TÜBERKÜLOZ HASTALARININ YÜZDE 12'Sİ DEPREM BÖLGESİNDE

Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD) tarafından yapılan açıklamaya göre, Türkiye'deki kayıtlı tüberküloz hastalarının yüzde 12'si deprem bölgesinde yaşıyor.

Bu durum, olumsuz koşullar ve artan yer değiştirmelerinin hastalığın görülme sıklığı ve dağılımında kötüye gitmesine neden oluyor. TÜSAD Tüberküloz Çalışma Grubu Başkanı Doç. Dr. Mediha Gönenç Ortaköylü, deprem bölgesinde yaşayan kayıtlı verem hastalarının takip ve tedavisinin önemine dikkat çekti.

Tüberküloz, öncelikle akciğerler olmak üzere tüm organlarda görülen bulaşıcı bir enfeksiyon hastalığıdır. Depremle birlikte ortaya çıkan olumsuz etmenlerin tüberküloz epidemiyolojisinde kötüleşmeye neden olduğu belirtiliyor. Kötü yaşam koşulları, aşırı kalabalık ortamlarda yaşamak, düşkünlük ve aşırı stres, tedaviye ulaşamama, tüberküloz epidemiyolojisinin kötüleşmesine katkı yapıyor.

Türkiye'de kayıtlı tüberküloz hastalarının yüzde 12'sinin deprem bölgesinde yaşıyor olması, bu hastaların takip ve tedavisinin hayati önem taşıdığını gösteriyor. Tanı ve tedavideki ilerlemelere rağmen tüberküloz, COVID-19'dan sonra en fazla ölüme sebep olan enfeksiyon hastalığıdır. Dünya Sağlık Örgütü'nün önerisiyle her yıl 24 Mart tarihi Dünya Tüberküloz Günü olarak kabul ediliyor.

Tüberkülozun tedavi başarısında tedavi sürekliliğinin önemine de değinen Ortaköylü, şu hatırlatmaları yaptı. “Tanı konulup tedavi başlanan hastaların bulaşıcılığı hızla azalıyor. Bu nedenle tanı konan yeni bir tüberküloz hastası altı ay boyunca düzenli bir tedavi kullanmalı. Tüberküloz hastalarının tedavilerinin başarıyla tamamlanması, bulaşmayı önleyeceğinden tüberkülozdan korunmanın en etkin yöntemi. Biz de TÜSAD olarak tüberküloz mücadelesi konusunda yaptığımız çalışmalarda tanı ve düzenli tedavinin önemi konusunda özellikle farkındalık yaratmaya çalışıyoruz.”