Medical Park Tokat Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Faruk Kutlutürk, son yıllarda hızla artan tiroit kanseri vakalarına dikkat çekerek, biyopsi yöntemiyle erken tanının bu hastalığın tedavisinde büyük rol oynadığını belirtti. Tiroit hastalıkları tanısında kullanılan biyopsi, nodüllerin iyi veya kötü huylu olup olmadığını belirlemekte ve gereksiz ameliyatların önüne geçmektedir.En sık görülen ilk 5 kanser içinde
Prof. Dr. Kutlutürk, tiroit kanserinin hızla artarak en sık görülen kanser türleri arasında ilk 5’te yer aldığını söyledi. Radyasyona maruz kalma gibi etkenlerin yanı sıra, ultrasonografi ve biyopsi gibi tanı yöntemlerinin yaygınlaşmasının da tiroit kanseri vakalarının artmasında etkili olduğunu ifade etti.Erken belirti vermeyebilir
Tiroit kanserlerinin çoğunun erken evrelerde belirti vermediğini ve genellikle tesadüfen tespit edildiğini söyleyen Prof. Dr. Kutlutürk, "Tiroit kanserlerinin çoğu yavaş ilerler ve uzun süre belirti vermez. Ancak ilerleyen süreçlerde nefes darlığı, çarpıntı, daralma gibi şikayetler ortaya çıkabilir" dedi.Risk faktörleri: İyot eksikliği, radyasyon, genetik faktörler
Tiroit kanseri risk faktörleri arasında radyasyona maruziyet, iyot eksikliği ve genetik yatkınlık gibi unsurların önemli olduğunu belirten Kutlutürk, tiroit nodüllerine biyopsi yapılmasıyla kanser olup olmadığının tespit edilebildiğini vurguladı. Nodüllerin yüzde 90'ından fazlasının iyi huylu olduğunu ifade eden Kutlutürk, biyopsi sayesinde gereksiz ameliyatların önlenebildiğini belirtti.Tiroit biyopsisi nasıl yapılır?
Tiroit biyopsisinin, poliklinik ortamında ultrasonografi eşliğinde yapıldığını belirten Prof. Dr. Kutlutürk, bu sayede şüpheli nodüllerden örnek alınarak kanama gibi istenmeyen durumların önlendiğini söyledi. Biyopsi sonrası patoloji uzmanlarının yaptığı değerlendirme sonucunda, nodülün iyi huylu veya kötü huylu olup olmadığı tespit edilir.Erken tanı hayat kurtarır
Biyopsi ile erken tanı konulabilen tiroit kanserinin, en iyi tedavi edilebilen kanser türlerinden biri olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Kutlutürk, “Erken tanı sayesinde etkili tedavi gören hastalar, sağlıklı bir şekilde hayatlarına devam edebilirler. Boyun bölgesinde ağrı, şişlik, nefes darlığı gibi belirtilerle karşılaşan hastalar mutlaka bir uzmana başvurmalı ve biyopsi ile tanı konulmalıdır” dedi.
Prof. Dr. Kutlutürk, tiroit kanserinin hızla artarak en sık görülen kanser türleri arasında ilk 5’te yer aldığını söyledi. Radyasyona maruz kalma gibi etkenlerin yanı sıra, ultrasonografi ve biyopsi gibi tanı yöntemlerinin yaygınlaşmasının da tiroit kanseri vakalarının artmasında etkili olduğunu ifade etti.Erken belirti vermeyebilir
Tiroit kanserlerinin çoğunun erken evrelerde belirti vermediğini ve genellikle tesadüfen tespit edildiğini söyleyen Prof. Dr. Kutlutürk, "Tiroit kanserlerinin çoğu yavaş ilerler ve uzun süre belirti vermez. Ancak ilerleyen süreçlerde nefes darlığı, çarpıntı, daralma gibi şikayetler ortaya çıkabilir" dedi.Risk faktörleri: İyot eksikliği, radyasyon, genetik faktörler
Tiroit kanseri risk faktörleri arasında radyasyona maruziyet, iyot eksikliği ve genetik yatkınlık gibi unsurların önemli olduğunu belirten Kutlutürk, tiroit nodüllerine biyopsi yapılmasıyla kanser olup olmadığının tespit edilebildiğini vurguladı. Nodüllerin yüzde 90'ından fazlasının iyi huylu olduğunu ifade eden Kutlutürk, biyopsi sayesinde gereksiz ameliyatların önlenebildiğini belirtti.Tiroit biyopsisi nasıl yapılır?
Tiroit biyopsisinin, poliklinik ortamında ultrasonografi eşliğinde yapıldığını belirten Prof. Dr. Kutlutürk, bu sayede şüpheli nodüllerden örnek alınarak kanama gibi istenmeyen durumların önlendiğini söyledi. Biyopsi sonrası patoloji uzmanlarının yaptığı değerlendirme sonucunda, nodülün iyi huylu veya kötü huylu olup olmadığı tespit edilir.Erken tanı hayat kurtarır
Biyopsi ile erken tanı konulabilen tiroit kanserinin, en iyi tedavi edilebilen kanser türlerinden biri olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Kutlutürk, “Erken tanı sayesinde etkili tedavi gören hastalar, sağlıklı bir şekilde hayatlarına devam edebilirler. Boyun bölgesinde ağrı, şişlik, nefes darlığı gibi belirtilerle karşılaşan hastalar mutlaka bir uzmana başvurmalı ve biyopsi ile tanı konulmalıdır” dedi.