Bakanlar Kurulu kararı ile 27 Ekim 2013 tarihinde saatlerin bir saat geri alınması uygulamasına son verilmiştir. Kış saati uygulamasının kaldırılması ve yaz saati uygulamasının sürekli hale getirilmesi, özellikle öğrenciler, çalışanlar ve genel anlamda toplumsal yaşam üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır. Bu uygulama, zaten içi kararmış insanlarımızın günün ilk saatlerinde karanlıkla mücadele etmek zorunda bırakmaktadır. Keşke bu konudaki kararlılık faydalı olan şeylerde de uygulanabilse..
İnsanlar sabahları güneş ışığı ile uyanırsa, güne enerjik bir başlangıç yapar. Ancak yaz saati uygulamasının sürekli hale getirilmesi, özellikle kış aylarında sabah karanlığında uyanmayı zorunlu hale getirmiştir. Bu durum bireylerde yorgunluk, halsizlik ve odaklanma sorunlarına neden oluyor. En çok da çocuklar bu durumdan etkileniyor; sabahın kör karanlığında uyanıp okula gitmek zorunda kalan öğrenciler hem fiziksel hem de zihinsel olarak zorlanıyor.
Sabah karanlığında yola çıkmak, güvenlik açısından da ciddi riskler taşımaktadır. Özellikle okula yürüyerek giden çocuklar, servis bekleyen öğrenciler ve işe gitmek için toplu taşıma kullanan bireyler için bu durum, kazalara ve çeşitli tehlikelere yol açmaktadır. Trafik kazalarının özellikle sabah karanlığında artış gösterdiği bilinmektedir. Görüş mesafesinin düşük olması, kış mevsimi hava koşulları ve bireylerin yeterince uyanık olmaması, bu kazaların temel nedenlerinden biridir.
Karanlıkta uyanma zorunluluğu, bireylerde ciddi stres oluşturmaktadır. İnsanlar, güne enerjik başlamak yerine yorgun ve isteksiz bir ruh haliyle başlıyor. Karanlıkta insanın yataktan kalkası gelmiyor. Bu durum, genel olarak toplumsal verimliliği de düşürüyor. Çalışanlar iş yerlerinde, öğrenciler sınıflarında uyukluyor. Günün en verimli saatleri olması gereken sabah saatleri, karanlığın etkisiyle yok oluyor. Ve insanların tüm gününün kötü geçmesine neden oluyor.
Neden Hala Bu Uygulamaya Devam Ediliyor?
Yaz saati uygulamasının sürekli hale getirilmesi, enerji tasarrufu ve ekonomik faydalar gibi gerekçelerle savunuluyor. Ancak yapılan araştırmalar, bu tasarrufun oldukça sınırlı olduğunu gösteriyor. Üstelik sağlık, güvenlik ve toplumsal verimlilik üzerindeki olumsuz etkileri, uygulamanın ekonomik kazançlarını bence gölgede bırakıyor. Elektrik tüketimi, sadece gün ışığına bağlı değildir; ısıtma sistemleri, bireylerin yaşam alışkanlıkları enerji tüketimini daha fazla belirlemektedir.
Peki Ne Yapılmalı?
Enerji Verimliliği konusunda 7’den 70’e tüm insanlarımızı bilinçlendirmeliyiz. Enerji verimliliği konusunda bilinçlenen ve bu verimlilik için çaba gösteren insanlarımızı da teşvik etmeliyiz.
Kış saati uygulamasına ivedilikle geri dönmeliyiz. Bu sayede sorunların büyük bir kısmını ortadan kaldırabiliriz. İnsanların hem bireysel sağlığını hem de toplumsal verimliliğini artırmış oluruz. Sonuç olarak, sürekli yaz saati uygulaması milyonlarca insanı günlük yaşamına, karanlık bir sabahla başlamak zorunda bırakıyor. Bu uygulamanın toplumsal ve bireysel zararları dikkate alınmalıdır. Toplumun psikolojik sağlığı ve bireysel refahı, ekonomik faydalardan daha öncelikli olmalıdır.