Son birkaç günü sadece eski yazılarımı okuyarak geçirdim. Sonuç olarak kendimden korktum. Sanki bu olanları ben size daha önce aktarmışım gibi geldi. Bu hükümetin aralık ayında sarsılacağını, yerel seçimlere darmadağın gireceğini ve Tayyip ERDOĞAN’sız bir AKP ile yola devam edileceğini aktarmıştım. Bu güne kadar söylediklerimi beraber gördük ve göreceklerimiz hakkında size teminat veririm. Başbakan, on yılı aşan iktidarı boyunca hiç güzel iş yapmadı mı? Elbette yaptı fakat tüm yaptıklarını gölgede bırakacak bir hamlesi var.
Kurtuluş, ülkeyi seçime götürmek. İster yerel seçimle birleştirsin isterse yerel seçimlerden hemen sonra. Hala arkasında sebebini bilmeden destek verenler varken bu hamleyi yapmalı.
Sebebini bilmeden diyorum çünkü tüm bu olanlardan sonra hala arkasında bir halk desteği varsa sebebini ancak sosyologlar açıklayabilir.
Reza ZERRAB denen şahsa, istisnai vatandaşlık hakkını hangi özeliğinden dolayı verildiğini açıklayabilecek bir akıllı çıksın diye bekliyorum. Sanat desek yok, ilim adamı değil, anayasamızda istisnai vatandaşlıkla alakalı kanun apaçık ortada ve kriterleri hiçbirine uymuyor. Kendisi, babası, kardeşi, yengesi, yeğeni ve hatta bir şirket çalışanını istisnai vatandaş yapmışız ve bunu son sürat Bakanlar Kurulundan geçirmişiz. Birbiri ile ilintili her yazımda hep söyledim yine söylüyorum. Bu hükümetin kirli İran ilişkileri sürekli önlerine çıkıyor ve çıkmaya devam edecek.
Başbakan masumu oynamaya devam ediyor. Yolsuzluk dosyalarını üst üste koysak Ayyuka çıkar ama hala dış mihrak, çete söylemlerine devam ediyor. Paralel devlet sözünün fikir babası yanlış hatırlamıyorsam merhum ERBAKAN hocadır. Paralel devlete karşı olduğunu yıllar önce söylemişti. O gün için bahsettiği PKK terör örgütüydü. Bugün hayırsız evlatları paralel devlet sözünü yine gündeme oturttular. Paralel devlet var mıdır, bilemiyorum fakat önce kirli dosyaların savunucusu olmak yerine temizlik çalışması yapmasının daha mantıklı olacağını kendisi bizden daha iyi biliyor. Zaten dosyaların içeriğini de herkesten iyi biliyor çünkü dosyalar masasının üzerinde duruyor.
Tüm bu olanların, dış mihrak destekli ve ülkenin huzurunu, refahını bozmaya yönelik operasyon olarak göstermeye çalışsa da başarılı olamayacak. Halk Bankası’nda olanlar yüzünden borsanın etkilendiğini söyleyen başbakan, Gezi olaylarından sonra meydana gelen çalkantıda aynı tavrı neden göstermedi?
Bırakın borsa düşsün eninde sonunda eski halinden daha iyi konuma gelir. Yeter ki adalete müsaade edilsin ve suçlu varsa ortaya çıksın. Bu şekilde güven ortamı oluşturulmuş olur. ‘Gümüş Kurşun’ adlı kitabı Türkiye’de yayınlandığı yıl okumuştum. ABD hükümeti her türlü krizi göze alarak yolsuzluğun üzerine gitmiş, borsa sarsılmış ama neticede tekrar eski seviyesine ulaşmıştı.
Niçin yargıya müdahale ediliyor ve yolsuzluk olaylarının üzerine gidilmesine izin verilmiyor. Sebep şu olabilir.
Kirliliğin seviyesi tahmin edilenin çok üzerinde ve sonuna kadar araştırılırsa, hükümet bu olayların altından kalkamayacak.
Neticede bu hükümet ömrünü tamamladı. Tekrarlıyorum. Başbakan, durmak yok yola devam derse ilk genel seçimlerde yerle bir olacak. Bekleyelim görelim.