Yeniçağ yazarı Arslan Bulut, bayram vesilesiyle yaptığı genel değerlendirmede, Türkiye’deki siyasal İslamcıların ve dolayısıyla iktidara getirdikleri AKP’nin hangi proje için çalıştığını sorguluyor. Bulut, Nazif Gürdoğan’ın 2011 yılında Yeni Şafak gazetesinde yayımlanan bir yazısına atıfta bulunarak, AKP'nin "Orta Doğu Birleşik Devletleri" projesine öncülük ettiğini belirtiyor.
Orta Doğu Birleşik Devletleri Projesi
Nazif Gürdoğan, 2011 yılının Nisan ayında yayımlanan yazısında, "Müslüman dünya, Amerika Birleşik Devletleri gibi, Orta Doğu Birleşik Devletleri'ni gerçekleştirmek zorundadır. Türkiye, Avrupa Birleşik Devletleri içindeki yerini güvenceye alarak, Orta Doğu Birleşik Devletleri'nin oluşmasına öncülük yapmalıdır." ifadelerini kullanmıştı. Bulut, yıllardır Anayasa’nın Türk Milleti esasına dayalı değiştirilemez maddelerinin ve Türklük tanımının kaldırılması planlarının ardında yatan gerçeğin bu olduğunu savunuyor.
Siyasi Yakınlaşmalar ve Yeni Anayasa Süreci
Şimdiki AKP-CHP yakınlaşmasının da “Yeni Anayasa süreci” için başlatıldığını belirten Bulut, Suriye’nin iç savaşa sürüklenerek parçalanmasında olduğu gibi Türkiye’yi yöneten İslamcı kadroların, Orta Doğu'da Amerika'nın öncü kuvveti rolünü üstlendiğini ifade ediyor. Bu durumun, Bernard Lewis'in "İstanbul başkentli Orta Doğu Birleşik Devletleri Federasyonu" fikrinden kaynaklandığını vurguluyor.
ABD ve AB'nin Türkiye'ye Baskısı
Bulut, ABD ve AB'nin, Türkiye'yi federe devletlere bölme çabalarını eleştiriyor. AB çevrelerinin öngörüsüne göre kurulması planlanan federe devletlerin adlarını sıralayan Bulut, Türk Ordusu ve Türk aydınlarına karşı girişilen Ergenekon ve Balyoz gibi sindirme operasyonlarının asıl sebebinin de bu projeler olduğunu belirtiyor.
İstanbul'un Önemi ve Büyük İsrail Projesi
İstanbul merkezli Orta Doğu Birleşik Devletleri projesinin, aslında "Büyük İsrail" projesinin kamufle edilmiş hali olduğunu savunan Bulut, Galataport'un İsrailli Ofer'e verilmesi ve Türkiye-Suriye sınır boylarının bir İsrail şirketine kiralanması gibi olayların bu projeyi hızlandırma amacını taşıdığını ifade ediyor.
Türk Milletinin Sorumluluğu
Bulut, Türk Milleti'nin, bu politikalara tepkisini 31 Mart 2024 mahalli seçimlerinde gösterdiğini ancak birinci parti konumuna yükselen CHP’nin bu konularda yeterince duyarlı davranmadığını dile getiriyor. Türk Milleti’nin bugünkü neslinin, kendi varlığını sürdürebilmek için siyasi alternatif üretmekle sorumlu olduğunu vurgulayan Bulut, bu sorumluluğun öncelikle aydınların omuzunda olduğunu belirtiyor.Makalenin tamamını okumak için
tıklayın.