Mustafa Kemal Atatürk’e ait olduğu iddia edilen ve uzun yıllardır kayıp olduğu düşünülen tarihi bir mektup, arşivlerde yeniden gün yüzüne çıktı. Kurtuluş Savaşı dönemine ait olduğu öne sürülen bu belge, hem akademik çevrelerde hem de kamuoyunda büyük heyecan oluşturdu.
Kaybolduğu sanılan belge yeniden gündemde
Mustafa Kemal Atatürk’ün yıllardır kayıp olduğu sanılan bir mektubunun yeniden gün yüzüne çıktığı iddiası, akademi ve kamuoyunda heyecan yarattı. Söz konusu mektubun, Kurtuluş Savaşı yıllarında bir cephe komutanına yazıldığı ve dönemin stratejik gelişmelerine ışık tutabileceği belirtiliyor.Milli arşivde ulaşıldı
İddialara göre, mektup Türkiye Cumhuriyeti Devlet Arşivleri’nde, yeni yapılan dijital kataloglama çalışmaları sırasında ortaya çıktı. Henüz resmi bir açıklama yapılmazken, mektubun içeriğinin doğruluğunun uzman ekiplerce incelendiği ve yazının Atatürk’ün el yazısına büyük ölçüde benzediği ifade ediliyor.İçeriğinde neler var?
İlk sızan bilgilere göre mektubun içeriğinde, cephedeki moral durumu, askeri stratejiler ve birliği güçlendirme mesajları yer alıyor. Ayrıca, Atatürk’ün halkla olan bağını ortaya koyan samimi ifadeler de dikkat çekiyor. Tarihçiler, bu mektubun doğrulanması halinde hem Kurtuluş Savaşı’nın ruhunu hem de Atatürk’ün liderlik anlayışını daha derinlemesine anlamak için büyük bir fırsat sunduğunu belirtiyor.Tarihçiler incelemede
Gelişmenin ardından arşiv uzmanları, belge analiz ekipleri ve tarih profesörlerinden oluşan bir kurul, mektubun orijinalliğini ve tarihsel bağlamını incelemeye başladı. El yazısı, kâğıt yapısı, mürekkep türü ve yazım dili üzerinden yapılan analizlerin birkaç hafta içinde sonuçlanması bekleniyor.Resmiyet kazanması için zaman gerekiyor
Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'ne yakın kaynaklar, belgenin kesin olarak Atatürk’e ait olduğunun ispatlanmasının ardından kamuoyuyla paylaşılacağını belirtti. Bu süreçte herhangi bir spekülasyona yer verilmemesi adına içerik tamamen doğrulanmadan yayımlanmayacak.Yeni belgelerin habercisi olabilir mi?
Bu gelişme, arşivlerde halen keşfedilmeyi bekleyen başka belgelerin de olabileceği yönündeki beklentileri artırdı. Akademik çevrelerde, dijitalleştirilen milyonlarca belgenin daha kapsamlı taranması gerektiği görüşü hâkim. Özellikle Milli Mücadele yıllarına ait kişisel yazışmalar, bugünün Türkiye’si için büyük tarihsel anlam taşıyor.