sessizlik ve duyarsızlıktan şikayet ettiğini belirtiyor.
Bilmez misiniz, muştular gelir ve imtihan sabra tabidir. Çocuklar ve kadınlara yapılan vahşet karşısında dua ve tefekkürün önemini vurguluyor.
Birbirinize düşman olmamak, Filistin için destek verirken birbirinizden nefret etmemek gerektiğini anlatıyor.İnsanın Kendi Yaratılışını Sorgulaması
Önce ben kimim, beni kim yarattı, neden yarattı, yolum ve görevim nedir onu sorgulamak gerektiğini belirten Çalışkan, insanın insani vasıflara sahip değilse ve insanlığa faydası yoksa, mum misali sadece kendini aydınlattığını ifade ediyor.
Ne acıdır ki, insanca düşünmemek, kişiye göre muamele etmek.Çalışın, koşun, insanlığın rehberi olan Kur'an-ı Kerim'in kurallarına göre yön veren, dert dinleyen, şifa olan, bir yüreğe İnşirah olan en demlisinden bir kul olun.Amine Çalışkan'ın bu derinlemesine yazısını okumak için
buraya tıklayın.