2025 yılı toplu sözleşme dönemi, eğitim çalışanlarının ekonomik ve mesleki haklarının yeniden düzenlenmesi için tarihi bir fırsattır. Eğitim emekçileri, yıllardır çözülmeyen sorunlarla baş başa bırakılmış ve yaşanan ekonomik kriz ortamında hak ettiği değeri görememiştir. Artık bu sorunların görmezden gelinmesi mümkün değildir. Yetkili sendikanın talepleri somut, uygulanabilir ve eğitim camiasının gerçek ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde belirlenmelidir.
Sendikacılık: Kazanım Elde Etme Sanatıdır
Sendikacılık, yalnızca tweet atmak, afiş basmak ya da göstermelik basın açıklamaları yapmak değildir. Sendikacılık; mücadele etmek, üyelerinin hakkını almak, masada ve sahada gerçek kazanımlar elde etmektir.
Sendikalar, siyasilerin boyunduruğu altına giren bir yapıya dönüşmemelidir. Sendikalar, üyelerinin sesini duyurmak için vardır. Dostlar alışverişte görsün mantığıyla yapılan eylemler, eğitim çalışanlarının sorunlarını çözmez, aksine mücadeleyi sıradanlaştırır ve etkisizleştirir.
Eğer bir sendika, üyelerinin hakkını arama cesaretini göstermiyorsa, yalnızca vitrin süsü olmaktan öteye gidemez. Eğitim çalışanlarının beklentisi; gerçekçi, kararlı ve bağımsız bir sendikal duruştur.
Bu sebeple 2025 toplu sözleşme yılı, sadece taleplerin sıralandığı değil, bu taleplerin sonuna kadar takip edildiği bir yıl olmalıdır.
Eğitim Çalışanlarının Acil Çözüm Bekleyen Bazı Taleplerini Sırayalayacak Olursak;
Kaynaştırma Öğrencisi Olan Öğretmenlere İlave Ek Ders Ücreti Ödenmelidir.
Kaynaştırma eğitimi, öğretmenler için hem pedagojik hem de duygusal açıdan yoğun bir mesai gerektirir. Bu emeğin karşılığı olarak, kaynaştırma öğrencisi olan öğretmenlere ilave ek ders ücreti verilmesi, öğretmenin yükünün bir nebze olsun hafifletilmesini sağlayacaktır.
Öğretmen ve Emekli Maaşları Yaşanabilir Seviyeye Çekilmelidir
Mevcut maaşlar öğretmenleri ve emeklileri temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz hale getirmiştir. Maaşlar, insanca yaşam standartlarına uygun şekilde güncellenmeli ve öğretmenin itibarı korunmalıdır.
Emekli İkramiyeleri Yeniden Düzenlenmelidir
Emekli olan öğretmenler, yıllar süren emeklerinin karşılığını alabilmelidir. Emekli ikramiyeleri, bugünün ekonomik koşullarına göre artırılmalıdır. Eskiden emekli ikramiyesi ile bir ev ya da bir araba alan memur şu anki ikramiye ile bunların yanına yaklaşamamaktadır.
Sınıf Öğretmenleri İçin 15 Saat Maaş Karşılığı Uygulaması Getirilmelidir
Branş öğretmenlerine tanınan 15 saat maaş karşılığı uygulaması, anasınıfı ve sınıf öğretmenlerine de uygulanmalıdır. Bu, çalışma şartlarında adaleti sağlayacaktır.
Atamalarda Liyakat Esas Alınmalıdır
Eğitimde başarı, liyakatli yöneticilerle mümkündür. Torpil ve sendikal yakınlıkla yapılan atamalar, eğitim sistemini kökten yaralamaktadır. Atamalar, şeffaf ve objektif kriterlerle yapılmalıdır.
Banka Promosyonlarına Standart Getirilmelidir
Banka promosyon ödemelerinde iller ve kurumlar arasında adaletsizlikler oluşmaktadır. Tüm eğitim çalışanlarını kapsayan, ülke genelinde eşit ve standart bir promosyon uygulaması getirilmelidir.
Toplu Sözleşmeler Yıllık Yapılmalıdır
Ekonomik dalgalanmalar, uzun vadeli sözleşmeleri işlevsiz hale getirmektedir. Bu yüzden toplu sözleşmeler yıllık yapılmalı, kamu çalışanlarının kaybı anında telafi edilmelidir.
Maaş Zamlarına Refah Payı Eklenmelidir
Enflasyon farkı, yalnızca zararı karşılar; yaşam standardını yükseltmez. Bu nedenle zamlara mutlaka refah payı eklenmelidir. Ve altışar aylık dönemden vazgeçilerek aylık uygulanmalı böylece memurun kaybı uzun süreçten kısa sürece indirgenmelidir.
Uzman ve Başöğretmenlik Tazminatları Emeklilikte de Ödenmelidir
Uzman ve başöğretmen unvanlarının tazminatları emekli olduktan sonra da devam etmelidir. Ayrıca şube müdürleri ve emekli olan öğretmenler de kariyer basamaklarından yararlanmalıdır.
Vergi Dilimi %15’e Sabitlenmelidir
Kamu çalışanlarının maaşları yıl içinde vergi dilimi nedeniyle düşmektedir. Matrahlar güncellenmeli, vergi oranı %15’e sabitlenmeli, maaşlardaki kayıpların önüne geçilmelidir.
Ek Ders Ücretleri Artırılmalıdır
Ek ders ücretleri günün koşullarına göre çok düşük kalmıştır. Bu ücretler, öğretmenin emeğini karşılayacak seviyeye çekilmelidir.
Eğitim-Öğretime Hazırlık Ödeneği Genişletilmeli ve Artırılmalıdır
Hazırlık ödeneği, yalnızca öğretmenlere değil, tüm eğitim çalışanlarına verilmeli ve en az bir maaş tutarında olmalıdır.
Bu örnekleri çoğaltmamız mümkündür. Bu konularla ilgili toplu sözleşmeye katılacak sendika çalışanlara anket uygulayıp eksiklik ve aksaklıkları tespit ederek toplu sözleşmeye katılmalı ve belirlediği konularda da ısrarcı olmalıdır.
Yetkili sendikalar, artık siyaset gölgesinden kurtulmalı, eğitim çalışanlarının hakkı için gerektiğinde bedel ödemeyi göze almalıdır. Eğitim camiasının sabrı tükenmiştir. 2025 toplu sözleşmesi, yalnızca bir pazarlık süreci değil; öğretmenlerin ve eğitim çalışanlarının umutlarını yeniden inşa etme mücadelesi olmalıdır. Ve kazanım elde edebilmek için tüm sendikalar yeri geldiğinde birlikte hareket edebilmelidir.
Unutmayalım:
Sendika, üyelerinin haklarını korumuyorsa tabela olmaktan öteye gidemez.
Gerçek sendikacılık, hak almayı başaran sendikacılıktır.