İstanbul’da büyük bir deprem olup olmayacağı sorusu, gündemin en sıcak başlıklarından biri olmayı sürdürüyor. Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın Marmara Denizi açıklarında uzandığını hatırlatan Araştırmacı Yazar Bedriye Arık Çambel, İstanbul’un jeolojik olarak büyük bir risk altında olduğuna dikkat çekti.
Çambel, Marmara'da biriken enerjinin 7.0 ve üzeri büyüklükte bir deprem üretebileceğini belirtti. Bilimsel verilere göre önümüzdeki 30 yıl içinde İstanbul’da büyük bir deprem yaşanma ihtimali yüzde 60 civarında.
Ancak Çambel’in vurguladığı asıl mesele, doğrudan depremin kendisinden çok, insan eliyle büyütülen riskler oldu. 'Deprem değil, rant öldürür. Deprem değil, siyasi çıkarlar öldürür' diyen Çambel, Türkiye’de yaşanan felaketlerin ardından ortaya çıkan ağır tabloyu kötü yapılaşma, denetimsizlik ve çıkar odaklı şehir planlaması ile ilişkilendirdi.
Özellikle 1999 Marmara Depremi'nde çöken binaların, kalitesiz malzeme kullanımı ve uygunsuz inşaatlarla dolu olduğunu hatırlatan Çambel, siyasi çıkarların da acil durum yönetimini sekteye uğrattığına dikkat çekti.
Deprem Sonrası Hangi Önlemler Alınmalı?
Araştırmacı Yazar Bedriye Arık Çambel, İstanbul’da olası bir büyük depremin ardından bireysel ve toplumsal anlamda alınması gereken tedbirleri de sıraladı. Acil durum planlarının yapılmasından güvenli toplanma alanlarının belirlenmesine, ilk yardım bilgisinden deprem çantası hazırlamaya kadar pek çok konuda önemli uyarılarda bulundu.
Toplumsal dayanışmanın ve yerel yönetimlerden şeffaf denetim talep etmenin hayati olduğunu vurgulayan Çambel, “Allah’a emanet olun” diyerek sözlerini tamamladı.
Araştırmacı Yazar Bedriye Arık Çambel’in İstanbul’daki deprem riskine dair detaylı makalesini okumak için tıklayınız!