Türk toplumunda çayın ayrı bir anlamı bulunuyor. Çay, sudan sonra en çok tükettiğimiz bir türlü vazgeçemediğimiz sıcak içeceklerin arasında yer alıyor.Genel olarak dünya nüfusunun üçte ikisinde çay tüketilmektedir. Bol yağış alan yerlerde yetişen çay, ülkemizde Karadeniz Bölgesinde yetişmektedir. peki Çayın faydaları ve zararları nedir? Çay nasıl demlenmeli? Çay nasıl içilmelidir?
yayıldı. Çay bitkisi, Latince adıyla Camellia sinensis, Genel olarak dünya nüfusunun üçte ikisinde çay tüketilmektedir. Türkiye’de çay üretmek için ilk girişim 1888 yılında yapılmıştır. Çin’den getirtilen çay fidanları ve tohumları Bursa ilinde denenmiş, fakat çay fidanları gelişme göstermedi.1892 yılında çay fidanları ve tohumlarının ekilmesi tekrarlandı ancak, Bursa’da nemli ve yağışlı iklimin bulunmaması ve ekolojik koşulların çay yetiştiriciliğine uygun olmaması nedeniyle her iki denemeden de sonuç alınamadı. 1917 yılında Doğu Karadeniz Bölgesi’nin çay ve narenciye bitkilerinin yetiştirildiği bölgelere benzer ekolojik koşullara sahip olduğunu belirten bir rapor hazırlandı. Araya giren savaş yıllarından sonra 1924 yılında Rize başta olmak üzere Doğu Karadeniz Bölgesi’nde çay fidan ve tohumu ekimi ile ilgili çalışmalar yapıldı. Günümüzde bu bölgemiz Türkiye’nin ihtiyacını karşılamakta ve çay ihracatı yapacak boyutta üretim yapabilmektedir.
Çayın faydaları ve zararları Nelerdir?
Yaz ve kış aylarında bol miktarda tükettiğimiz çayın faydaları sağlık sağlık açısından önemlidir. Şekersiz olarak düzenli bir şekilde çay tüketimi sağlık açısından birçok olumlu etkileri vardır. Günde 4 bardaktan fazla tüketiminde ise çayın zararları ile karşılaşmak mümkündür.Zihinsel yorgunluğu gidermeye yardımcı olan çayın, faydaları ve zararları hakkında tüm detayları aşağıda bulabilirsiniz.Çayın faydaları nelerdir?
- Çayın faydaları denince ilk akla gelen zihinsel yorgunluğu gidermeye yardımcı olmasıdır.
- Kolon kanserine yakalanma ihtimalinizi en az seviyeye düşürür.
- Midenin çalışma sistemini güçlendirir.
- Guatr, kolera gibi hastalıkların tedavisinde kullanılabilir.
- Diş ve diş eti problemlerinde etkilidir.
- Ağız kokusu gibi problemlerden kurtulmanızı sağlar.
- Antioksidan özelliği bulunur.
- Günde en fazla 3 bardak tüketilen çay kalp krizi riskinizi önlemektedir.
- Kemik sağlığını korumaya yardımcı olur.
- Bağışıklık sisteminin güçlenmesini sağladığı çayın faydaları arasında bilinmektedir.
- Kansere yakalanma ihtimalinizi en az seviyeye indirir.
- Sindirim sistemi için önemli bir etkiye sahiptir.
Çok fazla kalori içermez.
- Metabolizmayı hızlandırmayı sağlar.
- Stres, depresyon gibi sorunların etkilerini azaltır.
- Yorgunluğu gidermek için birebirdir.
- Sinir sistemi üzerinde olumlu birçok etkisi bulunmaktadır.
Çayın zararları nelerdir?
Çayın zararlarından etkilenmemek için aşırıya kaçılmamalıdır. Her gün düzenli bir şekilde abartıya kaçmadan içilen çayın hiçbir zararı yoktur.Önemli birtakım hastalıklarınız bulunuyorsa, çayın zararları bünyenize ve rahatsızlığınıza göre etki gösterebilir. Bu durumda çay tüketmek için doktorunuza danışmanız daha iyi bir sonuç almanızı sağlayacaktır.Şekerli bir şekilde çay tüketimi zararlı hale gelebilir. Bu yüzden tatlandırmak için bal veya limon kullanabililir. Çayın zararları günde 4 bardaktan fazlası tüketiminde görülebilmektedir. Fazla tüketiminde özellikle yaşlılarda kalp çarpıntısına, ritim bozukluğu gibi problemlerin yaşanmasına sebep olabilir. Demir eksikliği problemleri yaşamamak için, limonlu su ve şekersiz olarak tüketmeniz gerekmektedir.Besleyici, uyarıcı, susuzluğu giderici, kanı temizleyici özellikleri bulunan çayın faydalı etkilerinden yararlanmalıdır.Çayın Tarihi Süreci Nedir?
Çay ilk defa Milattan Önce 2737 yılında, Çin İmparatoru Shen Nung tarafından, kaynayan suya çay yapraklarının düşmesi sonucu, tesadüfen bulundu. Kaynayan suda oluşan farklı renkteki karışımın aroması ve tadı beğenildi. Kısa Sürede Çin’e, ardından tüm dünyayayayıldı. Çay bitkisi, Latince adıyla Camellia sinensis, Genel olarak dünya nüfusunun üçte ikisinde çay tüketilmektedir. Türkiye’de çay üretmek için ilk girişim 1888 yılında yapılmıştır. Çin’den getirtilen çay fidanları ve tohumları Bursa ilinde denenmiş, fakat çay fidanları gelişme göstermedi.1892 yılında çay fidanları ve tohumlarının ekilmesi tekrarlandı ancak, Bursa’da nemli ve yağışlı iklimin bulunmaması ve ekolojik koşulların çay yetiştiriciliğine uygun olmaması nedeniyle her iki denemeden de sonuç alınamadı. 1917 yılında Doğu Karadeniz Bölgesi’nin çay ve narenciye bitkilerinin yetiştirildiği bölgelere benzer ekolojik koşullara sahip olduğunu belirten bir rapor hazırlandı. Araya giren savaş yıllarından sonra 1924 yılında Rize başta olmak üzere Doğu Karadeniz Bölgesi’nde çay fidan ve tohumu ekimi ile ilgili çalışmalar yapıldı. Günümüzde bu bölgemiz Türkiye’nin ihtiyacını karşılamakta ve çay ihracatı yapacak boyutta üretim yapabilmektedir.